Rüya ve Mezar Taşı
Rüyalar vardır; gerçekleri yansıtır. Rüyalar vardır, insanın aklını karıştırır. Rüyalar vardır; hayalden öteye geçmez...

Rüyalarla Müslüman olan, rüyalarla yapacağı işler hakkında bilgi edinen ve yolunu doğrultan, rüyalarla; ölümünü gören ve ölümden kurtulan çok insanlar mevcuttur.

Rüyalar, yol gösterici, kılavuz, rehber niteliği taşırlar bazen. İslâm kültürümüzde; 'İstihare' dediğimiz bir uygulama vardır. Yapılacak iş hakkında; temiz, dürüst, dini yönden eksiksiz insanları istihareye yatırıp sonuç beklemek. Bu, tamamen doğru çıkar mı? Çıktığı da olur, çıkmadığı da. Ama bir gerçekliği vardır.

Kur'an-ı Kerim Yusuf suresinde; 'hani Yusuf, babasına; 'babacığım! Gerçekten ben rüyamda on bir yıldız, güneş ve ayı gördüm. Onlar bana secde ediyorlardı.' Demişti. Babası şöyle dedi, 'Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.' (Yusuf/4-5)

'Onunla beraber zindana iki delikanlı daha girdi. Biri; 'ben rüyamda şaraplık üzüm sıktığımı gördüm' dedi. Diğeri; 'ben de rüyamda başımın üzerinde, kuşların yediği bir ekmek taşıdığımı gördüm. Bize bunun yorumunu haber ver. Şüphesiz biz seni iyilik yapanlardan görüyoruz' dedi.'

'Ey zindan arkadaşlarım! Rüyanızın yorumuna gelince; biriniz efendisine şarap sunacak, diğeri ise asılacak ve kuşlar başından yiyecektir. Yorumunu sorduğunuz iş böylece kesinleşmiştir.' Dedi.(Yusuf/36-41)

'Muhammed İkbal'in yolunda İslâm'ı kabul etmeye karar verdiğinde çevresiyle adeta savaşa girmişti. Çünkü Katolik gelenek içinde büyümüştü. Kocası Yahudi idi. bu arada çokça şu duayı ediyordu: ' Bana ne yapmam gerektiğini sen söyle. Bana işaret gönder' bundan sonra gelişmeleri şöyle anlatır: 'Bu işareti bir rüya görerek aldım. Rüyamda kendimi kabre konulmuş gördüm. Kendi mezarımı gördüm. Kendi mezarımı görüyor, mezar taşımda Arapça olarak; 'Havva' yazıyordu. Bu bana çok garip görünüyordu ve hem uyuyor, hem de; 'Hadi canım sende, ben ölmedim ki' diyordum. Bundan emin olmak için de ayak parmaklarımı oynatıyordum. Uyandığımda bana aynen şöyle denildiğini hatırladım: 'Bak yavrum, sen bir işaret istedin, işte senin işaretin; 'Sen Müslüman bir hanım olarak gömüleceksin' ben, yoluma devam ettim. On beş yıl sonra İstanbul'da bir Mevlevi Tekkesinde rüyamda gördüğüm mezar taşını gördüm. Sadece üstünde 'Havva' yazısı yoktu. Yanımdaki mimara; 'Bu taş nedir?' diye sordum. Mimar, bu taşın bir kadına ait olduğunu söyledi.

Birkaç sene sonra rüyamda gördüğüm 'Havva' ismi, benim resmi ismim oldu. Hacca niyet ettiğim zaman,Ezher Üniversitesinden bir Prof. ; 'Müslüman olduktan sonra hangi adı aldınız?' diye sordu. Kendisine Müslüman adımın olmadığını söyledim. O, bana bunun olması gerektiğini belirterek; 'Şimdiki EVA adınızı, İslâmileştirmeniz yeterli. Hem bu, Kur'anda da geçen bir kelime'dedi. Böylece ben; EVA'dan, HAVVA oldum. İşte böylece rüyamda mezar taşımda gördüğüm isim, benim adım olmuştu....'

Bu hikaye, Mevlana âşığı, muhtelif konularda eserler vermiş, Fransız bilim ve gönül insanı Eva de Vitray Mayerovitch'e aittir. Müslüman olduktan sonra HAVVA ismini almıştır.

Rüyalar bazı gerçekleri anlatır. Geçen günkü uçak kazasında ölenlerden birisinin arkadaşının anlattıkları bizleri nasıl duygulandırdı değil mi? Ölen arkadaşının odasını rüyasında boş görmüş... bunun ne anlama geldiğini uçak düştükten sonra anlamış. Rüyalar tamamen hayal ürünü değildir. Bize bir şeyler anlatırlar. Hayal ürünü olsaydı Peygamberimize bazı vahiyler rüyada gelir miydi? 



2014-05-24