Ülkemiz İyi Yönetilmiyor
Tarihten ders çıkarmıyoruz ve yaptığımız hataları tekrar ediyoruz. "Denize düşen yılana sarılır" anlayışı, Osmanlının gerileme döneminden beri bir türlü yakamızı bırakmış değildir. Osmanlı, Rusya ile Avrupa arasında gidip gelmeye başladığı tarihten itibaren gerilemiş ve dağılmıştır. Bugün, Rusya, Çin, Acem ile Avrupa, Amerika arasında gidip gelmeye başladık. Sonumuz hayırlı olur inşallah!

Son 10 yıldır tarih tekerrür etmektedir. Ülkeyi yönetenlerin içte ve dışta başarısız olduğu dönemleri yaşıyoruz. Birçok şeyleri yapmakla övünsek de Serbest Ekonomi uygulanması nedeniyle İç ve Dış Ticaretimiz kendi kendini kontrol edebilecek şekilde sürdürülememektedir. İçde ve dışda arz ve talebi dengelemekte başarısız kalmaktayız. Dış Ticaretin, kaygan ve güvensiz zeminlere çekilmesi, ülkemizi uluslar arası ortamda güvensiz duruma düşürmektedir. Bu günkü, 10 lira kazanca aldanıp yarın 100 lira kaybedileceğinin hesabı yapılamamaktadır.

Siyasi ilişkilerimizde de aynı istikrarsızlık sürdürülmektedir. Bölgemizde ve Dünyada çok değişken bir siyaset uygulanması, içte ve dışda güvesizlik oluşturmakta, 90 Yıldır Batı bloku ile iç içe olmuş ülkemizde, Amerika ve Avrupa eksenli yapılan, Siyasi ve Askeri birçok antlaşma göz ardı edilerek, Ülkemizin bölünmenin eşiğine sürüklendiği görülememektedir.

Uluslar arası Hukukta ve İç hukukumuzda suç teşkil eden uygulamalar, siyasi erk tarafında göz yumularak yapılması ve bazı ara ve aracıların menfaat çıkar ve rant için yolsuzluğa teşebbüs etmeleri, bugün iç hukukun duvarına çarmış ve Ülkemizde büyük bir kaosa neden olmuştur. Hiç olmadığı kadar, Hukuk ile Siyasetin kavgasına şahit oluyoruz. Dün hukuk ve Sivil irade adına Ülkenin en önemli ve hayati kurumu Türk Silahlı Kuvvetlerininin mensupları işledikleri suç nedeniyle darmadağınık edilirken, bu gün sivil irade mensupları işledikleri hırsızlık ve yolsuzluk nedeniyle koruma altına alınmak istenmektedir.

Son 10 yılda, Rüzgarın yönünü değiştiremeyen Ak Parti Hükümetleri, yel değirmenleri ile savaşmaktadır. Uluslar arası anlaşmaları hiçe sayarak, Ülke Ekenomisini geliştirme adına, ambargo delmeye, İran ile gayri resimi ticari ve siyasi ilişkilere girerek ülkenin geleceğini tehlikeye atmaktadırlar.

Bölgesindeki ülkelerle sıfır sorun hedefleyen siyasi iktidar, yanlış dış politikaları ile bölgesindeki tüm ülkeler ile büyük sorunlar yaşamaktadır. İçerde yıllarca sivilleşme adına attığı adımlara çok önemli destek veren hizmet harekitine karşı bir linç kampanyası yürütmektedir.

İçte ve dışta içine düştüğü kötü durumdan çıkabilmek için meydanlarda Milleti, Devletin Kurumlarına karşı kışkırtmaktadır. Kendi değiştirdiği Anayasa maddelerine aykırı bir günde değişik kanunlar çıkarmakta, yönetmelikler yayınlamakta ve Kendi çıkardığı kanunlar ile oluşturduğu yargı kurumları ile kavga etmektedir

Ülkede bir çoğunluk diktatörlüğü oluşturmaya çalışmaktadırlar. Karşı çıkan kim ve hangi Kurum ve Sivil Toplum Kuruluşu varsa onlara karşı hem Milleti kışkıntmakta hem de savaş ilan etmektedirler. Ak Parti Hükümeti yıllardır yozlaşmış bir takım kurumları (Ordu, yargı, Milli eğitim, Maliye, İç Güvenlik) Milletin ruh ve vicdanına uygun duruma getirme adına yaptığı yenilikleri kendi zihniyetlerine araç olarak kullanmaktadır.

Müslüman Türk Milletinin değerlerine ve kültürüne uygun ne varsa hepsine savaş açmış görüntüsü vermektedir. Askeri ve Yargı vesayetinden şikayet edenler bugün çoğunluğa dayalı sivil vesayeti getirmeye çalışmaktadırlar.

Görünen o ki; Ergenakon gibi birçok sonuçlanmış davaların yeniden yargılanma yolunu açan yine bu Ak parti iktidarı olacaktır. Beraat ile sonuçlanan, Muhterem Fettullah Gülen davasının adil yargılanmadığı iddia edilip yeniden yagılanmasının yolunu açarlarsa hiç şaşırmam. İktidarlarının önünü tıkayan ne varsa temizlemek için her şeyi göze alacak kadar çevresini göremeyen ve öfkesine hakim olamayan bir Başbakan seyretmekteyiz.  

Allah'tan dileğim 2014 yılı Ülkemiz için hayırlara vesile olur inşallah!

ALLAH'A EMANET OLUNUZ.



 


2014-01-01