Kutlu Doğum Haftası
Peygamberimizin dünyayı teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi, asırlardır milletimiz tarafından ‘Mevlid Kandili' olarak kutlanmaktadır. Mevlit Kandili ilk defa 13. asırda (Selçukluların son dönemleri), Erbil Atabeği Muzafferüddin Gökbörü tarafından iki ay süreyle kutlanmaya başlandı.

Mevlid Kandili münasebetiyle ilim adamları bir araya gelip ilmi, fikri sohbetler yapıyor, halk sokaklarda mevlidi bir bayram havasında kutluyordu.

Dünyada ilki 1989 yılında Ankara'da kutlanan Kutlu Doğum Haftası ise bu yıl, tüm İslam dünyasında 14-20 Nisan tarihler arasında kutlanacak.

Kutlu Doğum Haftası boyunca, Resulullah efendimizin ve sahabelerin inanç ve yaşamlarını konu alan programlara katılarak, kendi yaşamımızı bir daha gözden geçirecek, islama uymayan hal ve davranışlarımızı düzeltmek için fırsatlar yakalayacağız. Bilindiği gibi 'hicret', tüm Müslümanlar için çok önemi olan bir hadisedir. Başta Resulullah (s.a.v) olmak üzere tüm Mekke'li Müslümanlar, sahip oldukları her şeylerini terk ederek, Medine'ye göç etmişlerdir. Göç edenlere 'muhacir', bunlara kucak açan Medine'li Müslümanlara da 'ensar' denir.

Onların hayatlarını Allah ve Resulüne nasıl adadıklarını görmek açısından, anlatacağımız şu kıssadan alacağımız birçok hisseler vardır. Hayatları bizler için birer ibret vesikası olan sahabelerden biri de, Es'ad bin Zürare'den sonra ensarın reisi olan Sa'd Bin Rebî' (r.a.) dır. Muhacirlerden olan Abdurrahman bin Avf, hicretten sonra kendisine kardeş yapıldığında, malının yarısını hemen ona teklif etmiştir.
Sa'd Bin Rebi', Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş, birinci ve ikinci Akabe biatlarında Resulullah'a biat ederek ona teslim olmuştur.

Uhud savaşından sonra Resul-i Ekrem efendimiz; 'Acaba Sa'd bin Rebi' ne haldedir? Şehitler arasında mı, yoksa yaralılar içinde midir? Ona doğru on iki kargı ile saldırdıklarını gördüm' diyerek, aranması için Muhammet bin Mesleme'yi (r.a.) görevlendirdi. Muhammet bin Mesleme onu şehitler arasında buldu. Pek çok kılıç, kargı ve ok ile vücudu delik deşik olmuş ve son nefese gelmişti.

O halde iken Sa'd (r.a) gözlerini açtı ve şöyle dedi. 'Resulullah'a benim selamımı arz eyle. Ve de ki 'ben cennetin kokusunu duyuyorum'. Kavmine de benden selam söyle ve de ki, 'kirpikleriniz kıpırdadıkça peygamberinize ihlas ile yardım edin. Yoksa Allah (c.c.) katında mazeretiniz olamaz' dedi ve ruhunu teslim eyledi.

Muhammet bin Mesleme (r.a.), durumu peygamber efendimize anlattığında Resulullah; 'Allah ona rahmet etsin. Hayatta iken ve vefat ederken Allah ve Resulü için nasihat eyledi. Ya Rab, sen Sa'd bin Rebi'den razı ol'. Kutlu Doğum haftası çerçevesinde, 1995 yılından itibaren 'insanlara bir dal gülü ver, veremiyorsan da gülüver' sloganı ile gül dağıtma veya gülümseme kampanyası da başlatılmıştı. Edebiyatımızda, efendimizi simgeleyen gül, zarafeti ve kokusu ile tüm insanlar arasında muhabbetin ve sevginin de sembolü olmuştur.

Cengiz Numanoğlu'nun yazdığı naat dan bir dörtlük hatırlayarak, nice Kutlu Doğumlarda buluşmak umuduyla kalın sağlıkla... Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin, Dünya'da dönmeyen dil, mahşerde ne söylesin, Allah, bütün beşeri, ümmetinden eylesin, Sancağının altında, Yâ Hazreti Muhammed. (SAV) Ahmet Laz [email protected]



2014-04-14