Gülen'in Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu
Tuhaflıklar birbiri ardına devam ederken önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri de daha önemli bir hal almaya başladı. MHP'nin fikir babalığı yaptığı ‘'çatı adayı''formülü aslında kimin elinde, ne var ne yok olduğunu ortaya çıkarmıştır.  

CHP aday belirleme sürecinde, Fethullah Gülen'den gelen önerileri de dikkate alarak açıklama yapma hissiyatına kapılması ve Ekmeleddin İhsanoğlu isminde karar kılması, MHP için olumlu karşılanmıştır. Zaten hoca efendinin de önemle üzerinde durduğu hassasiyet buydu. Muhalefet arasında nifak olmadan hepsinin bir tek isim etrafında toplanması, hoca efendinin arzuladığı bir tabloydu. Ak Parti adayının yıkılması için hoca efendi ve muhalefet ‘'birlikten kuvvet doğar'' sözünün propagandasını yaparak, güçlü bir ismin peşine düşmüş oluyorlardı. Parti içindeki birçok kişinin onaylamadığı ya da benimsemediği isim olan Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP içerisinde çalkantının büyük olmasına neden olacağı, unutulmaması gereken önemli bir ayrıntı konumundadır.  

Aslında Ekmeleddin İhsanoğlu adı daha ortada yokken, birinin yanlışı ortalığı karıştırmaya yetip artmıştı. Gürsel Tekin'in basına yaptığı bir açıklama vardı''Çok adaletli bir adayımız var ve yakında açıklayacağız bu ismi''demişti. Buradan şunu anlamak hiç de zor değildi. CHP yargıdan bir aday göstermek istiyordu. Ama maalesef partinin komutası daha önceden birilerinin eline geçmişti. Aradan aylar geçmişti ki Ekmeleddin İhsanoğlu adı açıklandı. Ama bu isim Gürsel Tekin ve diğer partililerin üzerinde durduğu isim değildi.  

Bu konumda CHP'nin aday belirlemede pekte bağımsız olduğu söylenemezdi. Cemaatin adaylık süreci içersinde Haşim Kılıç ismini önermesi de pekte doğru olmazdı. CHP bu riski göze alamazdı. Eğer Haşim Kılıç ismi açıklanmış olsaydı CHP'nin resmen cemaat ile çalıştığı ortaya çıkacaktı. Zaten Haşim Kılıç ismi CHP içersinde de çatırtılara sebep olacaktı ve bu isim çok büyük bir risk idi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘'Cüppenizi çıkarın gelin, siyaseti öyle yapın''demesi adaylığı düşünülen bu yargı adayına verilen çok anlamlı bir cevaptı.  

CHP'de Gürsel Tekin'in o açıklamasından sonra aylar geçti ve birinin geri döndürülemeyen rızası ile ortaya karışık bir menü yapıldı ve bu isim Ekmeleddin İhsanoğlu olarak çıktı.

  Bu isim daha çok CHP'nin değil, Fethullah Gülen'nin seçim stratejisi olarak ortaya çıktı.  Aslında Parti içinden birçok kişi başka bir yargı üyesinin ismi üzerinde duruyordu. O isim de Metin Feyzioğlu idi. Ama Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Danıştay konuşması yersiz, zamansız ve siyasi içerikli olması MHP tarafından da hoş karşılanmamıştı.Hatta Bahçeli bu yapılan konuşmayı net bir şekilde eleştirmişti.  

Demokrasi şehidi diye atıfta bulunan Adnan Menderes'in asılmasına imza atan yargı üyelerinden biride Feyzioğlu'nun babası idi. Bu isim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından deşifre edilince Feyzioğlu'nun umudu da iyice azalmıştı.   Ta ki Cemaat ılımlı ve muhafazakâr bir isim ortaya atıncaya kadar aday belirleme süreci devam etti. Bunların hepsi değerlendirildi. Ama şimdi Gürsel Tekin'e tekrar sorsanız o zaman açıklanmak istenen aday kimdi diye? Kesinlikle Ekmeleddin İhsanoğlu ismini vermeyeceği aşikârdır.    

CHP'nin yaşadığı bu hadise 2.Mansur Yavaş olayı olarak karşımıza çıkmış durumda. Mansur Yavaş'ın seçimi az farkla kaybetmiş olması nedeniyle, gözden kaçırılmaması gereken diğer bir gerçekte, merkez sağın oylarını alabilecek bir ismin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermiştir. Her ne kadar Melih Gökçek, o zaman seçimi kazanmış olsa da, seçim sonucunu beklerken yaşadığı stresli dakikalar ekranlara yansımıştır. Bırakın fark atmayı seçimi bile zor kazanmıştır. 30 Mart'ta MHP'nin oylarının ne kadar önemli olduğu bu sonuçlarla ortaya çıkmıştır.  

Konunun özüne dönecek olursak CHP, başarıya giden yolun MHP'den geçtiğini anlamış olsa gerek ki, zamanında ülkücü lider Alparslan Türkeş'in tercümanlığını ve Ortadoğu danışmanlığını yapmış olan Ekmeleddin İnsanoğlu'nun ismini açıklamada bir endişe duymamıştır. Ama unutulan bir şey var ki CHP'de, yaşanan bu süreç ile seçmeninin ve parti içindeki bazı milletvekillerinin rahatsızlığını apaçık ortaya çıkarmıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği gibi''CHP önceden seçim kaybediyordu ama şimdi izzeti de ayaklar altında'' söylemi Başbakanın olayı çoktan çözdüğünü bizlere göstermiş oluyordu. Başarıya giden her yol mubahtır anlayışı CHP'nin ne durumda olduğunu bizlere açıkça göstermektedir.  

 Aslında yaşananlar ve meydana gelen bu hadiselerin altında yatan gerekçeler var. Burada bir isim var ki çok iyi hesap yapmış ve strateji belirlemiş. Bu isim Fethullah Gülen'den başkası değil. Hoca Efendi merkez sağın oylarını almayı hedefliyor. BDP'nin de oyları böleceğini düşünüyor, onların kendi adaylarını belirlemelerinde bir sakınca görmüyor. Ankara'da Melih Gökçek'e saç baş yolduran Mansur Yavaş ismi gibi, Ekmeleddin İhsanoğlu ismi de merkez sağın oylarını toparlayacağı düşüncesinde. Hoca efendi yaptığı bu hesaplamalardan sonra CHP'ye bu ismi açıklanmasını önerdi. Her ne kadar inkâr edilse de CHP'nin kurmayları Amerika gezisine çıkmaktan bile çekinmedi. Yoksa siz düşünüyor musunuz Mansur Yavaş isminde olduğu gibi Kılıçdaroğlu, tek başına böyle kritik bir karar versin?    

Ne oluyorsa ‘'su akıyor yolunu buluyor ‘'misali muhalefet kendi çizgisinden ödün vererek, bu seçimden zaferle çıkmak istiyor. Bunun için her yol ve her isim deneniyor. Ak Parti'nin oyları çok sağlam ki denemeyen, yapılmayan, istenilmeyen her şey bu yoldu kabul görüyor.   Oysaki Ak Parti son sözü daha söylemedi. Herkesin bildiği gibi değil, aday çok farklı bir isim olacak. Onu da yakında yazacağım.

HaberTempo



2014-06-25