|
|
![]() İnsanlık tarihi ile başlayan bu cinayetler, kan ve gözyaşı sürekli arttı ve hiçbir zaman da bu hesaplaşmalar, savaşlar, cinayetler azalmadı. Dünyada yaşanan savaşların en mağdurları ise' kadınlar ve çocuklardır' Savaşları yaratan zihniyetin erkek egemen zihniyet olduğu ve savaşlarda en çok da kadın ve çocukların mağdur edilmektedir. Kadın ve çocuklara yönelik işlenen savaş suçlarının önüne tarih boyunca geçilememiş ve günümüze kadar süre gelmiştir. Bosna Hersek'te 1992 yılında başlayan ve 1995'te Dayton Antlaşması'yla silahların sustuğu savaşın en büyük mağduru çocuklar ve kadınlar oldu. Yaklaşık 300 bin sivilin katledildiği, binlerce kadının tecavüze uğradığı, hafızalardan silinmedi. Modern hayatın başlamasıyla kan ve gözyaşı azalacağı yerde her geçen gün artmakta bunu yanında ise seri cinayetler ve kadın cinayetleri almış başını gidiyor. Savaş'ta kadın ve çocuklar siyasal hakların değil insan haklarına yönelik ihlallerinde mağduru ve tanığı olmaya devam ediyor. Orta doğu ise bu azılı cinayetler, kan ve gözyaşı hiçbir zaman dinmedi, hep kardeşkanı, aktı ve akmaya devam ediyor. Savaşın en büyük mağdurları ise en masum olan kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkisi ve tahribi inanılmaz bir boyutlara ulaşıyor. Silahların gölgesinde karşıt görüşlerin özellikle de kadın ve çocukları canlı kalkan olarak kullandığı biliniyor. Ülkemizin yanı başında bulunan Suriye'de ise kardeşkanı akmaya devam ederken sadece 2011 yılında 10 bin 853 kadının öldürüldüğü kayıtlara geçti. Suriye İnsan Hakları Örgütü, Suriye'de olayların başladığı 2011 yılından bu yana 10 bin 853 kadının öldürüldüğünü açıkladı. Ayrıca 7 bin 500 kadının ise "cinsel şiddete maruz kaldığı" aktarılıyor. Savaşın çirkin yüzü kadın tecavüzleri, kız çocuğunun cinsel saldırıya maruz kalması, savaşın ne kadar acımasız ve çirkin olduğunun bir kanıtıdır. Bunun yanında yerinden, yurdundan göç eden veya etmeye zorlananların yaşadığı bu durum, Savaşın mağdurlarının sadece ve sadece kadın-kız ve çocukların zarar görmesidir. Ağır travmaların yaşandı bu durum yıllar geçse de bıraktığı derin yaralar, psikolojik sorunlar gelecek adına çok vahim ve derin yaralar bırakmaktadır. Dün Bosna Hersek'te nasıl olduysa, bugünde Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de ve dünyanın değişik ülkelerinde devam etmekte. Ama hiçbir ülke, hiçbir kuruluş savaşların mağduru olan kadın ve çocukların ölümlerine çare olmuyor. Çare olmak için çabalamıyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri, silahlanmaya ayırdıkları bütçeleri yerine savaşların durması, için kadın ve çocukların yaşamasına ayırsa; ne savaş, ne gözyaşı, nede acı yaşanır bu dünyada. İnsanların sırf güzelleşmek için kendilerine ayırdıkları, eğlence kültürüne harcadıkları zamanı ve harcamalarının bir kısmını, savaşları durdurmak için ayırsa; bu çirkin savaşları durdurur. Savaşları durduracağı gibi, savaşın mağduru kadın ve çocuklar zarar görmeyecek... Bu dünya her millete, her dine, her ırka yeter. Yete ki savaşlar dursun. Savaşların durduğu, silahların konuşmadığı, barış güvercinlerinin uçuştuğu bir dünya dileği ile. Saygılarımla |
|
|
|