2 Aralık akşamı Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç'ın basın toplantısındaki açıklamalarını dinledim. Tedirgin bir hali vardı. Bu yüzden soruları detaylı açıklamadı. Ancak konuşmadan çıkan sonuç bir sürece işaret ediyordu. Dershaneler, 2016 yılına kadar öğrencilere hizmet verebilecekler fakat bu süre içinde özel okula dönüşen dershanelere teşvik verilecekti.

Dershanelerin özel okula dönüşmesi projesi, etrafı çok düşünülmemiş yavan bir projedir. Eğer kastedilen özel okulların teşvik edilmesi ve eğitim hizmetlerinin özelleşmesi olsaydı pekala mükemmel olurdu fakat bu proje zaten merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'a aittir. Hükumetin kastettiği, dershanelerin bitirilmesi projesidir.

Peki dershanelerin suçu nedir? Bu konuda verilen cevapları basından izlemiş olmalısınız:

-  Halkı sömürüyorlar

-  Devlet okullarına paralel yapılanmaları var

-  Öğrencilerin hafta sonlarını dolduruyor ve sosyalleşmesine mani oluyorlar

-  Devlet okullarının başarılarını gölgeliyorlar

-  İhtiyaç kalmamıştır...

Yeter mi, her halde bu iddiaları sizler de duydunuz. Fakat dershane yöneticilerinin verdiği cevapları duymadınız çünkü perdelendi. Dershaneciler istedikleri kadar,

-  Bizler halkı sömürmüyoruz, fiyatlarımız makuldür  

-  Paralel değil destekleyici eğitim veriyoruz

-  Sınavlar devam ettiği sürece dershaneler ihtiyaçtırlar

deseler de Devlet televizyonları ve ismini zikretmeyeceğim bazı TV kanalları ne hikmetse bu konuda haber yapmaktan adete kaçındılar. Dinlediğimiz haberler ise sadece MEB kaynaklı olanlardı.

Dershaneler elbette övülüp yüceltilecek kurumlar değildir. Ne var ki pek çok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizin de gerçekleridirler. Dershane kurumları ihtiyaçların belirlediği kurumlardır. Ehliyet kursları, gitar kursları, KPSS kursları gibi.

Üniversite sınavlarında tercihe şayan 4 yıllık fakülte kontenjanı 250 bin civarında ve sınava giren öğrenci sayısı 1,9 milyon iken sizce başka nasıl olabilir? Her mezun öğrencinin gönlünde yatan bölüm işte bu 250 bin kontenjandan biridir. Hükumet yetkililerine soruyorum sizler hangi fakültede okudunuz ve sınava nasıl hazırlandınız? Başka bir soru, halen lisede okuyan çocuk veya torununuz varsa hangi bölümde okumasını istersiniz? Sınava sadece devlet okuluna giderek hazırlanmasına razı olur musunuz?

Bu soruların cevaplarını zaten duydunuz. Kimi dershaneye kendi gittiğini söyledi, kimi çocuklarını yolladığını. Kimi evinde özel ders aldırmış. Peki, vatandaşın özel derse veya dönüştürmek istediğiniz özel okula verecek parası var mı? Hayır...

Hani bu dershanenin özel okula dönüştürülmesi tam mizah konusu. Geçen twitter de gördüğüm bir karikatürü paylaşmak istiyorum. Kasap elinde satırla ineği kovalarken inek, bana ne yapacaksın, diye soruyor. Kasap, seni ete dönüştüreceğim, diyor. Dershanelerin özel okula dönüşmesinil açıklayan güzel bir karikatür. Çizerin eline sağlık.

Buradan Sayın Bakanımız ve bürokratlarımıza bir önerim olacak. Sizler iyisi mi dershane yerine üniversite sınavlarını dönüştürün. Sınav sistemimiz buna zaten alışık. Tek basamaklı, iki basamaklı, ÜSS, ÖSS, ÖYS, YGS, LYS ve yakında işaretlerini aldığımız ucu açık sorulu sınav gibi. Hatta üç basamaklı sınav hiç denenmedi belki daha tutarlı olur, ne dersiniz?

@kimyaci64