Sarıkamış - Bir Hazin Öykü
Sarıkamış, doğduğum, 17 yıl havasını teneffüs ettiğim, kana kana gözelerinden (kaynak) buz misali soğuk sularını içtiğim cennetten bir köşedir.

Sarıkamış, Doğu Anadolu bölgesinin Erzurum-Kars bölümünde Kars iline bağlı şirin bir ilçemizdir Kars-Erzurum karayolu ve demiryolu Sarıkamış'tan geçer. Allah-ü Ekber, Soğanlı ve Çamurlu dağları arasında kalan yüksek yaylalar üzerindedir. Dağlardan çoğunun yüksekliği 3000 m'ye yaklaşır.

Kars ile Erzurum arasında bir geçit durumundadır. Sarıkamış ilçesinin şiddetli karasal bir iklimi vardır. Kışlar soğuk ve çok uzun, yazlar kısa ve serindir. Sarıkamış'ta yaşam zordur. Sarıkamış'ın çalışkan insanları dört ay çalışıp kazandıklarını on iki ay yemek zorundadır.

Sarıkamış, 90 bin vatan evladının, Enver Paşa'nın basitersizliği yüzünden düşmana tek kurşun bile sıkamadan soğuğa, ayaza teslim edildiği kahramanlar diyarıdır.

Sarıkamış, 31 Mart ayaklanması sonucu iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki'nin maceraperest komutanlarından Enver Paşa'nın Turancılık hayallerini gerçekleştirmek ve 93 harbi sonunda kaybettiğimiz Kars, Batum, Artvin ve Ardahan'ı geri almak amacıyla gerçekleştirdiği bir dramdır ve sonu hazin biten bir felâkettir.

Sarıkamış, soğuktan donarak buzdan heykele dönen ve kurda kuşa yem olan 90.000 kahramanın yüreğimizi burkan kahramanlık destanıdır.

Sarıkamış, binlerce vatan evladının, vatanını kurtarmak için mantık sınırlarını zorlayarak katlandığı büyük bir yolculuktur.

Sarıkamış, büyük bir kahramanlık destanı, bir dram ve büyük bir faciadır.

22 Aralık 1914 ‘te Enver Paşa'nın emriyle 120-125 bin civarında Osmanlı askeri dondurucu soğuğa rağmen Sarıkamış'a doğru yola çıkarılır.

Mevsimin en soğuk günleridir, kar kalınlığı yer yer bir metreyi geçmektedir ve sıcaklık sıfırın altında kırk derecedir ve bu soğuk düşmandan daha düşmandır. Yapılan harekât plânına göre 9. Kolordu Sarıkamış Dağları'nı,  10. Kolordu ise Allahüekber Dağları'nı aşarak Rusları Sarıkamış'ta kuşatıp imha edecektir.

Taarruza iştirak eden birliklerin büyük bir kısmı, özellikle Arabistan'dan geri çekilen ve Güneydoğu Anadolu'dan sevk edilen kimisi çocuk yaştaki gençlerdir. Bunlar sıcak iklime alışık olup, teçhizatları yönünden kış şartlarına hazırlıksızdır. Sırtlarında kış şartlarına uygun elbise, ayaklarında ayakkabı yoktur. Enver Paşanın şuursuzca verdiği gece taarruzu emirleri, kayıpları daha da arttırır

 Felâketi yaşayanların daha sonra anlattıklarına göre gündüz başlayan yürüyüşte çarıkları yumuşayan askerlerin çarıkları gece donmaya, bir mengene gibi ayaklarını sıkmaya başlar. Adım atmak neredeyse imkânsızdır. Askerler kendini karların içine vurur. Ayaktan başlayan donma yavaş yavaş tüm vücuda yayılır. Düseni kaldırmamak için emir vardır. Zaten kimsede kimseyi kaldıracak güç kalmamıştır. Neferler ordunun işaret taşları gibi yollara dizilirler. Kimi çömelmiş, kimi oturmuş, kimi yuvarlanmış, kimi bir ağacın gövdesine dayanmış kardan heykellere dönüşürler.   

Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Bingür Sönmez'in araştırmalarına göre İstanbul'dan Sarıkamış harekâtı için giyecek, cephane ve teçhizat getiren Bezmi Âlem ve Bahr-i Ahmer adlı gemiler Trabzon'a gelirken Ruslar tarafından batırılır.

Sarıkamış istasyonuna giren Sarıkamış felâketinin büyük komutanı (!) Enver Paşa durumun iyice kötüye gittiğini görünce, ‘Ben İstanbul'a dönüyorum' diyerek cepheden ayrılır.   10. ve 11. kolordulardan arta kalan güçlerle Bardız'a (Şimdiki adıyla Gaziler'e) çekilir.  Bardız'dan Erzurum'a kızakla dönerken bir Rus karakol birliği ile karşılaşır. Ancak Rus askerleri karşılaştıkları kişinin Enver Paşa olduğunu fark edemez.

Savaştan sonra İstanbul'a dönen Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış Savaşı hakkında her türlü haber, bildiri veya yayın yapılmasını engellemiş ve Osmanlı halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllar sonra öğrenebilmiştir.

Sarıkamış Harekâtı sonunda, Doğu Anadolu kapıları, Ruslara açıldı. 13 Mayıs 1915'te Ermenilerin işbirliği yaptığı Rus kuvvetleri, önce Van'a, ardından Muş ve Bitlis'e girdi.

Savaş sırasında Ruslara yaptıkları büyük hizmetin karşılığı olarak, bu illerin valilikleri, Ermenilere verildi. Harpten sonra, Ermeni-Rus işbirliği sonunda, bölge halkına karşı müthiş bir soykırıma girişildi. Van Gölünün ortalarına kayıklarla taşınıp öldürülen, suya dökülen çocuk, kadın, genç ve ihtiyar Türklerin sayısı, kesin olarak tespit edilmemesine rağmen, çok fazladır. Esasen, bu harp sırasında Ermeni Komitacıları hemen her tarafta isyana hazırlanarak, birçok yerde depolar dolusu silah ve cephane biriktirdiler. Bu silah, teçhizat ve destekle katliam yapıp, Doğu Anadolu'yu harabeye çevirdiler.

O dönemde kimse paşalara hesap soramazdı. Onun için ki Enver Paşa'ya da kimse hesap soramadı. Sarıkamış Harekâtı zihinlerde dram, gözyaşı, felâket ve kahramanlık olarak kazındı.

99 yıl önce düşmana karşı tek kurşun sıkamadan donarak buzdan heykellere dönen tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.

Kalın sağlıcakla...
 


2014-01-06