|
|
![]() Daha ilkokul dördüncü sınıftaydık; bir gün öğretmenimiz Emre Şahinci ön sırada oturan arkadaşlarımızdan birini yanına çağırdı ve kulağına bir şey fısıldadı ve sınıfa dönerek dedi ki; 'Çocuklar ben şimdi arkadaşınızın kulağına bir hayvan ismi fısıldadım; arkadaşınız yanındaki arkadaşına, yanındaki arkadaşı kendi yanındaki arkadaşına duyduğu bu hayvan ismini fısıldasın ta ki son sıraya kadar bu böyle devam etsin. Sınıfı bir cümbüş havası kapladı. Oyun başladı. Kulaktan kulağa duyulan bu hayvan ismi ne acaba? İlk sıradan başlayıp son sıra ve son arkadaşımıza kadar bu isim kulaktan kulağa fısıldandı. Herkes duyduğuna göre oyun bitti ve öğretmenimiz dedi ki; "Şimdi gelelim oyunun ikinci yarısına. İlk sıradan başlayıp herkes tek tek ayağa kalkarak kendi kulağına fısıldanan hayvan ismini söylesin" Sınıfı hayli coşkulu! Herkes başladı tek tek ayağa kalkıp kendi duyduğunu sesli söylemeye. Tek tek sıralandı tüm hayvan isimleri. Oysa öğretmenimiz yanına çağırdığı arkadaşımızın kulağına tek bir hayvan ismi söylemişti ancak şimdi hayvanat bahçesinin tüm isimleri sıralandı. Öğretmenimiz Emre Şahinci tebessüm ederek dedi ki; 'İşte, bakın çocuklar ben ilk sıradan arkadaşınızın kulağına horoz demiştim, oysa ilk sıradan son sıraya gelene kadar horoz kertenkele olmuş. Şimdi gelelim üçüncü oyuna; bu kez her kez tek tek kalkıp az evvel arkadaşı kendi kulağına ne fısıldamış söylesin ve böylece bakalım kim kulağına ne duymuş ve ne fısıldamış yan kulağa? Bir yüzleşme başladı sonra. İlk öğretmenimizden başlandı, herkes kendi duyduğunu söyleyecek. Tek tek kalktı arkadaşlar; 'Öğretmenim ben sizden horoz duydum.' Yanındaki kalktı; 'Ben tavuk duydum.' Bir sonraki; 'Ben at duydum.' Daha sonraki; 'Ben kaplumbağa duydum.' 'Peki dedi öğretmenimiz şimdi gelelim dördüncü oyuna; dördüncü oyun hayat oyunu olacak. Yarın hepiniz hayat okuluyla baş başa kalacaksınız. Hakkınızda irili ufaklı şeyler duyacaksınız elbet. Duyduğunuz bir söz, size gelene kadar koca koca cümleler olacak ve apayrı şekillere girecek bilesiniz, tıpkı horozun kertenkeleye dönüştüğü gibi. Siz siz olun kulaktan dolma sözlere inanmayın ne kendi nede başkası hakkında duyduklarınıza itibar etmeyiniz. Örnekte horoz kertenkele olduysa, can çor olur, ona göre. Siz ve sizin gibi görevini hakkıyla yerine getiren öğretmenler ne büyüksünüz. Emre Şahinci öğretmenim; canlandırarak sergilediğiniz bu örnekten sonra asla ve asla kulaktan dolma duyumlara itibar etmedim ben, etmeyeceğimde. Sizin ve sizin nezdiniz de tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü canı gönülden kutluyor o kalem tutan elerinizden öpüyorum. Saygılarımla. DİLEK EJDER |
|
|
|