|
|
![]() Biliyorsunuz, Amerika Birleşik Devletleri, bilim ve teknoloji alanında dünyanın önde gelen ülkelerden birisidir. Nobel Ödülü kazananlar arasında ABD vatandaşlarının çoğunlukta olması, yüksek teknoloji alanında kendini ispatlamış devasa şirketlerin çok olmasının temelinde yatan etken, kendilerini boş işlerle meşgul etmemelerindendir. Üzülerek ifade etmek istiyorum. Bilim ve teknoloji anlamında Türkiye olarak hazır lokmacıyız. Kendimizi teknolojik süreç içerisinde insanlığa faydalı buluşlara sevk edemiyoruz. İnsanoğluna, milletimize, ailemize, kendimize hiçbir faydası olmayacak basit uğraşlarla, dedikodularla, haset yapımızla, okeyle, tavlayla, birbirimizin ayıbını deşelemekle, etnik unsurlarla birbirimizi küçümseyerek görüş açımızın daralmasına kendimiz sebep oluyoruz. Özeleştiri yapmanın zamanı gelmiştir. Ülkemizin içinde bulunduğu sosyal buhranın temelinde yatan etken, gelişmeler karşısında ki vurdumduymaz düşünce yapımız ve doyumsuz enaniyetimizdir. Yaşadığımız yerküre rabbimizin tüm insanlığa bir lütfudur. Bu dünyada tüm insanların kendine bahşedilen etnik yapısı, farklı ideolojik düşünceleri ile yaşamaya hakkı vardır. Bizim ve diğer İslam ülkelerinde farklı etnik gruplar arasına atılan nifak tohumlarının sebebiyle, bilim, insan ve teknoloji alanında hep ilgisizlik ve sürtüşme içerisinde oluyoruz. Birçoğunuz ABD'de ki siyah beyaz ayrımı ile geçmişte yaşanan onca olayları örnek göstererek karşıt bir görüş ortaya koyabilirsiniz. Ama bu tür çatışmaların bastırılarak birlikte yaşama başarılarının bizim çok ilerimizde olduğu su götürmez bir gerçektir. Nitekim bugün bu dev ülkenin başında kökeni Afrika'ya dayanan zenci bir lider görev yapmaktadır. O ülkede bunlar aşılmışken biz millet olarak birçok ortak noktamıza rağmen halen birlikte yaşama dair sorgulamalarla birbirimize diş bilenmekten öte bir şey yapmıyoruz. Etnik köken gerçeğinin birlikte yaşamamıza engel teşkil etmeyecek kadar önemli bir detay olduğunu halen kavrayabilmiş değiliz. Ülkemizde yaşayan farklı ırklara mensup fertler arasında yaşanan kız alıp vermeler ve gelişen akrabalık ilişkilerine rağmen hala bunlarla birbirimizin eksik ve zayıf yönlerini aramaya ne kadar devam edeceğiz? Bu yanlış seyre dur demenin tek ve yegane yolu, ilme yönelmekten ve genel yeteneğimizi, bilgi birikimimizi geliştirecek etkinlik ve faaliyetlerle besleyerek, daha çok kitap okuyarak, birbirimizin ayıbını karşımızdakini yıkmak ve perişan etmek için değil, düzeltmek için çaba sarf etmektir. Kendimizden pay biçerek olaylara yaklaşmamız gerekirse aynı geminin içinde yaşayan fertler olarak gerek iş dünyasında, gerek siyaset dünyasında, ticari ilişkilerimizde, aile ve akrabalık ilişkilerimizde gelişme göstermemiz gerekmiyor mu? Ülkemizde siyasetçilerde malum yapımız yüzünden birbirinin ayıbını araştırmakla, en acımasız şekilde hakarete varan eleştiriler yapmaktadır. İş dünyasında rakibin işini bozacak acımasız taktikler geliştirmekle, akrabalık ve komşuluk ilişkilerimizde birbirimizin ardından dedikodu yaparak kin ve hasetle yürütülen bir ahlak yapımız olduğunu kim inkar edebilir. Halbuki sosyal etkinlikler içerisinde yer alarak ve bolca kitap okuyarak güzelim günlerimizi en verimli hale getirebilmek için ne eksiğimiz var? Kaç gündür ülkemizin dört bir yanında süregelen nümayişler, sokak kavgaları, Molotoflu ve havai fişekli, saldırılar, polisin TOMA araçlarından sıktığı tazyikli sular ve göstericilere atılan gaz fişekleri ve bombaları ile birbirimizi yemekten öte ne netice çıkar sanıyorsunuz? Bu ziyan sona erdiğinde mağlup olan taraf bu ülkeyi terk mi edecek? Canımız isterse de istemezse de birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Bu ülke her milliyetten insanla, farklı düşüncelere sahip genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle güzel bir mozaiktir. Mozaiği uyguladığınız alan, sadece tek renkten oluşsa mı yoksa farklı renklerden bir renk cümbüşü içinde oluşsa mı daha güzel görünür? Elbette çok renkli olmak en güzelidir. Birbirimizden üstün hiçbir yönümüz yok. Üstünlüğü etnik kökenine dayandıran Yahudiler gibi olmak bir Müslüman olarak bizlere asla yakışmaz. Bu çatışma ve buhran ortamı tesis eder. Türkiye olarak bilim ve teknolojide bugün çok daha ileri noktalarda olmalıydık. Tüm dünyayı kasıp kavuran teknolojik markaların merkezi genelde Amerika'dır. Ellerimizde dolaşan envai çeşit cep telefon markaları, masaüstü bilgisayar ve dizüstü bilgisayar markaları, kullandığımız programlar, en etkin sosyal paylaşım sitelerinin merkezi hep Amerika'dır. Bindiğimiz marka arabaların birçoğu Avrupa, Uzakdoğu menşelidir. O ülkelerde yaşayan fertlerin kendisini daha çok ilme ve teknolojiye yönlendirmiş olması bugünkü bu durumu ortaya koymuştur. Birbirimizin ayıplarıyla ve boş işlerle uğraşmayı bırakıp aslımıza dönmek zorundayız. Asırlar boyunca tüm dünyaya adaletle hükmetmiş bir imparatorluğun devamı olarak bugünkü bulunduğumuz nokta bu mu olmalıydı? Bir insan yaşamının dahi çok kıymetli olması gerekirken her gün yaşanan onlarca cinayet ve şiddet haberlerinin temelinde cehalet yatmıyor mu? Bu muydu Atalarımızın bize bıraktığı kültür ? Bu muydu hak ettiğimiz konum ? Buyurun cevaplayın. |
|
|
|