|
|
![]() Çünkü bilinen faziletlerine ek olarak İKÖ eski Genel Sekreteri bilhassa ve bilhassa, klasik anlamdaki politikacı sıfatına uzak düşen siyaset ötesi kimliğiyle ön plana çıkıyor. Dolayısıyla bizzat bu kimliğidir ki seçildiği takdirdeİhsanoğlu'nu,Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını politize etmek tasavvurunu suya düşürecek aktör kılabilir. Böylelikle de rejimi tehlikeye atması mukadder bir riziko bertaraf edilebilmiş olur. *** YUKARIDAKİ olgu tabii ki çok güncel, fakat yine de sınırlı bir boyutu yansıtıyor. Oysa Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP tarafından aday olarak saptanması her şeyden önce bütün Türkiye paradigmasının da değişmiş olduğunu tescil ediyor. Buna mühür basıyor. Zira şaka değil... Az buz şey hiç değil... *** DEĞİL, çünkü düşünün ki tek tük istisnai dönemler hariç siyasi ideolojisini ezelden beri Kemalist yörüngede ve laikçi payandada sürdüren; kitle eksenini ise şehirli modernler ve Alevi taşralılar tabanına oturtan, bir anlamda kemikleşmiş bir partiden bahsediyoruz. Oysa o parti bugün 1923 Cumhuriyeti'yle çelişmiş bir gelenekten inen ve İslam sıfatı taşıyan bir organizmada genel sekreterlik yapmış olan bir şahsiyeti Çankaya'ya lâyık gördü. Bu, hem altı oklu kurum, hem de tüm ülke açısından muazzam olumlu bir gelişmedir. *** ÖYLEDİR, ziraKemal Kılıçdaroğlu yönetimiyle birlikte zaten tedricen sancılı geçiş dönemi yaşamaya başlayan CHP eğer şimdi de İKÖ sabık Genel Sekreteri'ni ortak aday olarak belirliyorsa, böyle bir atılım en önce eski statükonun ve eski paradigmanın sona ermiş olduğunun artık sözkonusu parti tarafından da kavrandığı anlamına geliyor. Geç ve güç oldu ama işte nihayetinde oldu ki, aynı Kılıçdaroğlu'na övgü borçluyuz. Ve hemen buna bağlı olarak da doğası icabı yukarıdaki gelişme, sözkonusu CHP'nin 'halkla barışmak' ve gerçekten sivilleşmek iradesini yansıtıyor. O hâlde çok rahatça aşağıdaki tespiti yapabiliriz: *** İHSANOĞLUkararı cumhurbaşkanlığı seçimiyle sınırlı taktik bir manevra değildir! Çok daha derindeki stratejik bir rota dönüşümünün tezahürüdür ve gerek altı oklu kurum, gerekse de bütün Türkiye açısından sonsuz hayırlı bir virajdır. Tornistanı yoktur ve şayet olursa da o CHP'nin iktidar perspektifi, o Türkiye'nin ise AKP'sizlik şansı yoktur ki, Allah korusun! *** ÖTE yandan, nasıl ki ben yukarıdaki stratejik dönüşüm saptamasını yapıyorum, CHP bünyesinde hâlâ eski statüko ve eski paradigmadan medet umanlar da aynı tespiti yapıyorlar. Eh, bütün bönlüklerine rağmen bu kadarcık muhakeme kabiliyetleri var... Nitekim etekleri bunun için tutuştu ve bunun için burunlarından ateş püskürüyorlar. Bunun için Kılıçdaroğlu'na kin, İhsanoğlu'na ise nefret kusuyorlar. Dışarıdaki ulusalcı sırtlanların kışkırtmasına rağmen bir bölen yaftasından korktukları için şu aşamaya kadar kendi meşreplerine uygun başka bir aday belirlemeye cüret edemediler. Fakat böyle bir inisiyatife yeltenmeleri ihtimali henüz yabana atılamaz. Zaten derhal uluorta başladıkları gibi de seçime kadar yine açıkça veya sinsice Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vermeme kampanyası sürdürmeleri ise hiç yabana atılamaz. Ama şimdiden yabana değil çöpe atılmış iki şey var: Eski CHP ve eski paradigma! |
|
|
|