Alaca Karanlık Paketi
Sözde demokratikleşme adına alacakaranlık renginde bir paketimiz daha oldu. Bu paket de bir Recep Tayyip Erdoğan klasiği olarak güne damgasını vurdu. Alfabeye katılan misafir üç harf ve bir üniversitenin adının değiştirilmesi dışında paketin kime ne faydası var derseniz orada durun derim. Bu paketin Başbakana ve partisine faydası var elbette. Seçimler yaklaşıyor, kızgın yandaşların ve dağdaki pimi çekilmiş bombaların gönlünü alması gerekiyordu,  paket hediye paketiydi. Her dönem bizim vergilerimizle kömür, yiyecek dağıtılacak değildi ya...

Oysa bu paket, yepyeni umutlarla yeni planlarla dolu olmalıydı, her şey demokrasiye uygun olmalıydı.  Yeni bir bakış açısıyla, daha olgun düşüncelerle ilerlemeliydi demokrasi. Ve daha olgun gözlerle bakılmalıydı her kesime. Alfabeye üç harf katarak demokratik olunamaz. Nevşehir'deki bir üniversitenin adının değiştirilmesi değildi Alevilerin sorunu. Yığınla sorunları vardı.

Postalsız darbeler içeriyor Başbakan'ın paketleri. Sahte bakış açıları ve Türk halkını aldatan gizlilikler. Cümlelerin ardındaki bilinmez ve yoruma açık açılımlar, kendilerini yansıtmayan şekilde davranıp doğruları gizleyen ve takılan maskelerin ardındaki gerçek yüzler. Tıpkı yalancı bir gülüş takınıp ne mutluyum diyerek karşındaki aldatmak kadar acı veriyor bu eylemler.

Türk Halkı buralara gelirken gördüklerine, duyduklarına sustu.  Geçmişe dönüp Başbakanın söylemlerini incelersek sindire sindire nelerin Türk Milletine hazmettirildiğini de göreceğiz.

'Elhamdülillah şeriatçıyım,'

'Hem Laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya laik. İkisi bir arada ters mıknatıslama yapar ikisinin bir arada olması mümkün değildir' diyen ve bünyesinin bir türlü kabul edemediği Laik Müslümanlığı elinin tersiyle iten ve tek hedefimiz İslam Devletidir diyen birinden şeriatla uyuşmayan demokratik bir gelişme mi bekliyoruz. Hayır...

'Ben İstanbul'un imamıyım, İstanbul'u Medine yapacağım' dedi,  İstanbul'u Medine yapmasına gezi çocukları izin vermedi ama baş imamlığı devam ediyor.

'Bütün okullar imam hatip olacak' dedi, dediğini yaptı.  Okullara atanamayan öğretmenlerin derslerinde oluşan boşlukları imamlar dolduruyor ve genç beyinleri yıkayarak İmam Ordusu yetiştirmeye çalışıyorlar. Böyle bir düşüncenin sahibinden Atatürk'ün çocuklarının okuduğu andın devamını sağlamasını ya da korunmasını mı bekliyoruz; Hayır...

'Her On Kasımda yaygara koparılıyor, Ataya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok' diyen birinden Atatürk'e ve devrimlerine saygı mı bekliyoruz; Hayır.

'Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız. Demokrasi bizim için tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz' dedi ve indi. Demokratik olmasının mümkün olmadığını yıllar öncesinden anlattı aslında. Bu nedenle demokratik olmayan bir kafanın ürünü de demokratik olamaz.

'Sen ‘Ne Mutlu Türküm Diyene' dersen Onun da ‘Ne Mutlu Kürdüm Diyene' deme hakkı vardır. Türkiye'de Kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilik kavramıyla çözmeliyiz. Türkiye kimliği her vatandaşın üst kimliği olmalı Türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir' diyen ve kendisini Türk olarak görmeyen birinin Türk kavramını yok etmesi de normaldir.

Başbakan; "Kaç aydır şehit haberi gelmiyor' derken verdiği sözlerin ne olduğunu anlatamıyor halkına. 

Şehitlik, Ülkenin bölünmez bütünlüğü için yani Vatan içindir. O yolda seve seve canlarını verdiler gidenler. Geride kalanlara da vasiyet ettiler 'Vatanı böldürmeyin' diye. Kaç aydır şehit haberi gelmiyor demek taviz demektir. Tıpkı bedava kömür ve erzakla alınan oy gibi. Milletin verdiği taviz sonunda vatanın bölünmesi tavizine dönüşmüştür.

Müslümanlık adına kellelerin kesildiği, Kadınların toprağa gömülüp taşlandığı ve 10-12 yaşlarında kız çocuklarının babaları yaşında adamlarla evlendirildiği bir Türkiye istiyor Başbakan ve istediğine adım adım yaklaşıyor. Geçmişte kendisine zulüm yapıldığını söylerken, bugün aynı zulmü uyguluyor kendisinden olmayanlara.

Türkiye'de yaşanan gerçeklerin üstünü örterek halkı bilgilendirmeyen yandaş basının yaşadığı beleş bir hayat için ciddi bedeller ödüyor Türkiye.


2013-10-03