Dilimize girmiş çok güzel sözler var; 'bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz', 'söylediği yalana, döner kendi inanır', 'Mızrak çuvala girmez', 'yalancının mumu yatsıya kadar yanar'...

Kavramlarla konuşur, kavramlarla cümle kurar ve kavramlarla anlaşırız. Kavramları ters çevirir, içini boşaltır, insanları bu kavramlarla aldatmaya kalkarsanız, ortaya büyük bir kaos çıkar! Artık bu kavramları kullananlara kimse inanmaz. Hele kutsal kavramlara insanımız çok çabuk kanar. Mesela; Cemaat, Himmet, İmam, Allah, Kur'an, Din...kavramları sayabileceğimiz birkaç tanesidir.İnsanlarımızın; dini, milli, islami konulara karşı hassasiyeti var. Böylesine değerli kavramlar karşısında insanların boynu kıldan incedir.

Bu sapık ve dinle hiçbir alakası olmayan grup yüzünden bazı insanlarımız; Cemmat sözünden tırsmaya başladı! Halbuki cemaat; camiyi hatırlatır, el ele, gönül gönüle, yan yana, bir arada olmayı ifade eder. Cemaat, topluluk demektir. Cemaat deyince akla sadece FETÖ gelmez, gelmemelidir. Ama işin aslı böyle değil. Kutsalı kullanarak, kutsalı istismar ederek genç ve bilgisiz beyinleri felç ediyorlar!

Himmet de öyle: Himmet, Allah rızası için, ülke ve insanlık menfaatine uygun hizmet yapmayı anlatır! Himmetin; insanlara destek olmak, sıkıntıda ve darda olanların yanında yer almak demektir. Teröre, ülkelere ve insanlara zarar vermek, huzuru bozmak, barışa darbe vurmak, militan yetiştirmek, dini ve dini terimleri kullanarak adam aldatmak demek değildir. 'İyilikte yarışın' sözünde bunu açık ve net biçimde görürüz.

İmam, önder demektir. İmam denilince, insanlarımız büyük bir saygı duyar. İşte bu yüzden, Cami görevlilerini, halkın gözünden düşürmek, bu değerli kavramla alay etmek için böyle bir yol seçmiştir FETÖ/PDY! 

  Bugüne kadar Allahtan korkmayan, kuldan utanmayan ve ar damarı çatlamış bazı insanlar; ağızlarını din, iman, peygamber ve Allah adıyla eğip bükmelerine kanarak çok istismar edildi.

Sözde şeyh ve hoca efendilerin Kuran'ı- Kerim'de olmayan sözlerini, Allah katından gibi gösterip şirke bulaştılar.

Artık, Kurana dönüp, benim güzelim dinim üzerinden dünyevi çıkarlar sağlamaya çalışan din tüccarlarına/simsarlarına 'YETER ARTIK ÇEKİN ŞU PİS ELLERİNİZİ BENİM DİNİMİN ÜZERİNDEN, SİZE GÜNAHIMI BİLE VERMEM, HADİ BAŞKA KAPIYA' demenin zamanı gelip geçti bile. Bunun için hiç kimsenin aklına ve yardımına ihtiyacımız yok, sadece kutsal kitabımız Kurana dönüp bakalım.

Yüce kitabımız Kur'an;'...KURAN'I AĞIR AĞIR VE ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNEREK OKUMAMIZI', '...AKLIMIZI KULLANMAMIZI' şart koşar.

Eğer, Kuran'da yazılı bu emirlere uygun olarak ayetleri inceden inceye düşünerek okusaydık ve aklımızı kullansaydık; din üzerinden siyaset yapan sahtekârlar ile dini istismar ederek menfaat temin eden din tüccarları, bizleri aldatamaz ve salak yerine koyamazdı.

Paralel Suç Örgütü'nde çözülme hızla sürerken Pensilvanya medyası dağılmayı önlemek için her yola başvuruyor. Kapatılan Zaman gazetesinin İsrail yönetimiyle sıkı ilişkileriyle tanınan yazarı Kerim Balcı, Paralel Suç Örgütü'nden ayrılmak isteyenleri Cehennem ateşiyle korkuttu. Haşhaşilerden bu yana tarih boyunca bütün kapalı ve sapık dini toplulukların başvurduğu yöntemi kullanan Kerim Balcı 'Cehennemin kasıp kavuran sıcaklığını görseydiniz ayrılmazdınız' diyerek, resmen insanları tehdit ediyordu!

Daha önce de Filistin'deki İslami grupları İsrail'e karşı direnmemeleri gerektiğini ifade eden yazılarıyla büyük tepki toplayan Kerim Balcı, Gülen'in son samimi gönüllülerini cehennem ateşiyle korkuttuğu yazısı şu cümlelerle bitiyor:

'Bugün nöbet mahallini terk edenler, Cehennem'in kasıp kavuran sıcaklığını görselerdi, kendilerini korkutan dünya cebbarlarının yapabileceklerine sivrisinek ısırığı kadar değer vermezlerdi. Sûrun ölüleri titretip ayağa kaldıran sesini duysalar, ahiretlerine taalluk etmeyen tehditler karşısında korkmaz, kükrerlerdi...'

Kendilerinden farklı düşünen herkesi Cehennem ile korkutan Kerim Balcı'nın ifadeleri, Gülen örgütünü bu tehlikenin dışında tutması tam bir 'haşhaşi mantığı' dır!

Kurtuluşumuz; Kur'an'a dönmek, Kur'anı anlamak ve hayatımıza uygulamaktan geçer. Kur'anda; şeyhlere, hoca efendilere... uyun demiyor! Sadece; Allah'a ve peygamberlerine uyun ifadelerine yer veriyor.