Kar yağdı, herkes ısıtıcının ayarını biraz açtı.

Ve olanlar oldu: doğalgaz bitti, kömür yetmedi, elektrikler kesildi, üretim durdu.

Açıklamalar var, mesela ``kompresör bozuldu`` deniyor.

Parası ile bile dünyanın en pahalı elektriğini kullanamaz oldu vatandaş.

Çözüm için çalışılıyor, devlet HES, nükleer ve rüzgar enerjisinde önemli girişimlerde bulunuyor.

Alıcı olarak fiyatı, süreyi ve miktarı garanti ettikten sonra, enerji sektörüne yerli yabancı yatırım her türlü çekilebiliyor.

Keşke bize ait olsa diyorsunuz ama şuan Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu beyin gücü ve sermaye birikimi, %100 yerli kendi enerji sistemlerini kurmaya yetmiyor.

Çevre kaygılı itirazlar oluyor. Ama insanın oturduğu yerden uzaktan kumanda ile ısıtıcının ayarını açabildiği bir zaman diliminde, çevreci söylemlerin etkisi de olmayacaktır.

Yatırımlar sürerken, esas sorunun kaynağı olan, kişi başına düşen ısınma ve serinleme için gereken harcama miktarını düşürmek için yapılan çalışmalar cılız kalıyor diyebiliriz.

Türkiye'de hala daha kapı, pencere, duvar, çatı gibi sistemlerin asgarileri yeterli düzeyde belirlenmemiştir. En büyük kayıp da buralardan oluyor. Yani bir taraflarımızı kapatmadığımız için harcadıkça ısındığımızı sanıyoruz.

Aslında,  aynı 99 yılındaki Gölcük depreminden sonra bütünüyle yeniden şekillenen deprem yönetmeliği gibi, geçtiğimiz günlerde yaşanılan kar ve soğuk günlerin tecrübeleri ile inşaat yalıtım şartnameleri geliştirilebilir.  Böylece kışın soğukları ve yazın sıcakları gereğinden fazla enerji harcamadan atlatılabilir.

Enerji = güç olduğuna göre, bu musluğunun başkalarının elinde olduğu, hele hele bir kompresöre bağlı olacak kadar enerji fakiri bir Türkiye'nin dünyanın sayılı gücü ve ekonomisi olma hedefini gerçekleştirmesi bugünkü şehircilik ile bizce mümkün değildir. Kentsel dönüşüm adı ile başlatılan çalışmalar, parsellerin imarının artırmaktan öte, ana sistemi komple dönüştürmelidir ki 100sene sonrasının Türkiye şehirleri ve vatandaşları ekonomik olarak yaşasın, ulaşsın ve barınsın.

Daha yeni yeni adım attığımız kış ayları, bu sene çok zor geçecek gibi.