Konya Sanayi Odası'nın son günlerde ki faaliyetleri dikkat çekiyor. Önceki başkan sayın Tahir Büyükhelvacıgil'den bayrağı devralan Memiş Kütükçü Bey'in Konya sanayine artılar kazandırma girişimlerini takdirle takip ediyoruz. 

Konya Ticaret Odamızın başarılı faaliyetlerini zaten biliyoruz. Aynı şekilde diğer odalarımızın da yoğun gayretini gördükçe tüm sanayi ve ticaret çevrelerinin bu makamların emin ellerde olduğu düşüncesiyle yaşadıkları mutluluğu buradan ifade etmeliyim. 

Konya Sanayi odamızın sektör toplantıları da çok yerinde bir uygulamadır. Sanayicimizin imalatta yaşadığı kronikleşmiş sorunların çözümünün karşılıklı fikir alışverişi ile daha kolayca çözülebileceği bilinen bir gerçektir. İşte Sayın Kütükçü idaresinde ki Konya sanayi odamıza bu hususta ciddi görevler düşmektedir. Çünkü satış ve pazarlama faaliyetlerine geçmeden önce üretim sektöründe faaliyet göstermekte olan binlerce firmamızın henüz aşamadığı çok sayıda sorunlar olduğu biliniyor. Bizim sanayicimiz toplu hareket etmek yerine yaşadığı sıkıntıyı kendi el yordamıyla çözmeyi alışkanlık haline getirmiş. Çünkü bugüne kadar alıştığı bu sürecin en doğrusu olduğuna inanıyor. Odalar veya diğer kurumlar aracılığı ile gerçekleştirilen girişimlerden neticenin ortaya çıkmadığı ya da çok geç çıktığı düşüncesinden hareket ediliyor. 

İşte bugün, zihinlere yerleşen bu düşüncenin çürüdüğünü ispat etmek ve gereğini yapmak için sanayi oda başkanımızın girişimleri fevkalade önem arz eder. Bu tabuyu zihinlerden söküp atmanın belirli bir süreci ve maliyeti olacaktır. İşte Memiş Başkanımızın attığı adımları desteklememiz ve Türkiye'de adı olan Konya sanayimizin hak ettiği konuma ulaşmasının önünde ki engelleri birlik ve beraberlik neticesinde aşmalıyız. 
Belki çok geç kalmış olabiliriz. Ama her geçen gün ziyan haznemize işleniyor. Kayıp zaman lüksümüz yok. Bugün imalatçımızın ortak sorunlarının çözümünde büyük kuruluşların ürünlerinin markalaşması için yol gösterici olmak gerekiyor. Konya'mızın fason üretim merkezi olarak görülmesi beni şahsen rahatsız etmektedir. Fason imalatçı olarak görülmek istemiyoruz. her birinin ürettiği mamulün dünya piyasalarında birer marka olabilmesini destekleyici yönde yönlendirmeler yapılması için sanayi odamıza görev düşüyor. Günümüzde Konya'nın markası olarak addedebileceğimiz tek kuruluş Konya Şeker olup, kendi gayret ve girişimleriyle hem ülkemizin hem de dünyanın markası olmaya namzettir. Ama yine merkezi Konya olan Tümosan Traktör fabrikamızın uluslararası bir marka olamaması da Konya'mızın ayıbıdır. Bugün Massey Ferguson, John Dere, New Holland, Belarus gibi bir markalar nasıl dünya markası haline gelebildiyse Tümosan'da aynı şekilde dünya markası olabilmeliydi. 

Birde şehrimizde sayısı hiçte azımsanmayacak kadar KOBİ düzeyinde imalatçı kuruluşlarımız bulunuyor. Bunların sorunlarının çözümünde açıkçası Memiş Başkan'a tasnifleme metodu öneriyorum. Her sektörde faaliyet gösteren KOBİ firmalarımızın şu anda kendi başlarına hareket etmelerinin önüne geçerek kendilerine ferdi düzeye indirgenmiş yol gösterici etkinliklerin çok getirisi olacağına inancım sonsuzdur. 
Örneğin küçük çaplı oto yedek parçası imalatında bulunan firmalarımız, öyle kümelenme falan değil, direk muhatap alındıklarını gösterecek bir çalışma zeminine göre uyarlanmış bir sistemle kontrol altına alınabilmelidir. Sektör temsilcileri o alanda faaliyet gösteren ortak şikayetleri bir çizelge ile ortaya koyabilmeli ve ortak payda sıkıntıların çözümü için en üst düzeye kadar girişimlerde bulunulmalıdır. 

Ben bu işin çözümünde dinamik ve başarılı yapısını geçmişten beridir bildiğim Sanayi Oda Başkan'ımız Memiş Kütükçü'nün girişimleriyle en etkin çözüme ulaşılabileceğinin altını çizmek istiyorum. 
Konya'nın ticari potansiyeli şu anki verilerin çok üstünde olabilirdi. Ama bunun için gerekli olan öncelikle sanayi altyapımızda ki çarpık gidişatın temeline inmektir. Bu aşamanın çözüme ulaşmasıyla Konya Sanayi Odası'nın düzene koyduğu sistem, Konya Ticaret Odası'nın ticari gidişata dair faaliyetleriyle satış alanında da ivme gösterecek ve ihracat rakamlarımız büyük oranda yükselişe geçecektir. 

Konya'mızda her şey güzel, her şey mevcut... Ama yaptığımız binanın temeli eksik. Otobüs yapmışız tekerleri yok. Bisiklet yapmışız pedalı yok. Sebze ekmişiz sulama yok. Asfalt yapmışız kaldırım yok. Berber açmışız makas yok. Kasap açmışız bıçak yok. Yani illaki bir eksiğimiz var.

İşte bu eksikliğin tamamlanması için odalarımıza büyük görevler düşüyor. Sanayi oda başkanımızın girişimlerinde bu enerji ve heyecanı hissediyorum. Odalarımızın asıl görevi evrak onaylamaktan öte, kısır konuşmaların yapıldığı seminerler ve konferansların yerine sorunun kökenine inmektir. Sistemini oturtmuş dev firmaların pazarını daha da büyütmek yerine, henüz üretim sorunu yaşayan, pazarlama ağı kuramamış olan küçük ölçekli işletmelerimizin yolunu aralamaktır. 

Fırsat eşitliğini açık ve net ortaya koymaktır. Devletimiz tarafından uygulanan hibe destekleri, pazarlama destekleri gibi alanlarda onları bürokrasiye boğmak ve yıldırmak yerine kendilerine ağabeylik yapacak danışman kuruluşları inşa etmektir.
Yanlış mıyım ?