Nefs
Bir dünya içinde yaşıyorsa insan, bir dünyayı da kendi içerisin de yaşatıyor insan.

Değil mi ki, kimi bir dünya içinde yaşıyorsa, bir dünyayı da midesinde yaşatıyor?

Değil mi ki, kimi de bir dünya içinde yaşıyorsa, bir dünyayı da kendi sırtında yaşatıyor?

Zira kimisi midesine, kimisine sırtına yükler dünyayı!

Yani kiminin dünyası midesinde, kimin dünyası sırtında!

Her şeyden daha büyük olduğu sanılır ya dünya;

Ta ki nefsin eline düşmüş insan midesini tanıyana kadar.

Nefs gözü midesine yükledikçe dünyayı, daha bir batar aşağı, doymadıkça daha da yükler ve gemi gittikçe batar suyun dibine, sonrada nefs suyunun altında kalır insan.

Zira bu, tokluk vasfından haberdar olmayan nefsin akıbetidir.

Midedeki dünya insanlığı yerken, sırt da kambur sanılan dünya ise nefsi yer tüketir.

Kimi insan sırtındaki dünyanın heybesine atacaklarına bakar,

Kimisi de ne bulduysa midesinde ki dünyanın kilerine atar.

Neticede Kimisi midesine, kimisine yüreğine yükler dünyayı;

Sırtına yükleyenin yolu hakikate götürür, mide yükleyenin yolu sadece ayak yoluna.

İşte böyle bir dünya ve böyle bir mide içinde boğulurken insan,

Savaştan savaşa, heyelandan heyelana, akıntıdan akıntıya sürüklenir durur insan. 

Öyle ya hayatı matematiksel yaşar insan;

Kimisi sadece toplar, kimisi kibrinden sadece çıkartır; dost akraba ne varsa.

Kimisi böler sınıflandırma yapar, kimisi sınıfları çarpar çıkara bakar;

İnsan ise en çok eldelerini toplamayı bakar; zira elinde kalanlar eldeleridir.

Bırak içinde yaşattığın dünyayı da, sen sırtında taşıdığın dünyaya bak.

Zira sırtında taşıdığın dünya içindesin, içinde yaşattığın dünya içinde değil.

Zira sırtında kambur sandığın dünyanın belki de kamburu sensin,  
o senin kamburun değil. DİLEK EJDER


2014-01-17