|
|
![]() meviler ve Abbasiler döneminde yaşamış, Ehli sünnetin büyük İmamlarından İmam-ı Azam Ebu Hanife, yaşamı boyunca bizzat iftiralara maruz kalarak Devletin baskı ve işkenceleri sonucu zindanlarda ruhunu teslim etmiştir. Yaşadığı dönemde ve günümüzde tüm dünyanın kabul ettiği Mevlânâ Celaleddin Rumi, dönemin en güçlü devleti olan Moğollara karşı ajanlık yaptığı, Nasrettin hocayı ve öz oğlunu moğollar için öldürdürtüğü iftiraları atılmıştır. Evrimcilikle itham edilmiştir. İslamı reddettiği, batıl ideolojileri benimsediği iftirası bile atılmıştır. Hacı Bayram Velî,ye Talebe yetiştirdiği, talebelerinin çoğaldğı ve vaazlarını akın akın insanların dinlemeye koştuğunu gören fitne ve fesat yuvaları iftira atarak şikayet ederler. Halkı isyana teşvik ederse devleti Aliye baş edemez dedikodularını yayarlar. O zaman Osmanlı çok güçlüdür ve Alim olan Hacı Bayram Velinin hakkını teslim ederler. Fitneye ve fesata fırsat vermezler. Cumhuriyet tarihimizde İskilifli Atıf Hoca'ya ve Bediüzzaman Sait Nursiye atılan iftiralar, tarihi takip edenler tarafından bilinen gerçeklerdir. Büyük İslâm âlimi Erbilli Şeyh Esad Efendi, Menemende Kubilayın şehit edilmesinin düzenleyicisi olarak gösterilir ve iftira atılır. Suçsuz yere hapishanelerde zehirlenerek öldürülür. Devrin yönetimi, Esat Efendiyi esrarkeşlerin başı olarak yargılar ve idam'a mahkum eder. Din içinde dindar görünen küfürbazlarla mücadele etmekle ömrünü geçiren Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri , vaizlik yaparken tutuklanır, polis işkenceleri görürür. İrşada başladığı günden itibaren iftira isnat ve ihbarlarla geçen ömrü boyunca Devlete ve kanunlara karşı hiç bir olumsuzluğuna rastlanmaz. Naaşı bile işkence gören Alim zatın, mezarı bile bir polis Müdürünün istediği yere defnedilir. Bugün bu iftira ve isnatlara maruz kalan Muhterem Fethullah Gülen Hoca efendinin de durumu ortadadır. Bana göre 45 yıldır, Halka göre 30 yıldır toplum önünde olan hizmet gençliği, yapılan hizmetler, eğitim ve eğitim yuvaları kendilerini defalarca hem yurt içinde hem de yurt dışında ispat etmişlerdir. Buna rağmen yıllardır iftira çeteleri ve çanak yalayıcılar sürekle fitne üretmeye devam etmektedirler. Devleti ve devleti yönetenlerin etrafını saran bu şer odakları, iftira çeteleri, Müslüman Türk düşmanları asla başarıya ulaşamayacaklardır. Anadolu insanı bu gün kandırılsa bile yarın gerçekleri anlayacaktır. Sayın Başbakan, senin inancından ve imanından asla şüphe etmiyorum, ama kandırıldığına inanıyorum. Ya tarihi bilmiyorsun ya da yanlış yönlendiriliyorsun. Haşşaşiler, İnler, sahte peygamber gibi sözler senin inancına ve imanına yakışmıyor. Sana yanlış yaptırıyorlar. Sana yanlış yaptırabileceklerini Merhum şehit liderimiz yıllar önce söylemişti. "Ben Başbakanın inancından ve imanından asla şüphe duymuyorum ama yanlış yaptıracaklar" demişti... O bir kahin değildi ama tarihini çok iyi bilen yorumlayan ve Milli Manevi değerlerimize uzanacak tehlikelere karşı refleksleri çok güçlü şuurlu bir liderdi. "Bizim Ecdadımız Moğol istilasını, Haçlı istilasını, Fetret dönemini atlattı. Çanakkaleden, Kurtuluş Savaşından Zaferle Çıkmayı başardı. Bizim medeniyetimiz, kendi kendini yeniden inşa etmeyi başardı" Demekle çok tehlikeli zeminlerde oynuyorsunuz. Allah bu millete bir daha Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı yaşatmasın. Ne gün o gün, ne de zaman o zaman. Ya! siz bilmeden bu sözleri sarf ediyorsunuz. Ya da sizin danışmanlarınız size yanlış şeyler söyletiyorlar. Moğol İstilalarını, Haçlı Seferlerini, Fetret Devrini, çanakkaleyi ve kurtuluş savaşını bu millete yaşatanlar o günün beceriksiz yöneticileriydi. O günlerin Yöneticileri de fitneye boyun eğimiş aynı bu günkü gibi Milletin yetiştirdiği değerli islam alimlerine arkasını dönmüşlerdi. Islam'a Devlet ve siyaset yön veremez. Müslüman, Devlet ve Siyaset adına Allah'ın rızası dışına çıkmaz ve çıkamaz. Sayın Başbakan! Allah aşkına tarihi iyi okuyun ve inceleyin. Milletimize, o günlerdeki gibi kan ve can vereceği günleri yaşatmamak adına, Allah'ın ipine sarılın... ALLAH'A EMANET OLUNUZ. |
|
|
|