Üniversiteler: Bitmeyen Şarkı
Yazarlık, tecrübe ve birikimle olgunlaşır. Yazarların çoğu en güzel eserlerini hayatlarının son dönemlerinde vermişlerdir. Yazarlar ilk eserlerle acemiliklerini atarak, kalemlerinin sürekli kağıdı işlemesiyle belli bir üslup kazanır. Okuma eylemleriyle de birikimlerini oluştururlar. Bu bilgi birikimi ve üslup bir araya gelerek meyvesini verir. Böylece yazar oturması gereken koltuğa oturur.  

Ama gelin görün ki biz de tam tersi bir durum söz konusu. Son dönemlerde yazarlarımızın çoğu gazete ve dergilerdeki yazılarını kimisi sistemli kimisi dağınık olarak kitap haline getirmeye başladı. Görevleri araştırma-inceleme ve tez çalışmalarıyla gündeme gelen akademik çevreler nedense nesir alanında Başarsız oluyorlar. Ancak gazete ve dergi yazılarını kitap olarak basıyorlar. Tanındıkları içinde bu kitapları satmaya devam ediyor. Olgunlaşma verimliliğin kapısını açması gerekirken biz de sanki tükenmişlik izlenimi uyandırıyor. Ya da yazarlar artık işin kolayına kaçıyorlar. Belki de hak ettiklerini düşündükleri değeri görmemelerinin getirdiği bir kırılma noktası vardır. Amaç düşünce adamı olmaksa, zaten bunları göze alması gerekir.

Şu ayrımı yapmak gerekiyor; edebi sahada yazanlarla, akademisyenlik sahasında yazanları ayırmak gerekiyor. Çünkü akademik sahada top koşturanlar edebi saha da pek başarılı değiller. En azından isimleri yok. Daha çok eleştiri ve beğenmeme tavırlarıyla varlar. Sanki akademisyenlik eleştiri demek. Var olana muhalif olmak. Tabii eleştiri yapılmaz demiyoruz. Bizde şöyle bir eksiklik var; akademisyenler eleştirirken çözüm ve alternatif sunamıyorlar. Böyle olunca yaptıkları işin cazibesi kalmıyor. Olmadığını kendileri de fark edince bir iki çıkıştan sonra hemen köşelerine çekiliyorlar. Ta ki başka bir bahar gelinceye dek.

Bir zamanlar medyada isminden çok söz ettiren Toktamış Ateş'te anlatmaya çalıştığımız akademisyenlerden biri. Ateş, piyasada bulunmayan 'Bıktım Bu Yök'ten' başlıklı kitabının son yıllarda konuyla ilgili olarak yazdığı kimi yazılarının da ekleyerek 'Üniversiteler: Bitmeyen Şarkı' ismiyle tekrar bastı. Bu kitapta yer alan yazıların bir bölümü Ateş'in daha önce yayınlanan kitaplarında yer alan yazılarla aynı. Ateş, bunu yapanları eleştirdiğini ama arkadaşlarının kendisinin kolayca ikna ettiğini söylemekte. Dolaysıyla kendisinin eleştirdiği bir konuyu kendisi zorlanmadan yapmış. Peki neden daha önce yapanları eleştiriyordu. Kendisi yapmadığı için mi? Sanırım bundan sonra yapanları eleştirmiyordur. Ateş'e sormak lazım bir yazarın tutarlığı ve netliği nerde kaldı, diye.

Ateş, Yök ve üniversiteleri merkeze alan yazıları 1979'da yazdığı Türkiye'deki Asıl Anarşi yazısıyla başlıyor. 1999'da Bursa yazıları dediği 'Özelleştirme ve Yükseköğretim' yazısıyla bitiyor. Yani yirmi yıl gibi bir zaman diliminde yazdığı; kendisinin deyimiyle güncelliğini koruyan yazılar. Bunların dışında gözüme çarpan birkaç başlık daha vermek istiyorum:' Türban', 'Öğretim Üyesi Olmak', 'Yök Gerçeği', 'İstanbul Üniversitesi', 'Yabancı Dille Eğitim', 'Eğitim Çıkmazı', 'Gerçekten Bıktım', 'Yök Üyesi Dehalar' göze çarpanlar. Kitap 'Yök Öncesi', 'Niçin Yök Değil', 'Yök Sonrası', 'Son Yazılar', Bursa Yazıları' gibi beş bölümden oluşmaktadır.

Yazıların çoğu yaşanan gelişmelere tepkisel göndermeler. Tepkilerin çoğu yazarın muhatap olduğu gelişmeler etrafından şekillenmiş. Tepkiler, kişisel yorumlardan öteye geçmiyor. Yazar akademisyen olsa da, akademik bir bakış ve akademik bir üslup yok. Çoğu O anki duygu ve düşüncelerin uzantısı gibi duruyor. Tabii her öğretim üyesinin üniversitelere ve Yök'e yönelik bakış açısı ve tepkisi önemlidir. Çünkü işsiz kalacağı korkusuyla seslerini çıkarmayanları düşünürsek içerden bir sesin yükselmesi bir gelişme olarak kabul etmek lazım. 

Yazılar, dönemsel tepkileri barındırınca yazıların bir kısmı sitem, bir kısmı cevap, bir kısmı uygulananlara tepki-cevap şeklinde. Bazıları ise yazarın kendisini savunması ve yaptıklarını anlatmaktadır. Ayrıca yazarın kime destek verip, vermediğini de içermektedir.

Ne olursa olsun yaşananları dokunmazlaştırılmasına, tabulaştırılmasına izin vermeyen seslere ihtiyacımız var. Bu sesin içerden biri olması ayrıca önemlilik arz etmektedir. İnsanlarımızın ekmek adına sindirilip, çaresiz kalışlarını düşündükçe Ateş'in çabasını takdirle karşılamak gerekiyor. Ateş'in dediği gibi kitabın gelecek için bir belge olmanın ötesinde hiçbir amacı ve ideası yok. Amaç güdenler çıksa da idealarında Ateş gibi yüzeysel kalacaktır.

Künye:

Kitap: Üniversiteler: Bitmeyen Şarkı

Yazar: Toktamış Ateş

Yayınevi: Ümit

Baskı: 1, Kasım/1999 Ankara

Sayfa: 231

  Osman Tatlı

[email protected]



2014-04-14