İnsanların yaşamları boyunca ulaşmak istedikleri bir çok hedefleri vardır.Eksiksiz bir yaşantı kurarak son derece mükemmel bir hayat sürdürebileceğini zannederler.Maddi yönden her şeye sahip olduklarında mutlu olacaklarına inanırlar işte insanların yanlış algılarından bir tanesi de budur.
Halbuki çoğu şeye sahip olan insanların da hallerinden memnun olmadıkları görülür. Çünkü her şeye sahip olmak insanı doyumsuzlaştırır... 

Evlerinden, arabalarından yaşamlarından memnunsuzluk içinde olanlar bir süre sonra imkanları olduğunda işlerini, evlerini, arabalarını değiştirdikleri halde çok geçmeden bıktıklarını ,sıkıldıklarını sanki istediklerini elde etmemişler gibi huzursuz ve mutsuz olduklarını görürüz.

Oysa şu an sahip olduklarını kazanmak için ne kadar da çok çaba sarf etmişlerdir.

Peki şimdi neden mutsuzdurlar?
Çünkü istedikleri ilk şeye kavuştuklarından bir süre sonra daha iyisini ,yenisini istediğini anlarlar.
Evi olur beğenmez daha büyüğünü almak ister , parası olur yetinmez daha fazla olsun der..
Her sene modası değişen mobilya, araba, teknolojik aletlerin yenilerinin olmasını ister.
Kuşkusuz bu örnekler daha da çoğaltılabilir! 
Bunun en önemli nedenlerinden bazıları sürekli reklamlardan toplumumuza verilen tüketme mesajları , insanın bitmek bilmeyen hırsı ve hep daha fazlasını isteyen nefsidir. 
Dünyadaki mutlu olanlar her şeye sahip olanlar mı dır?
Nice sevdiği insanı kaybeden ,hastalanıp sağlıklarını kaybeden ,sakatlanan ,tüm varlığını kaybedip iflas eden,ama mutlu olan insanlar vardır..
Bu tür insanları görüp bunların bizim başımıza da gelebileceğini düşünmemiz, ibret almamız gerekir.
Neden elimizdeki bir çok şey bizi mutlu etmeye yetmez de bizde olmayan bir şey bizi üzmeye yeter ?
Kimi insan sahip olduğu on tane nimeti görmez de , tek bir tane eksiklik olsa, eğer her şeye olumsuz bakan biriyse refleks olarak önce bu tek bir eksikliği algılar ve hemen sadece ona odaklanır.
Diğer dokuz nimetin sevincini, neşesini yaşamak varken, o bu tek bir eksikliğin üzüntüsüne ve mutsuzluğuna kapılır.
Mutluluk izafidir herkesin kendine göre mutluluk anlayışı vardır nasıl tanımladığımıza bağlıdır.
Güzel gören güzel düşünür hayatından zevk neşe alır der. (Said nursi hazretleri)
Mutluluğu ihtiraslar da değil kendi yüreğinizde arayın.
Mutluluğun kaynağı dışımızda değil içimizdedir diyor.(Tolstoy)
Çünkü sorun bizim olmayanı sürekli istememizde unutmayın istediğimiz bir şeye sahip olsak da bu mutluluğumuz fazla sürmeyecektir.
Yaşadığımız müddetçe hiç bir zaman her şeye sahip olamayacağız bu nedenle hayatımızı artısıyla eksisiyle olduğu gibi kabullenmemiz ve her daim şükür etmemiz gerekir.İnşaAllah
Hüzün de mutluluk kadar doğal bir duygudur.
Her ne durumda olursa olsun insanın halinden memnun olması insanı mutlu eder.
Mesele arzu ettiklerimizi elde etmekte değil elde olunanla mutlu olmaktır.

HEP MUTLU DEVAM EDECEK BİR HAYAT BEKLENTİSİ İÇİNDE OLMAMIZ DOĞRU VE MANTIKLI DEĞİLDİR. 

Mutluluk gelecek için hedef olmamalıdır .Mutluluk yaşanan andır şimdiki zamandır mevlananın da dediği gibi..
Ne geçmiş vardır, ne gelecek. Ne geçmişe bak üzül, ne geleceğe bak tasalan. İçinde bulunduğun anı yaşa. Çünkü O an varsın... (Mevlana) 
Hayatı yalnızca mutluluğa endekslersek yaşamımızdaki zorluklara karşı dirençsiz oluruz.
Başımıza gelen her şey Allah'ın kontürolündedir.

De ki: 'Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler.' (Tevbe Suresi, 51)
Bunu bilmek sorunlarımızın bizde oluşturacak etkisini azaltacaktır .inşaAllah.
İman gözüyle bakmayan biri ilk anda bir olayın 'kötü' olduğunu düşünebilir ancak Kuran'a göre düşünen, Kuran ahlakını yaşayan bir Müslüman Allah'ın bütün olumsuzlukları kendisi için güzelliğe dönüştüreceğini yani her şeyde bir hayır olduğunu bilir ve buna göre davranır.

Şer gibi görünen hadiselerin arka planındaki hayırları keşfederek, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri gibi 'Hak şerleri hayreyler / Zannetme ki gayreyler / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler' deme huzurunu elde etmenin anahtarı, böyle bir iman mertebesine erişmekte olalım inşaAllah.
İmanımız ne kadar sağlam ve kuvvetli olursa, hayatta başımıza gelecek ve karşımıza çıkacak halleri Allah'a daha da yaklaşma vesilesi kılmamız o derece imkân dahiline girer ve kolaylaşır. İnşaAllah .
Başlıktaki sorunun cevabı çok kolay şükretmek sabretmek, paylaşmak !