|
|
![]() İnanıyorum ki; Milletimizin çoğunluğu, gözlüğü değiştirdiğinde, siyasetimizin ve devlet içindeki bazı oluşumların nereye hizmet ettiğini kimler için yatırım yaptığını göreceklerdir. Şahsen beni kimin ne yaptığı hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Dünyaya gelen insan, gelişim safhalarından geçtikten sonra mutlaka bir karar mevki'ine oturmak için yaratılan bir canlıdır. Değerlendirme, iyiyi ve kötüyü görme, uygulama, defetme ve kabul etme iradesini gösterebilecek akla ve nefse sahiptir. En azından bir Ana veya baba olacaktır. Beni devletin ve devleti yönetenlerin yaptıkları ve neler yapabilecekleri ilgilendiriyor. Oluşturulan kurumların kendi halkına hizmet edebilmek için nasıl ve neye göre kurumsallaşabildiği ilgilendiriyor. Yasama meclisinin kendi halkının ruh ve vicdanına uygun, gerçek evrensel değerlere ne kadar uyum sağlayan yasaları çıkardığı ve bu yasaların nasıl uygulandığı ilgilendiriyor. Ne yaparsanız yapın, eğer siz halkın yiyebileceği helvayı yapmazsanız, onu zorla yedirmenizin hiçbir anlamı olmaz. O helva ile dünya kamuoyunda da rekabet edecek gücü elde edemezsiniz. Yıllardır, mevcut hükümetin birçok uygulamalarına, halkımızın isteği doğrultusunda 'Yetmez Ama Evet' mantığı ile yaklaştık ama milli ve manevi değerlerimize uyum sağlanamadığı takdirde ülke için büyük felaketlere yol açağı yönünde uyarılarımızı da yazdık çizdik ve halkımızla paylaştık. Dün, görsel medyada, bugün yazılı basında gördüklerimiz söylediklerimizin ve yazdıklarımızın teyidi olarak ortaya çıkmış rezaletlerdir. İş Adamları, Bakan çocukları, Sanatçı kocaları Vb. Onlarca kişi hakkında yapılan incelemeler sonucunda Ülkemizin, Saygı değer savcı ve kolluk güçleri ,tüm dünya basınının da ilgisini çeken bir uygulamayı devreye soktular. Sonucu nasıl olursa olsun bu iktidarız diyenlerin iktidarsızlığının bir göstergesidir. Bunun gibi son 15 yılda yüzlerce uygulamaya şahit olduk. Şahıslar, Bürokratlar, Belediyeler vb. Birçok kurum ve kuruluş çeşitli suçlamalarla itham edildi, sözde suçlu suçsuz ayıklandı gereği ne ise yapıldı ve Kahraman savcılarımız, kolluk güçlerimiz onurlandırıldı, suçlandı, görevden alındı veya sürgün edildi. Bunlar yaşanan gerçekler. Ama son uygulama bugüne kadar yapılanlardan fazla, bırakın ülkemizi tüm dünyada ses getirdi. Ne hazindir ki; Sayın Başbakan ve Ak parti Genel başkan yardımcısının dışında kimsenin sesi duyulmadı. Bana göre bu bir ŞOK'tur.... Sayın Başbakan, 'Şimdi yargı süreci bir şey diyemem' dedi. İyi ki demedi. Arkasından 'Biz Hiçbir çirkinliğe boyun eğmeyiz. Bizi kimse yıldıramaz. Her şeye millet karar verir'diye de ekledi. 'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu' demezler mi? Adama..... Sayın Hüseyin Çelik 'Masumiyet karinesi unutulmamalı' diyor... Nedin bu ifadeler, ne anlatılmak istenmektedir. Düşünün, İç İşleri Bakanının Oğlu gözaltına alınıyor. Kim Alıyor? İstanbul Polisi... Vali, Savcımız, polisimiz İç İşleri bakanının emrindeki Devletin Memurları değil mi? Son dakika haberlerine göre, dosya Zekeriya Öz'den alınıyor, Adalet Bakanı 'Yok öyle bir şey' diyor. Kimin ne yaptığını bilen yok. Operasyonları yürüten mali Şube Müdürü, Terör Şube Müdürü, Organize Şube Müdürü, Kaçakçılık şube Müdürü, ve Asayiş şube müdürü görevden alınıyor. Bunun anlamı nedir, neyin ifadesidir. Bu hangi demokrasi anlayışına, hangi evrensel hukuk anlayışına uyar... Bu büyük bir aczi-yetin ifadesi değilmidir. Rahmetli Babam 'En rezil hastalık EGO yükselmesidir' derdi. Mekanı cennet olsun. Durup düşünelim... Ama midemizden değil, beynimizden düşünelim.... İnanıyorum ki; halkımız doğruyu bulacaktır. En azından bunda eksantrik bir durum olduğunu görüp araştırmaya yönelecektir. Benim de kafam karıştı ve araştırmaya başladım.... Geçmişini Selahaddin Eyyubi'ye, hatta Halid Bin Velid'e kadar uzatan, Botan Beyi Bedirhan Beye kadar gittim.. O günün Osmanlı politikalarını inceledim.. O güne baktığımda, Ermeni ve Kürt evliliğini teşvik eden, Halkı midesinden kendine bağlayan ihtiraslı bir lider gördüm... Bu gün o kuşaktan gelen Cemaat liderlerini ve dini oluşumları öğrenebildim. Neden ve hangi şartlarda Osmanlıya isyan ettiğini inceledim... Bu güne baktığımda,Devleti idare edenlerin kendime göre zaaf içinde oldukları kanaatine vardım.... İyi niyetli olmak yetmiyor. Ben önce Allah'ın kulu, Peygamberin Ümmeti, Sonra Müslüman Türk Milletinin bir ferdi ve Türkiye Cumhuriyetinin şerefli bir vatandaşıyım. Benim gözlüğüm bu.. Bu gözlükle bakabilenler bu günü çok daha iyi okuyabileceklerdir. Araştırdım ve yazdım. Siyasi gözlükle bakıp ve midemden düşünüp 'AH! Okyanus ötesinde yaşayan Adam! Başımıza ne işler açtın' diyerek İşkembeyi Kübra'dan sallamadım. Sizlerde deneyin mutlaka doğruyu bulacak ve göreceksiniz... ALLAH'A EMANET OLUNUZ. |
|
|
|