Garip Şeyler Yapıyoruz
Bilinçsizce garip şeyler yapıyoruz...
Yozlaştıkça yozlaşıyor, bilinmeyen bir yöne doğru toplumu hızla sürüklüyoruz.

Her yapılan işi Anadolu tabiri ile 'KARAKÖRLEME' yapmaya çalışıyoruz.

Halkın önünde görünen ve ona hizmet etmek için yola çıkan birçok siyasetçi, gazeteci, aydın, yazar ve akademisyen, fikir ve hizmet üreteceği yerde, fitne ve fesat üretip, tabanından yetişen genç kuşakları sindirme politikası ile uğraşıyor.

Siyasete talip olan genç kuşaklar, talip oldukları siyasi kuruma girebilmek için mücadele etmek yerine yanlış kulvarlarda at koşturup kendi kendilerini harcıyorlar. Girdikleri girdabın içinde birbirlerini yiyip bitiriyorlar.

Samimi ve tecrübe sahibi olan ilçenin ileri gelenleri bu karmaşa içinde seslerini duyuramaz hale gelip kara kara düşünmekten fırsat bulup çare üretemiyorlar.

Halkın büyük çoğunluğu ümitsizlik içinde geçim derdine düşmüş çoluğunun çocuğunun geleceğinden bihaber yaşıyor.

Yaşanılan gerçekleri olduğu gibi halkına yansıtma görevi olan gazetecilik ve köşe yazarlığı sulandırılıp, birilerini yıkmak için birilerinin eline silah olarak veriliyor. 

'Büyüyen ve gelişin toplumlarda, halk birçok şeyi göremez ve duyamaz. Çoğu yaşananları medyadan ve gazetelerden okur. Yazılan köşe yazılarından anladıkları ile yaşananlar hakkında yorum yapar ve kanaat sahibi olur' İlçemizde sözde bu temelsiz kurallar, halkı olumsuz bir yöne itelemek için işletiliyor.

Sürekli büyüyen bir ilçede değişik yörelerden gelmiş, değişik siyasi düşünceye ve değişik kültürlere sahip insanların birlikte yaşaması tabiidir. Yazarların görevi toplumu siyaseten ayırmaya yönelik değil birleştirmeye yönelik yazılar ve yorumlar yapmaktır.

Sözde; Demokrasinin ve fikir özgürlüğünün olduğu bir ülkede yaşamamıza rağmen bizler demokrasiyi ve fikir özgürlüğünü kendi ellerimizle yok etmeye çalışıyoruz. Bizler 'FİKİR' üretilecek yerde 'Fİ-KİR' üretmeye çaba sarf ediyoruz.

Herkesin düşüncesine saygılı olarak yaşama sabrını gösteremeyip, irademizin dışına çıkarak nefsimizin emrinde 'Benim gibi düşünmüyorsa yok olsun' fanatizminin çarkına kendimizi kaptırıyoruz.  Düştüğümüz bu girdap içinde dönerken başı dönmüş vaziyette kendi yaptıklarımızı bile denetim altına alamıyor ve gülünç durumlara düşüyoruz.

Köşelerde yazılar yazıyoruz. Ama, yazdığımız yazıların ne hakimi ne de hakemi olamıyoruz. Yazılarımızda bilgi yerine halkımıza sövgüden ve haksız övgüden başka hiçbir şeyi aktaramıyoruz. Gençlerimizi birbirine düşmanlık derecesine varan ayrıcalıklar içine iteleyecek makaleleri kaleme almaktan zevk duyuyoruz. Aslında bir şeyler kazardığımızı zannederken, çok şeyler kaybettiğimizin farkında olamıyoruz.
Ah! keşke Mezarlıklarda yatanların pişmanlıkları ile  didişmekten vazgeçip hidayete erişebilsek....
Allah'a emanet olunuz.


2013-11-12