|
|
![]() Bugün kullanılan teknolojik ürünlerin hemen tümü doğada halihazırda var olan 'madde' üzerine yapılan bilimsel araştırmalara dayanıyor. Dolayısıyla maddenin olmadığı yerde geleneksel olarak bilimden söz edilemez. Bilimsel çözümlenin yapılabilmesi için mutlaka madde veya enerjinin ortamda var olması gerekir. İnsan bilinci bugüne kadar çözümlenemeyen ve bir muamma olarak insanlığın önünde duran en önemli bilimsel problemlerden biridir. Günümüzde bilinç pek çok bilim adamı ve filozof tarafından 'tüm zamanların en büyük bilimsel problemi' olarak tanımlamaktadır. Yakın bir zamana kadar madde veya enerji ile hiçbir ilişkisi olmadığı düşünülen insan bilincine veya psikolojisine yönelik herhangi bir 'pozitif' bilimsel araştırma gerçekleştirilememiştir. Özellikle psikoloji, psikiyatri, nöroloji, felsefe ve teoloji gibi disiplinler insan psikolojisi veya bilincinin çözümlenmesine yönelik bazı çalışmaları yıllar boyunca gerçekleştirmişlerdir. Ancak yapılan çalışmaların hiç biri 'pozitif bilim' statüsünde gerçekleşememiştir. Yani 'ölçmeye ve deneye' dayalı olarak gerçekleştirilememiştir. Son yıllarda insan bilincinin fiziksel bir 'enerji' den ibaret olduğu/olabileceği konusunda ciddi bir takım çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Eğer bu durum deneysel olarak doğrulanırsa bilinç faaliyetleri 'fizik yasaları' tarafından belirleniyor demektir ki bu durumda insan bilincinin 'Fizik' bilimi tarafından çözümlenmesi olanaklı hale gelecek demektir. Zira Fizik 'madde ve enerji' ile ilgili tüm olayları çözümlemeye çalışır. Bilinç bilimsel anlamda çözümlenir ise belki de bugüne kadar ortaya çıkan en büyük ve en önemli bilimsel keşif gerçekleştirilmiş olacaktır. Peki, insan bilinci bilimsel olarak çözümlenebilirse bunun pratik sonuçları ne olacak? Ortaya çıkacak sonuçları tahmin etmek gerçekten çok zor ancak en yalın ifadeyle, psikolojik hastalıklar hemen tedavi edilebilecek, düşünsel hastalıkların ortaya çıkması baştan engellenebilecek, insanlar istemediği alışkanlıklarından kurtulabilecek ve yeni alışkanlıklara ve yaşam tarzlarına sahip olabilecektir. İnsan bilincinin bilinen özellikleri göz önüne alındığında fiziğin bir alt teorisi olan 'kuantum teorisi' ile çok büyük bir uyum hemen göze çarpmaktadır. Bu aslında bilincin kuantum fiziği ilkelerine göre çalışıyor olabileceğinin önemli bir işaretidir. Bunu fark eden az sayıda fizikçi bilinç için 'kuantum bilinç modeli' geliştirmek ve bilinci çözümlemek üzere yola çıktılar bile. Geleceğe yönelik olarak umutlanacak o kadar çok şey var ki bu çok net bir şekilde görülebiliyor. Ancak bilinç konusundaki gelişmelerin birkaç yıl içinde gerçekleşebileceğini hiç sanmıyorum, olsun önemli olan insanlığın gerçeklere bir şekilde ulaşması değil mi? Gerisinin fazlaca bir önemi yok... Prof. Dr. Mustafa EROL https://twitter/profmustafaerol http://kisi.deu.edu.tr/mustafa.erol/ |
|
|
|