Namazlarımız, Miracımız olsun
Miraç, Allah Rasûlü Efendimizin, bilmediğimiz bir şekilde Allah'a yükseltilmesi, O' nunla, yine bilmediğimiz bir şekilde buluşması ve görüşmesidir. Bu olay dünya şartları ve dünya da geçerli fizik kuralları ile anlaşılamaz, anlatılamaz. Bu olay bir mucizedir ve iman meselesidir.

Beş vakit namaz işte bu buluşmada verilen hediyeler arasındadır. Bu sebeple, 'namaz mü'minin miracıdır' denmiştir. Yani Efendimizin Miraçla yaşadığı manevi yükselmeye benzer bir yükselmeyi, mü'minler de namazla yaşayabilirler anlamındadır.

Kur'an'da, 'Secde et ve Rabbine yaklaş' (Alak / 19) mealindeki ayette bu yükselişe işaret edildiği gibi, 'Kulun Rabbine en yakın olduğu yer secde halidir' mealindeki hadis-i şerif de aynı gerçeği belirtmektedir.

Namaz; kulun günde beş defa Yaradan'ın huzuruna çıkması, O'nun divanında durması demektir. Bu yüce divanda, arada hiçbir vasıta olmadan her türlü dilek ve ihtiyacını, kul, bizzat Allah'a arzeder, O'na sığınır, yalnızca O'ndan yardım diler. Böylece Peygamber Efendimizin, Miraç' da gerçekleşen Allah ile buluşma hâdisesi, namazda sembolik olarak yaşanmış olur.

Namaz, İslâm'ın imandan sonra gelen en büyük emridir. Namaz, Efendimizin sözüyle dinin direğidir. Namaz, imanın alameti ve mü'min olmanın göstergesidir. Namazda o şerefli alnımızı, Rabbimizin huzurunda yere koyar, O'nun divanında secdeye kapanırız. Namaz, kimliğimizi ibraz etmenin bir vesilesidir.

Namaz, kul ile Allah arasında aracısız gerçekleşen ulvî bir münasebettir. Namaz, Allah'ın kudretini idrak eden insanın, hayranlığını en güzel ve en hürmetkâr bir şekilde dile getirmesidir. Namaz, Rabbin büyüklüğü yanında, insanın, kendisinin O'nun kulu olduğunun idrakine varması ve o muazzam kudret karşısında acziyetini itiraf etmesidir.

Namaz, diğer ibadetleri de içinde barındıran özlü bir ibadettir. Şöyle ki:

Kur'an okumak başlı başına bir ibadettir. Namazda Kur'an okunmaktadır. Namaz içinde yemeyi, içmeyi terk gibi oruca ait yasaklar bulunduğundan, namazda oruç da mevcuttur. Namaz, vücudun ve ömrün zekâtı olduğu için zekât ibadeti ile kıbleye dönülmesi ile de hac ibadeti ile bir ilgisi ve irtibatı bulunmaktadır. Ayrıca, Mü'minlerin birbirleri ile selamlaşmaları da bir ibadettir. Namazın sonunda selam da vardır.

Namaz, nimetleri bol olan Rabbimize karşı bir şükran ifadesi, bütün varlığımızla kendisine medyun-u şükran olduğumuz Rabbimize karşı bir saygı duruşudur.

Namaz, aciz bir kul olan insan ile her şeye gücü yeten Yüce Yaratıcı'yı kavuşturan bir vuslattır aynı zamanda...

'Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım isteriz' yakarışı, kulun Mabuduna karşı samimiyetini, acizliğini, sevgi ve hürmetini sunmasının en veciz ifadesidir.

Namazın, kulu yüce makamlara yükselten bir basamak olabilmesi için, mü'minin ona hakkı ile hazırlanması gerekir. Büyük bir dünyalık makam sahibi ile buluşulacağı zaman nasıl titizlikle hazırlanılır ise, kainatın sahibi ve padişahı olan Rabbimiz ile buluşmak için çok daha büyük bir titizlik ve hassasiyetle hazırlanmamız gerekir. 

Unutmayalım ki namaz, yüce Allah'ın huzuruna çıkmak, O'nunla buluşmak, görüşmek ve konuşmaktır. Büyüklerin dediği gibi, kul, namaza durduğu zaman Rabbi ile arasındaki bütün perdeler kaldırılır.

Ve ahirette namazı tamam olanın, hesabı kolay olacaktır.

İşte bütün bunların düşünülerek, idrakine varılarak ve bu şuurla kılınan namazlar, mü'minin miracı olur. Namazlarımız, miracımız olsun, miracımız da kutlu ve mübarek olsun İnşallah... Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

NOT: Kanal 42 TV'de yayınlanan HASBİHAL programımda, Cumartesi günü 12.00 de Ribat Vakfı Başkanı Muzaffer Büyük ile canlı yayın, Pazar günü 12.00 de ise geçen haftanın tekrar yayını vardır. Ayrıca her Cuma günü 17.00'de RİBAT FM'deyiz. Davetlisiniz.  





2016-05-07