Kanal İstanbul, 2. Boğaz köprüsü ve İstanbul'a yapılacak 3. havaalanı projeleri açıklandıktan sonra gizli bir elin Türkiye'de çorap örmeye, maşaları aracılığıyla ortalığı kan gölüne çevirip darbe girişimlerine sebep olduğunu birlikte yaşadık.

Neyse ki tüm çabalar sonuçsuz kaldı.

İstanbul'da 3. havaalanı temeli atıldıktan sonra yurdun her tarafında terör olayları tekrar arttı. Kışlada askerin gözü önünde bayrağımız indirildi. Yol kesmeler ve kimlik kontrolü olayları çoğaldı. Bunlar yetmiyormuş gibi başımıza IŞİD musallat edildi.

Irak Başbakanı Maliki'nin altın tepsi içinde Musul'u sunduğu Işid'in ilk eylemi, Musul Başkonsolosluğumuzu basarak başkonsolos dahil olmak üzere 49 kişiyi rehin alıp bilinmeyen bir yere götürmesi oldu.

Ayrıca onlarca kamyon şoförü de rehineler arasında bulunuyor.

Işid örgütünü ve Orta doğuda gelişen olayları incelediğimizde,

IŞİD ( Irak Şam İslâm Devleti ) militanları,  Rafızi ( Şiiliğin öbür adıyla Şia'nın 21 kolundan birisi) adını verdiği Şiileri yok etmek istiyor, Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün'de Arap ve Kürt bölgeleri dışındaki bölgede devletini kurmak istiyor.

Sünniler ise kendilerini kucaklayamayan ve düşman olarak gören Maliki'den kurtulmak istiyor. ' Saddam zaten diktatördü, Maliki ise ondan da diktatör' tezini işleyen Işid, Iraklı Sünnilerin Maliki'ye karşı hoşnutsuzluğunu zamanında ve yerinde kullanarak Irak Sünnilerini yanına çekiyor.

Cihad söylemiyle ortaya çıkıp en zengin örgütler arasında yerini alıyor.

Saddam'ın kızlarından ve generallerinden birisi de Işid işgallerinde başrolü oynarken başka ülkelerden çok sayıda insanı saflarına katıyor.

Biz ise ABD'nin tüm itirazlarına rağmen, güvenli olan bu bölgeden petrol çektik.

Işid'in eylemleriyle bu bölgenin ne kadar güvensiz olduğu zihinlere kazınıp petrol yolunun değiştirilebileceği sinyali veriliyor.

Işid, egemenlik sağladığı bölgelerde bölge için çok önemli olan nargile ve tütünü yasaklıyor, camide namazı mecburi tutuyor, kadınları evlere kapattırıyor.

Onlara göre dinsiz kurumlar adına şimdiye kadar görev yapan asker, polis ve taraftarlar tövbe etmelidir. Tövbe etmeyenler idamla cezalandırılmalıdır. Bu da hoşnutsuzluk yaratıyor.

Ayrıca dünya medyasında Işid'in durdurulamaz, ilerlemesi önlenemez şeklinde reklamı yapılıyor.

Bölge ülkelerine ve Kuzey Irak Kürt Yönetimine gözdağı vermek için Musul'u kuzu kuzu Işid'te teslim eden Maliki umduğunu bulamayıp ülkesi parçalanma noktasına gelince Işid mevzilerini havadan bombalamaya başladı.

ABD'de bölgede bir İslâm devletinin kuruluşundan aşırı şekilde rahatsız oluyor.

Irak Şii liderleri Işid'e karşı cihad ilan ederken cihad ilan etmeyen İran Işid'i devirmek için ABD işe işbirliği içine girebiliyor.

Işid, kendileriyle çatışan, can ve mal kayıplarına sebep olan Kürtleri düşman belliyor.

Işid'den kaçanlar Erbil'e sığınıyor. Barzani kurtarancı pozisyonun a giriyor ve güçleniyor.

Bütün bu gelişmelerden sonra 'Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.'

Kalın sağlıcakla.

Gürbüz Battal