İş Sağlığı ve Güvenliği...
Son yılların en başarılı ve en önemli hatta en çok ilgi duyulan konularının başında 'İş Sağlığı ve Güvenliği' konusu gelmektedir. Çünkü bir ülkenin gelişmişliğinin ölçüsü olarak değerlendirilen konuların başında İş Sağılığı ve Güvenliği konusunda kat edilen yolun kilometresi de etkili olmaktadır.

Özellikle son yıllarda süratle artan İş Güvenliği Uzmanı (İGU) sayısı halen şu andaki mevcut durumu ile ihtiyacı tam olarak karşılayamamaktadır.

Çünkü İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası işyerlerinin tamamına yakınında uygulanmaya başlandı. Yasa gereği işyerlerinde iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli çalıştırılması gerekiyor.

Bütün işyerleri için geçerli olan bu zorunluluk, 50'den az çalışanı olan az tehlikeli işyerleri ile kamu işyerlerinde 1 Temmuz 2016'da başlayacak olsa da bugünden bakıldığında mevcut İGU'ların yeterli olamayacağı da görülüyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı özellikle son 3 yıldır yaptığı çalışmalarda İGU sayısını artırmaya yönelik bir çok tedbir geliştirdi.

Bunlardan en önemlileri sınav sayısını artırarak öncelikli olarak C sınıfı İGU sayısını artırmayı arksından da prim sayısı üzerinden mevcut İGU'larının başvurusunu alarak belge yükseltmelerini sağlamak kaydıyla çok tehlikeli işyerlerine bakması gereken A sınıfı İGU sayısını da artırmaya çalıştı. Bu çalışmaların ne kadar büyük önem arz ettiğini söylemeye gerek var mı bilemiyorum ama atılması gereken bir takım daha adımların olduğunu da önemle vurgulamak istiyorum.

İGU sayısının azlığına dikkat çekerken bu sayıdan çok daha az olan İşyeri hekimleri için bir takım tedbirler geliştirildi.

İş güvenliği uzmanlarının tepki göstererek, 'BU ÇİFTE STANDARTTIR' dedikleri bir konu var. Bakanlığın bu konuda da bir adım atmasının ülkemiz genelinde İş Sağlığı ve Güvenliği tedbirlerinin uygulanmasında çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Konuyu biraz daha açalım.

Kamuda görevli işyeri hekimlerine özel sektöre hizmet verme hakkı tanınırken, iş güvenliği uzmanlarına aynı imkanın tanınmaması büyük tepki topladı.. Kamuda çalışan iş güvenliği uzmanları kendilerine Tam Gün Yasası çerçevesinde özel sektörde çalışma imkanı verilmesini isterlerken, işyeri hekimlerine tanınan hakkın kendilerine tanınmamasının çifte standart oluşturduğunu belirttiler. Haksızda sayılmazlar. İş Güvenliği Uzmanları Devletin adil olarak herkese eşit imkan tanımasını istediler. Hukuk Devleti olmanın gereği olarak özel sektörde çalışma imkanı olan kamuda görevli iş güvenliği uzmanlarının bu alanda çalışabilmesi için gerekli adımların atılmasını istiyorlar.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bu konuda bir çalışma yapar mı bilemiyorum ama yapılacak bir çalışmayla kamu çalışanı İGU'ların işyeri hekimlerine tanındığı şekliyle özel sektörle anlaşma şartları tanınırsa önümüzdeki çok kısa sürede İş Sağlığı ve Güvenliği alanında büyük yol kat edileceği tartışmasız.

Kamu çalışanı İGU'ların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'ten, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer'e talimat vererek bu adaletsizliği ortadan kaldırıcı adımların bir an önce atılmasını istedikleri gerçeği ortada dururken ben farklı bir konuya da dikkat çekmek istiyorum.

İGU'ların iş kazası sayısının en yüksek oranda olduğu inşaatlarda çalışmaktan kaçındığını bilmeyen yok. Çünkü en tehlikeli işler inşaatlarda yapılıyor ve genelde de bu işi yapan kişiler İGU'ların uyarılarını pek dikkate almadıkları için de ölümlü kazaların meydana gelme oranının yükselmesine katkı sağlıyorlar.

Kültür düzeyinin düşmesi ile birlikte iş kazasının da buna bağlantılı oranda arttığı gerçeği ortadayken inşaatlarda gerek fiziki şartlar gerekse ciddiyetsizlik nedeniyle iş kazalarının meydana gelmesi de kaçınılmaz oluyor. Daha birkaç gün önce 3. Köprü inşaatı ile Mecidiyeköy'de ki Galatasaray  stadı alanına yapılan inşaatta meydana gelen kazaları unutmadık. Köprü inşaatında ki çökme nedeniyle 3 işçimiz, diğer inşaatta da Van'dan gelerek dershane parası biriktirmeye çalışan bir genci kaybettik.

Bu gibi ölümlü kazaların en aza indirilmesi için Bakanlık tarafından yapılan yasal zorunluluklar ile alınan tedbirleri olumlu bulurken şu anda ülke genelindeki  çok tehlikeli iş yerlerinde A sınıfı İGU'ların çalışması için önlerinin açılmasının da  büyük zorunluluk olduğuna inanıyorum. Bu nedenle işyeri hekimlerine tanınan bu hakkın özellikle kamuda çalışan bir çok A sınıfı İGU'lar başta olmak üzere tüm İGU'lara da tanınmasının büyük zorunluluk olduğunu düşünüyorum.

Yasayla birlikte artan iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ihtiyacını karşılamaya dönük kimi adımlar atıldı. En son kısa süre önce yasalaşan yeni Tam Gün Yasası'yla kamuda çalışan hekimlere, ayda 30 saate kadar özel sektöre işyeri hekimliği hizmeti verme hakkı tanındı. Kamuda çalışan doktorun işyeri hekimliği belgesi varsa bütün işyerlerine bu hizmeti verebilecek. İşyeri hekimliği belgesi olmayanlar ise sadece 10 kişiden az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerine bu hizmeti verebilecek.

Bunlar iş kazalarının en aza inmesi için yapılan güzel çalışmalar ancak İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası kapsamında görev yapacak diğer meslek grubunu da iş güvenliği uzmanları oluşturuyor. Kamuda görevli işyeri hekimlerine özel sektöre hizmet verme hakkı tanınırken, iş güvenliği uzmanlarına aynı imkan tanınmadı. Bunun yerine iş güvenliği uzmanları, 1 Temmuz 2016 tarihi itibariyle, kendi kurumlarına veya diğer kamu kurumlarına ayda 80 saate kadar hizmet verebilecekler. Ancak işyeri hekimlerine tanınan imkanın aynısı iş güvenliği uzmanlarına da verilmelidir.

Neden mi?

En basitinden büyük bir çoğunluğu A sınıfı İGU olan bir öğretmeni düşünelim... Öğretmenin maaşını hak etmesi için haftalık 15 saat çalışması gerekiyor. Tam gün tam yıl yasası çerçevesinde faaliyet gösteren okullarda çalışan bir öğretmen açısından bu 15 saat 1,5 günlük mesaiye tekabül etmektedir.

Düşünün ki haftada 15 saat (1,5 gün) çalışan bir öğretmenin hafta sonunu da dahil ederseniz haftada 5,5 gününü boş geçirdiğini düşünebiliriz.

İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmaları çerçevesinde ihtiyaç duyulan kalifiye elemanlardan  Bakanlık maksimum düzeyde yararlanmanın yolunu mutlaka açmalıdır. Bunun içindir ki kamuda çalışan İGU'ların önü açılmalı ve ihtiyaç duyulan çok tehlikeli işyerlerine bakacak İGU sorunu da ortadan kaldırılmalıdır. Yaklaşık 52 bin A sınıfı İGU ihtiyacı olduğu gerçeği ortadayken kamuda çalışanlardan yararlanılamıyor olması da büyük handikap olarak değerlendirilmektedir.

Bu konuda acilen atılması gereken adım Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik yada İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer'in konuyu gündeme getirerek tüm kamusal alanda çalışan İGU sayısını belirleyerek bu kişilerin yasal zemin sağlanarak en aktif şekilde ülkemiz adına yararlanılması için engellerin kaldırılmasının sağlanmasıdır.

Tüm Dünya'ya İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda çok yol kat ettiğimizi göstermenin zamanı geldi de çoktan geçti bile...

Sosyal devlet olmanın gereği, tüm çalışanların sağlıklı ve maksimum düzeyde güvenli ortamda çalışmalarının sağlanmasıdır.

Bunun gereği de uzman kişilerden maksimum düzeyde yararlanmaktır. Bu milli çıkarımızadır.

Kamuda çalışan İş Güvenliği Uzmanlarının feryadına sessiz kalınmaması demek 'çifte standardı'da sonlandırmak demektir.

Hoşçakalın...




2014-04-16