|
|
![]() O zaman siz yetim değilsiniz. Sürekli yarım bir mutluluk taşır, ağlarken üşüyerek ağlar, sarılacak güçlü bir bedeni yoktur, gülerken dudaklarının yarısı güler yüreği izin vermez çünkü o yetimdir. Her bayram da yeni kıyafetleri olmaz, gücünü aldığı eli de öpemez bayram sabahında, babasızlık o gün daha da vurur yetimi. Bir sabah uyandığımda küçücük ayaklarımla koşarak babamın yanına gittim, ama yatak bomboştu. Annemi aradı gözlerim anlayamadığım bir hüzün gördüm yüzünde annemin "baba yok" diye sordum çocuk dilimle, gelecek kızım gelecek dedi annem derin bir iç çekişle ve o gün başlamıştı minik kızını alıştırmaya, babasızlığa annem... Öğleden sonra evimiz de, alışılmadık bir kalabalık oluşuna anlam veriyordum, bir de ağlayanlar başımı bir tuhaf okşayanlar bunaltmıştı babamın deyimiyle 'kara kızını" ve annemin bağırarak ağlayışını hiç unutmamak üzere acı bir hatıra olarak kayıt ettim beynime. O gün anlamamıştım, ama ben artık bir yetimdim. Ne acı ve ne ağır olduğunu ise hayat boyu hissedecektim yetimliğin. Yetimler, herkeslerden daha çok sever annesini, hem annesidir hem de babasının yerindedir annesi, ondan bir yanağını babasını öper gibi öper annesinin. Ben hep annem bilmese de öyle öptüm annemi! Geceleri gizli gizli ağlayan annemi duyar da, elimden bir şey gelmeyince, sesiz çığlıklarla ağlardım yorganın altında "babam gel" diye. Büyüdüm ama hep yetim oldum, belki kimseye hissettirmedim ama çocuklarımı gizli bir hasretle seyrettim hep, babalarıyla oynayışlarını, sarılıp öpüşlerini, nazlanmalarını, nasıl bir duygu acaba? Annemi sevdiğimden daha mı değişik bir sevgi diye düşünüp gözyaşlarını sildim hep... Yetim olmak yemeği tuzsuz yemek gibidir, hayatı yaşamak.... Ölümü bile sevmektir, kavuşmak için babasına. Yetimi anca bir yetim anlar, bir kız çocuğu için babasızlık, başını göğsüne yatıramayacağı, kokusunu içine çekip, benim babam var, ilk aşkım o benim, büyüyüp evlensem de hep aşkım kalacak ve hep beni koruyacak, diyememenin özlemidir... Hem de nasıl bir özlem, bitmeyen artan... Bir erkek çocuk için ise, beraber maç oynayamayacağı, elinden tutup cuma namazlarına gidemeyeceği, kendisine idol seçemeyeceği, büyüyüp baba olduğun da bile hep evladıyla yaşadığı her şeyi, babasıyla yaşayamadıklarını, yaşayacağı bir duygudur, yarım bir nefes almaktır yetim olmak... Yetimlik bitmeyen bir duygudur, ben hep yetim kaldım, büyüsemde. Dünyadaki ilk ve tek yetim ben değildim biliyordum ama yetimdim ya! Kırıktı kanadım, ondan yetimleri bir başka sevdim hep. Bir Ramazan ayında eşimle beraber uzak bir ülkeye yardım götürdük. Orada adı "Umut" olan kız çocuklarının kaldığı yetimhaneyi ziyarete giderken eşim kendini tutabilecek misin? İstersen sen gelme dedi. Asla ben nasıl olur da gitmezdim ki, benden daha çok kim sevebilirdi onları, onlar da benim gibi yetimdi. Hepsi pırıl pırıl bakıyordu bize, tek tek yanlarına gidip öptüm başlarını okşadım birini unutacağım diye tekrar tekrar öptüm, onlar da doyasıya beni, biz birimizi anlıyorduk. Allah'ım dayanma gücü ver, yanlarında ağlamayayım diye dua edip dudaklarımı ısırıyordum, artık dayanamayıp, odadan dışarı attım kendimi, bir tanesi koşarak arkamdan geldi ve sarıldı bana, sarıldım öptüm, kokladım gözyaşlarımın eşliğinde, adını ve yaşını sordum Amina üç yaşında dediler. Nasıl bir tevafuktur bu Allah'ım! Benim yetim kaldığım yaştaydı Amina... Artık yaşlarım Amina´nın yüzündeydi. Biraz sonra hepsi odadan çıkıp koşarcasına yanıma geldiler, minicik elleriyle gözyaşlarımı siliyorlardı, onlar gibi yetim olan ablalarının... Yetim olmak ağırdır, ama açlığın savaşın olduğu bir ülkede yetim olmak daha da acı... Aslında yetim çok şey istemez, okşayın başını öpün yanaklarını, yeter yetime. Büyüsem bile özellikle amcalarımın başımı okşamasını beklerim, amca baba yarısı değil mi? Kan bağı olmayan Osman amcam belki de bilmeden öper nerde görse başımı, ah Osman amcacığım bir bilsen yüreğimi o an, nasıl mutlu olduğumu, içimden sana ettiğim dualarımı... Bir bayram da evlatlarınızla beraber gidin bir yetimhaneye, beraber yaşayın bir bayram sabahını. Uzaktaki yetimleri belki öpemezsiniz ama sizin için öpeceklerle yollayın bayramlıklarını, belki bir an olsun unuturlar yetim olduklarını, kimbilir... Peygamber efendimiz (s.a.s.)'in şu hadislerini hatırlayalım: ''Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık o kişiye sevap vardır'' ''Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk)islememişse Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.'' Rüyalarımda seninle buluşmam olmasa dayanamam baba, hani gelipte saçlarımı koklayarak öpüşün var ya baba o rüya değil, gerçek, ben yaşıyorum uyansamda gün boyunca, senin gibi seven hiç olmadı yetimsin baban yok dediler hep bana; sen varsın di mi baba az kaldı vuslata ömür neki baba cennette efendimizle beraber olma arzusuyla yetimleri koruyanlara müjdeler ola... |
|
|
|