Ahmet Taşkın
Beni tanıyanlar iyi bilir. Bazı yazarlar gibi isimlere dönük yazı yazmayı pek sevmem, zaten istesem de beceremem.

Ancak eski müdürüm Ahmet Taşkın için yazmadan da geçemeyeceğim.
Yıllardan 1999. Herkesin bildiği gibi asrın felaketi yaşandı. 17 Ağustos 1999'da Zonguldak'ta çalışıyorken Kocaeli'ye tayinimiz çıkmış ve o günlerde okullarımızın belli olmasını bekliyorduk. Hangi ilçeye verirlerse hemen orada bir ev tutar ve Kocaeli'ye yerleşiriz diyorduk.
Ancak deprem olunca atamanın iptali için dilekçe verdim, çünkü ailem çadırda uzun süre kalmasın diyerek Zonguldak'a yanıma almayı düşünmüştük. Derken atama iptal oldu ve ailem yanımdayken birde üstüne 12 Kasım 1999 Düzce Depremini yaşadık. Hemen Düzce'ye geldik akrabalarda bir olumsuzluk var mı diye..
Neyse üzerinden zaman geçti, 1 yıl sonra yeniden Kocaeli'ye tayin olduk. Körfez Mimar Sinan Mahallesi'nde ikamet ediyor iken ben 1 yıl Gebze'nin en kuzeyinde İstanbul sınırında yer alan Kargalı Köyü'nde çalıştım, her gün gittim geldim (Üstelik görevlendirme ile, kadrom İzmit Namık Kemal Lisesi'ndeydi). Şimdikiler gibi, bir takım kimliklere bürünüp, oraya buraya tayin çıkartılmıyordu. Düşünüyorum da şimdiki öğretmenler böyle bir şey yapar mı? Herhalde çalmadık kapı yada girmedik kimlik bırakmazlardı bu görevlendirmeyi iptal ettirebilmek için...
1 yıl çalıştıktan sonra Körfez çöplüğü altında kurulan, depremzedelerin prefabrik yerleşim yeri içindeki Necati Cumalı İlköğretim Okulu'na atandım. O zaman kurum müdürlüğünü de çok saygıdeğer bir isim Gönül KARA yapmaktaydı.
'Sayın Kara ile çalışmak çok zordur' denilse de, Dünya görüşü olarak farklı da olsak 4 Eylül 2001'de başladığım okulda tamı tamına 2 yıl  5 ay 5 gün 
çalıştım.
Öyle birilerinin dediği gibi, okul müdürümle çalışmaktan yana herhangi bir zorlukta yaşamadım. İşimi yapmaktaydım. Her ne kadar prefabrike konutlarda depremzedeler değil de doğudan göç etmiş, dağınık aileler, karışık tipler bulunuyor olsa da o insanlara değer vererek yaklaşıyor ve çok iyi iletişim kuruyorduk.
Okul Müdürüm Sayın Gönül Kara'ya herkes 'müdire ana' demekteydi. Tam bir gariban dostu, fakir fukara yardımcısıydı. Öğrencilerimizin her türlü sorunlarını sorunumuz görüyor ve elimizden geldiğince yardımcı oluyorduk. İnanın bir gün bile Sayın Kara ile sorun yaşamadık. O bölgede çok güzel çalışmalarımız oldu. Hala o bölgeden eski öğrencilerim ziyaretime de gelirler.
Necati Cumalı İlköğretim Okulu'ndan sonra İzmit Endüstri Meslek Lisesi'ne atandım. Yeni görev yerimde çalışmaya başladıktan 15-20 gün sonra Sayın Gönül Kara'nın yeni okuluma gelip yeni müdürüm Sayın Ahmet Taşkın ile görüştüğünü ve sohbet arasında da 'En iyi öğretmenimi size gönderdim' dediğini duyduğumda çok gurur duymuştum.
O yıllarda öğretmenlik mesleğini icra etmek çok daha keyifliydi. Bugünkü gibi insanlar kutuplaştırılmamıştı. Şimdi sendikaların yanlış politikaları neticesinde hemen hemen tüm işyerlerinde çalışma barışının bozulduğunu düşünüyorum. Dedim ya insanlar ön yargılı olarak 'Gönül Kara ile çalışamazsın' dediklerinin aksine çok iyi işler yapmış, bize ihtiyacı olan insanlara yararlı olmuştuk. Üstelik müdürüm Sayın Kara Türk Eğitim Sen üyesi, bense o yıllarda Eğitim Sen üyesiydim. Kimse insanları sendikalarına göre değerlendirmez, yaptığı işe bakardı. Çalışanı herkes sever, işini yapmayanı da hiç kimse tutmazdı, nereye mensup olursa olsun.
Her neyse bu konudaki anılarıma ileriki günlerde yer vermek üzere şimdilik kapatmak isterim. 
İzmit Endüstri Meslek Lisesi'nde göreve başladığım 9 Şubat 2004 tarihinden itibaren  4 yıl  6 ay 16 gün çalıştığım müdürüm Sayın Ahmet TAŞKIN'ın bugün vefat ettiği haberini aldım. Çok üzüldüm. Mekanı Cennet olsun inşallah. 
Birkaç anımı da paylaşmak istiyorum, onun için bugün bir değişiklik yaparak affınıza sığınıyor ve çok saygın biri olan Sayın Taşkın adına anılarımı paylaşmak ihtiyacı duyduğumu belirtmek istiyorum. 
İzmit EML diğer okullara benzemez. Çok farklıdır ve bana sorarsanız Kocaeli'nin en iyi okuludur. Aynı zamanda Kimya Bölümü öğrencisi olarak mezunu olduğum bir okul olduğundan da ayrı bir sempatim vardır.
Çok büyük bir okul olması nedeniyle belki hiç karşılaşmadığınız, adını dahi bilemediğiniz bir çok da meslektaşınız olabilir. Çoğu kişiyle belki sadece öğretmenler kurulu toplantısında karşılaşabilirsiniz. Ancak bu toplantılar da 250 yi aşkın öğretmen olduğu için büyük salonlarda yapılır. Okul müdürünü belki ayda bir belki de 3 ayda bir görebilirsiniz. Herkes sabah okuluna gelir, meslek öğretmenleri sabah ve akşam imza atarlar. Bölüm şefleri personelini takip eder, sistem bu şekilde oturmuştur.
O kadar kalabalık personel içinde dahi çok kısa sürede sayın müdürüm Ahmet Taşkın, çalışmalarımızı takdir etmiş olacak ki, adımı kısa sürede öğrenmiş, karşılaştığımız zamanlarda 'Muzaffer Bey nasılsın?' diyerek halimi hatırımı sormaya başlamıştı. Personeli ile çok saygılı ilişki kuran, kibar ve karşısındakine değer veren bir isimdi. 
Çalıştığım süre zarfında sendikal ayrım yaptığına şahit olmadım. Belki hangi sendikada olduğumu dahi bilmezdi. Ama bana çok güvenirdi. Çalışmalarıma çok değer verirdi. Bir gün yanına gittim 'hocam çalışmalarımızda bir laptop olsa çok iyi olacak' dedim. O günlerde Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi (MEGEP)'nde çalışmaktaydım. Hemen yardımcı personeli çağırıp Teknosa'ya gönderdi. Az sonra laptop gelmişti. 'Çalışmalarınızı çok önemsiyorum' derdi. O günlerde sayın müdürümün de destekleriyle, kimya bölümünden öğretmenim Sayın Hakan Elmas ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalar hala Kimya Teknolojisi Alanlarında okutuluyor. Kimya Teknolojisi Alan çalışmaları yaparken İş Piyasası Analizleri yapıyor ve bir çok sanayi tesisini ziyaret etmemiz gerekiyordu. Bize her türlü imkanı sunmaya çalışır, okulun aracını şoförüyle bize tahsis ederdi.
Yine bir başka anımda; Sayın Ahmet Taşkın'ın yanına giderek "Sayın müdürüm Kimya Bölümünde daha yararlı olacağım kanısındayım" dedim. O günlerde kültür öğretmeni kimyacılar ve meslek öğretmeni kimyacılar ayrımı vardı. Hemen memurumuz Ayla hanıma bilgi vererek yazı yazdırmıştı. 'Muzaffer Oğuz Kimya bölümünde çalışacak' diyeee... O günden sonra zaten okulda milad oldu. Bölüm ve kültür öğretmeni ayrımına da benim bu girişimim son vermişti. Sağ olsun, var olsun Sayın Müdürüm. Her zaman sizi 'çalışanın hakkını veren kişi' olarak hatırlayacağım. Ruhunuz ŞAD olsun. Sizi Saygıyla anıyorum...
64 yaşında yaşama veda eden Sayın müdürüm Ahmet Taşkın 4,5 aydır akciğer kanseri nedeniyle tedavi görmekteydi. İstanbul Liv Hospital'da tedavi görmekteyken önceki gün vefat eden Ahmet Taşkın İzmit Ahmet Elginkan Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi Müdürü olarak görev yapmaktaydı. Değirmendere'de oturan 2 çocuk babası Ahmet Taşkın'ın cenazesi bugün Gölcük Merkez Camii'nde kılınan ikindi namazına müteakip Değirmendere'de bulunan 17 Ağustos Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Müdürüm Ahmet Taşkın'a Allah'tan Rahmet ve Mekan-ı Cennet, kederli yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.



2016-05-16