|
|
![]() Ülkemizde ise maalesef günlük politikalardan en çok etkilenen kurumların başında Milli Eğitim sistemi gelmektedir. Her hükümet veya bakan değişikliğinde her şey sil baştan yeni hükümetin veya bakanın anlayışına göre şekilleniyor. Son on yıl içinde Ak Parti iktidarında görev alan dört bakan -aynı partiye mensup olmalarına rağmen- birbirinden çok farklı anlayışlarla köklü değişikliklere gittiler. Ve yine maalesef üzerinde çok iyi düşünülmeden ve alt yapısı hazırlanmadan uygulamaya konulan bir çok proje, arkasında telafisi zor mağduriyetleri de beraberinde getirdi. Uzun zamandır gündemde olan bir proje var. Dershanelerin kapatılması! Aslında ilk bakışta kulağa hoş geliyor. Sınava girecek her kademede öğrenci dershaneye gitmek zorunda, aksi takdirde bir yarış halini alan sınavlarda ipi göğüslemeleri çok zor. Tabii ki dershaneler verdikleri hizmetin karşılığında öğrencilerden belli miktarlarda ücret talep ediyor. Bu da özellikle dar gelirli ailelere ciddi külfetler yüklüyor. Dolayısıyla dershanelerin kalkması dar gelirli aileleri bu külfetten kurtaracak düşüncesi, dershanelerin kalkmasının iyi olacağı kanaati uyandırıyor. Ancak maalesef mesele hiç de öyle göründüğü gibi değil. Öncelikle şunu iyi tespit etmek lazım. Dershaneler niye ortaya çıktı? Ve niye bu kadar yaygın hale geldi? İnsanlar niye imkansızlıklar içinde dahi çocuklarını dershanelere gönderme ihtiyacı duyuyor? Bu sorulara vereceğimiz cevaplar dershanelerin kaldırılmasının en azından bu aşamada iyi olup olmayacağını bize gösterecektir. Dershanelerin varlık sebebi okulların eksik kaldığı konuları kapatmak yani okulların veremediklerini öğrencilere vermek. Eğer okullar sınavda başarılı olmak için yeterli eğitimi ve öğretimi gerçekleştirebilmiş olsaydı dershanelere de ihtiyaç olmazdı. Şu aşamada okulların bu açığı kapatabilmesi de pek mümkün görünmüyor. Çünkü okullarda klasik mantıkla eğitim yapılırken, SBS, YGS, LYS, KPSS gibi sınavlarda öğrenciler, sınırlı zaman dahilinde test sınavlarına tabi tutuluyor. Dolayısıyla öğrenciler hem test tekniğini öğrenmek hem de pratik yöntemler kullanarak sınırlı zaman içinde başarılı olmak zorundalar. Bu beceriyi de ancak dershane sisteminde kazanabiliyorlar. Bundan dolayı bu sınavlar var olduğu sürece dershanelere olan ihtiyaçta devam edecektir. Belki; Büyük şehirlerde, öğretmen sıkıntısı olmayan köklü okullarda, Özel okullarda, Fen liselerinde bu eksik kapatılabilir. Ancak, Anadolunun bir çok yerinde çoğu dersin farklı branşlardan öğretmenlerle geçiştirildiği okullarda bu eksiğin kapatılması imkansız. İşte dershaneler bu dengesizliği gidermek için öğrencilerin imdadına yetişiyor. Dershanelerin kapatılması durumunda, yine parası olan insanlar çocuklarına özel dersler aldırarak bu ihtiyacı karşılayacak, ancak dar gelirli aileler bunu yapamayacak. İşte bu yüzden dershanelerin kapatılması en çok dar gelirli ailelerin çocuklarını vuracak. Üzerinde durulması gereken diğer bir önemli husus da, dershanelerin, özellikle doğu ve güneydoğuda, memleketin ücra köşelerinde, eğitim imkanlarının çok kısıtlı olduğu, öğretmenlerin gitmediği, gitse bile bir an önce fırsatını bulup batıya kaçtığı bölgelerde, yıllardır insanlara bir can simidi gibi el uzatarak, bir anlamda fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırarak o bölgelerdeki öğrencilere de en iyi üniversitelerde okuma imkanı tanımış olmalarıdır. Belki de bu sayede binlerce genci terör örgütünün pençesinden kurtarıp eğitime kazandırarak bir anlamda ülkemizin bütünlüğüne çok önemli katkılarda bulunmuş olan dershaneleri kapatmak ülkeyi bölmek için fırsat kollayan terör şebekesinin yakarak, korkutarak kaçırtmaya çalıştığı ancak başaramadığı işi devlet eliyle gerçekleştirmek olacaktır. Bu noktada; inatla dersaneleri kapatacağını söyleyen ehli vicdan, iktidar sahiplerinin başlarını ellerinin arasına alıp tekrar düşünmeleri gerektiğini, aksi takdirde büyük bir vebalin altında kalacaklarını hatırlatırım. |
|
|
|