|
|
![]() En büyük gayesi; gönüllere sevgi ve hoşgörü tohumları atarak, tüm insanlığın barış ve huzur içinde, birbirlerini anladıkları, birbirlerini oldukları gibi kabul ettikleri, sevgi dolu bir dünya inşa etmek olmuş. Bu kutlu ideali gerçekleştirmek için ise en zor ve meşakkatli yolu seçmiş. Yani; iğne ile kuyu kazar misali ferdan ferda insanların kalplerine, gönüllerine girerek, Anadolu'nun civanmert insanlarını harekete geçirmiş. Tüm bunları, hiçbir beklentiye girmeden, tamamen karşılıksız bir şekilde, hatta canından çok sevdiği vatanından ayrı düşme pahasına, renk ayrımının olmadığı, tüm farklılıkların zenginlik kabul edildiği, kalplerin kucaklaştığı, cennet asa bir dünya inşa etmek için yapmış. Ömrü boyunca, asayişi bozacak hiçbir telkin ve eylemin içinde bulunmamış. Bilakis; kırk yılı aşkın bir süre boyunca, gerek kürsülerde ve gerekse de ortaya koyduğu tüm yazılı ve görsel eserlerinde, daima, sevgi, hoşgörü ve devlete bağlılığı telkin etmiş en kötü hükümeti dahi hükümetsizliğe tercih etmiş. Cumhuriyet değerlerine bütün kalbiyle bağlı olduğunu her defasında dile getirmiş, memlekete hizmet adına yapılmış en ufak şeyleri dahi mukaddes görmüş, alkışlamaya değer bulmuş, bunu her fırsatta dile getirmiş. Dünya malı adına büyük servetlere sahip olma imkanı ve fırsatı varken bunu hiç düşünmeden elinin tersiyle itmiş. Ömrü boyunca dünyaya zerre kadar kıymet vermemiş, tam anlamıyla kendini vatanına, milletine ve insanlığa adamış. Yayınladığı yüzlerce eserden kaynaklanan te'lif ücretlerini dahi hizmet hareketinde kullanılması için bağışlamış, dünya malı adına bir tek dikili ağacı bile olmamış. Kendisine atılan onca mesnetsiz iftira ve karalama kampanyalarına rağmen bir kez olsun nezaketini bozmamış, iftira atan insanları bile hoşgörüyle karşılamış. Evet; tartışmasız bir şekilde, ülkemizde ve dünyada, milyonlarca insanın gönlüne taht kurmuş, gerek ülkemizde ve gerekse de uluslararası camiada büyük bir saygınlığı olan, yaptığı ve teşvikçisi olduğu hizmetlerin dünya barışına yaptığı katkı vesilesiyle, kendisine dünyaca ünlü, saygın kurumlar tarafından barış ve hoşgörü ödülleri takdim edilen, Muhterem Fethullah GÜLEN hocaefendiden bahsediyorum. Kırk yılı aşkın bir süredir, herkesin gözü önünde, gerek ülkemizde, gerekse de dünyanın dört bir yanında, onun teşvikleriyle açılan eğitim yuvalarında yetişen insanlar, bu kadar büyük hizmetlere imza atmışken, Başbakanımızın da her fırsatta dile getirdiği milli ve manevi değerlere bağlı bir neslin yetişmesinde bu kadar büyük emeği varken, her fırsatta insafsız bir şekilde, alakasız bir sürü bahaneyle, konjüktürel olarak saf tuttukları yerde, sırf bir yerlere yaranmak için, insafsızca ve rencide edici bir tarzda, eleştiri dozunu da aşarak, yaralayıcı bir üslupla yazılanlar, söylenenler hangi vicdana sığar. Hayatı boyunca karşılıksız olarak üç kuruşluk iş yapmamış, vatan millet adına taş üstüne bir tek taş koymamış insanların kendi dar pencerelerinden bakarak, hocaefendinin ve hizmet erlerinin beklentisiz bir şekilde fedakarca yaptıkları hizmetleri anlayamamalarına, yapılan her hizmetin arkasında mutlaka gizli bir ajanda aramalarına alışkınız. Lakin; manevi değerlere sahip inançlı insanlarında bu rüzgara kendilerini kaptırıp, hizmet hareketini siyasi bir çekişmenin tarafı olarak görmeleri ve bu sebeple camiaya ve hocaefendiye ölçüsüz ve saygısız bir şekilde çamur atmalarını, her dönemde iktidar gücünün yanında saf tutmuş dönemsel kalemşörlerin gazına gelerek, her türlü komplo teorisini hocaefendi ve hizmet hareketiyle irtibatlandırmalarını anlamakta zorluk çekiyorum ve artık insaf diyorum. Tamamen art niyetli ve iftiralarla dolu olan ve çamur at izi kalsın mantığıyla, gazete köşeleri ve sosyal medyada yazılanlar, televizyon ekranlarından söylenenler kesinlikle insaf ve iz'an ile bağdaştırılamaz. Her dönemde asayişin ve istikrarın yanında olmuş, parti ayrımı gözetmeksizin, memlekete faydalı işler yapan her siyasiyi alkışlamış ve destek vermiş böyle bir hareketi, siyasi çekişmelerin malzemesi yapmaya kalkmak tek kelimeyle insafsızlıktır. Asıl olan insanı yüceltmektir. Hizmet hareketinin temel gayesi de budur. Onun dışında yapılan her şey sadece ve sadece bu mukaddes ideale ulaşmak için kullanılan araçlardır. Siyaset de bu araçlardan bir tanesidir. Siyasi iktidarlar da, siyasi figürler de geçicidir. Kalıcı olanlar, iktidar oldukları dönemde arkalarından hayırla yad edilecekleri eserler bırakanlardır. Son on yıllık dönemde, mevcut iktidarın imza attığı icraatlarda olduğu gibi, memleketin kalkınmasına ve insanın yüceltilmesine katkı yapan herkes, hayırlı işler yaptıkları sürece, bu millet ve özellikle de hizmete gönül veren insanlar tarafından alkışlanacak ve destekleneceklerdir. |
|
|
|