|
|
![]() İslâm dünyası kan ağlıyor. Müslümanlar perişan ve zillet içinde... Gözyaşları sel olmuş, feryatlar arzı titretiyor, ah u eninler semaları delip geçiyor. Müslümanlar, korkunç zulümlerin işlendiği, tarif edilmez acıların yaşandığı bu Ramazan ayını gözyaşıyla yoğrulmuş bir halde yaşamaya mahkûmlar... Halbuki Ramazan ayı ve arkasından gelecek olan Ramazan Bayramı, Müslümanlar için sevinç ve mutluluk günleridir. Ramazan ve bayram; normalde Allah'ın emrini yerine getiren mü'minin, görevini yapmanın ve cehennemden kurtulmanın sevinç, huzur ve mutluluğu içinde olunması gereken günlerdir. Ancak gel gör ki, zalimler bu sevinç ve mutluluk günlerimizi kâbusa çevirdiler, Müslümanlara cehennem hayatı yaşatıyorlar. İçinde bulunduğumuz rahmet, mağfiret ve gufran ayı olan Ramazan; yapılan her iyiliğin ve her kötülüğün karşılığının kat kat fazlasıyla alındığı bir ay olduğuna göre, mazlumun yanında, zalimin karşısında yer alarak çok büyük ecirlerin kazanılacağı günlerin içindeyiz demektir. İnsanoğlu, ne ekerse onu biçer. Şu dünya tarlasına kötülük ve zulüm ekenler, ahirette çok büyük bir azap biçecekler demektir. Hele hele bu zulümler bir de tam Ramazan ayı içinde yapılırsa, zalimlerin ahirette göreceği cezanın, şu anda yaptıkları zulmü bile aratır halde olacağı muhakkaktır. O zaman mazlumun ahı, şu anda gördüğü zulmün derecesinden kat be kat fazla olarak zalime dönecektir. Zira, Ramazan'da iyiliklerin mükâfatı arttığı gibi, kötülüklerin de cezası o derece artar. Mübarek Ramazan ayının başından bu yana, Suriye'de, Mısır'da, Irak'ta, Arakan'da, Afganistan'da, Çin'de, Doğu Türkistan'da, Kerkük'te, Çeçenistan'da, Telafer'de ve de Filistin'de kardeşlerimiz büyük zulümler altında inlerken, şayet hiçbir şey yapamıyorsak bile gönlümüzle, duamızla ve gözyaşımızla onların yanında olamıyorsak, Ramazan'ın manasını anlamamış ve ruhunu kavramamışız demektir. Allah'ın rızasını kazanmak için tuttuğumuz oruçlarımız, bizi, Allah'ın sevmediğini beyan ettiği zalimin karşısında durmayı, mazluma destek olmayı sağlamıyorsa, bu orucumuzda bir eksiklik var ve bir yerde önemli bir hata yapıyoruz demektir. Bize oruç tutmayı emreden Allah, namaz kılmayı farz kılan Allah, zalimin karşısında, mazlumun yanında olmayı da emretmektedir. Zalimin zulmünü engellemek için gayret etmek, mazluma yardım etmek ve destek olmak namaz gibi, oruç gibi farzdır. Bizler oruçlarımızı büyük bir rahatlık içinde tutuyor iken, Filistin'deki ve diğer bölgelerdeki kardeşlerimiz çok büyük sıkıntılar, acılar, ızdıraplar ve gözyaşları içinde bir Ramazan yaşamaya mahkûm olmuş iseler, onların acı ve ızdırabını yüreğimizde hissetmiyorsak, bu orucumuzun bize sağladığı manevi kâr ne kadar olur Allah bilir. Ramazan, mazlumun yürek yangınını gönülden hissetmemize ve zalime tavır almamıza sebep olsun İnşallah. *** *** *** '' Biz Onu (Kur'an-ı Kerim'i) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail a.s) her iş için iner dururlar. O gece esenlik gün ağarıncaya kadar sürer.'' (Kadir Suresi) Yukardaki Ayette, bin aydan yani 83 yıldan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir Gecesi'ni, İnşallah bu gece idrak edeceğiz. Hadis-i Şeriflerde Ramazan'ın son on günü içinde olduğu bildirilen Kadir Gecesi'nin, başka bir Hadis'e göre Ramazan'ın 27. Gecesi yani bu gece olma ihtimali oldukça yüksektir. Konu ile ilgili Hadis-i Şerifler içinde; Kadir Gecesi'nin, Ramazanın son on gününde, sayıları tek olan gecelerin içinde ve bu tek sayılı gecelerden de 27. gecede olduğu rivayeti tercih edilmiş ve asırlardan beri mü'minlerce, 27. gece Kadir Gecesi olarak kutlanmıştır. Kadir Gecesi'nin değeri, Kur'an-ı Kerim'in bu gecede inmeye başlamasından ve bu gecenin Allah tarafından bin aydan daha hayırlı kılınmasından kaynaklanmaktadır. İnsanlara dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösteren, beşeriyeti karanlıklardan çıkarıp aydınlığa kavuşturan dinimizin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim, Kadir Gecesi'nde inmeye başlamış olduğu içindir ki, bu gece, çok izzetli ve müstesna bir gece olarak müstakil bir sure (Kadir Suresi) ile şerefi yükseltilmiş ve 83 yıldan daha hayırlı kılınmıştır. İşte bu gece böyle mübarek, böyle ulu ve bu derece hayırlı bir geceyi idrak edeceğiz. Bu gecenin hayrından, bereketinden ve izzetinden istifade etmek için gayret etmek ve bu fırsattan azami derecede yararlanmak, bir mü'min için yapılması gereken en önemli davranış biçimi olacaktır. Efendimiz; "Kim Kadir Gecesi'nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır" buyurmuştur. Hz. Ayşe validemizin anlattığı; 'Dedim ki: Ey Allah'ın Rasûlü, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu: - Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. (Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni de affeyle.) Hiç şüphesiz Kadir Gecesi'ne yetişmek mü'minler için büyük bir mutluluktur. Ancak, bu fırsatı kaçırmadan bu geceyi en iyi şekilde değerlendirmek, çok daha büyük mutluluk ve çok daha büyük kazançtır. Bu geceyi, namaz kılmak, Kur'an okumak, dua etmek, tövbe ve istiğfarda bulunmak suretiyle ihya edebiliriz. Dualarımıza, sıkıntılar içinde olan İslâm âlemini ve Ramazan ayını bombalar altında, ekmeklerine kan damlayarak geçiren mazlum Filistin Müslümanlarını da katmayı unutmayalım. Tüm zalimlerin kahrı, tüm mazlumların kurtuluşu ve zaferi için gözyaşları ile gönülden dua etmek kardeşlik vazifemizdir. Bir ömre bedel olan Kadir Gecenizi tebrik ediyor, bu kutsal gecenin tüm dünya Müslümanlarına hayırlar getirmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Dualarda buluşmak üzere hayırlı kandiller efendim. |
|
|
|