Aynı anda kaç kıyafet giyebilirsin?
Yakın zamanda televizyonda bir sokak röportajına rastladım. Sokaktan geçen insanlara dünyaya gelirken seçme imkanınız olsaydı, kim olmak ve nelere sahip olmak isterdiniz diye soruldu. Kimisi ünlü bir pop yıldızı olmak istediğini, kimi bir kraliçe olmayı hayal ettiğini, kimi sarayda yaşamayı dilediğini, kimisi de küçük bir adada havuzlu bir villa ve lüks bir araba düşlediğini söyledi. Elbette ki bunları istemek suç değil. Ama biraz düşünseniz; dünyanın bizden önce yaşamış ve ölmüş insanların arkasından bıraktığı evler ve arabalarla dolu olduğunu görürsünüz. O insanlar da yaşadıkları süre içinde arkalarında bıraktıkları o evlere, arabalara, lüks villalara sahip olmak için kim bilir ne kadar fedakarlıklarda bulunmuşlardır. Oysa onca fedakarlık yaparak elde ettikleri mal/mülklerini öldüklerinde yanlarına alamadan gittiler.

İşte
şuurlu bir insanın düşünmesi gereken de budur; En zengin olan insanın da, oturabileceği ev, kullanacağı araba, yiyeceği yemek, yatacağı yatak, giyeceği kıyafet sınırlıdır. Soruyorum sizlere dünyanın en büyük sarayında oturan bir insan aynı anda kaç odada birden oturabilir? Veya en güzel kıyafetlere sahip insan bir seferde bu kıyafetlerin kaçını üst üste giyebilir? Bu insanların hayatlarına baktığımızda görürüz ki, onlarca odadan oluşan malikanelere sahip olsalar dahi, aynı anda bütün odaları kullanamayacakları için evlerinin en fazla bir odasında oturabilir, dolaplar dolusu kıyafetleri olsa da aynı anda sadece tek bir kıyafeti giyebilir, Allah'ın yarattığı binlerce çeşit yiyeceğe sahip olabilseler bile, en fazla 2-3 tabak yemek yiyebilirler; daha fazlasını yemeye kalksalar bu onlar için bir işkence haline dönüşür.

İşte yapılan tüm planlar, gösterilen çabalar, zenginlik, mal, itibar, eş, çocuk vs gibi sadece birkaç hedef içindir. İnsanlar gelip geçici olduğunu, dünya üstündeki herşeyin değer kaybettiğini, eskidiğini, yok olduğunu bildikleri halde, kendilerini bunlara şiddetle bağlanmaktan alıkoyamazlar. Oysa en güzel arabalar zamanla eskir. En güzel insanlar bir gün yaşlanıp güzelliğini kaybeder ve en önemlisi de her insanın tüm sahip olduklarını bir gün bırakmak zorunda kalıp dünyadan ayrılacağını bilmelerine rağmen bu bağlılığı sürdürmeye devam ederler. Böyle yaşayan insanlar öldükten sonra bütün ömürlerini sadece bir şeyi "elde etme" üzerine harcadıklarını, dünyanın etkileyici ve kendilerini büyüleyen süslerine aldandıklarını, ölümlü olan herşeye hak ettiğinden fazla değer verdiklerini anlayacaklardır. Allah bu gerçeği bir ayette şu şekilde bildirmiştir;

Size verilen herşey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de akıllanmayacak mısınız? (Kasas Suresi, 60)

Ayette bahsedilen 'süslü ve çekici kılınma" dünyadaki imtihanın bir sırrıdır. Allah dünyada insanlara sunduğu tüm imkanları çok güzel ve gösterişli yaratmıştır. Ama bir o kadar da zayıf, geçici ve kısadırlar ki, bu şekilde insanlar aradaki kıyası yapabilsinler. Sonuç itibarıyla dünya hayatı gerçekten, çok güzel, renkli ve ihtişamlıdır. Onda yaşamak, zevk almak elbette bir nimettir ve Allah'tan istenir. Fakat hiçbir zaman Allah'ın rızasından ve ahiretten daha önemli değildir. Bu yüzden de insanların bu nimetleri kullanırken asla gerçek amaçlarını unutmamaları gerekir.



2014-05-21