İnternet Yasası ve Güme Giden Demokrasimiz
Hükümetin jet hızıyla meclisten geçirdiği 'internet yasası' gerek muhalefetin ve gerekse birçok aydın ve sivili toplum kuruluşunun itirazına rağmen Cumhurbaşkanının gece twitter'den attığı mesajla Çankaya'nın onayından geçtiğini öğrenmiş olduk, bu onay ile birlikte artık yaşamımıza yeni 'yasakların' girmiş olduğunun habercisidir.

Demokratik ülkeler de yasaklar olmaz, aksine şiddete bulaşılmadığı ve şiddeti meşru kılmadığı sürece birey ve fikirlere sınırsız özgürlükler tanınır. Demokrasiye tahammülü olmayan, otoriter rejimlerde ise bunun aksi olur, yani yasak ve baskılarla ülkeler yönetilir. Bir yandan çağdaş batıya yüzünü dönüp AB normlarını yakalamak için çabaladığını(!)iddia eden bir Türkiye yaratılmaya çalışılırken, öte yandan sansür ve yasaklarla toplumu kuşatmak derin bir tezat oluşturuyor kansındayım.

Cumhurbaşkanının yasayı onaylaması ile muhalefetin son umudu Anayasa mahkemesi olsa da kararın oradan dönmesi pek olası görünmüyor. İnternet düzenlemesi ile görünen o ki, iktidar üzerinde 'Gezi' ile başlayan darbe paranoyası 17 Aralık operasyonu ile tavan yapmış durumda.

Özellikle, artık nerdeyse gündemin rutini halen gelen Başbakan'ın paralellerle girdiği ağız kavgası doğrusu can sıkıcı bir hal almaya başladı. İşin ilginç tarafı hem Gezi ve hem de 17 Aralık operasyonunu Paralel yapının birer kirli tezgâhı olarak yüksek perdeden dillendiren Başbakan ve hükümet, adeta bir zehirli sarmaşık gibi tüm toplumu kuşatan bu derin yapıya karşı başlatılan savaşta, bu tezgâhın içinden tek bir kişinin dahi yargılanmamış olması doğrusu oldukça düşündürücüdür.Öyle değil mi, başbakanın defalarca kere dillendirdiği,'örgüt, çete, haşhaşiler vs.' gibi tanımlamaların yapıldığı bu yapının; hadi lideri yurt dışında olsun, peki toplumun nerede ise tüm kesimlerine sirayet ettiği iddia edilen bu örgüt acaba gerçekten var mı, yoksa bir paranoya sonucu uydurulan bir şehir efsanesi mi?

Eğer cidden böyle bir yapı var ise ve eğer bu yapıyı oluşturan kişiler dokunulmuyor ve sadece devlet erkleri tarafından topluma şikâyet edilmekle yetiniliyorsa doğrusu bu çok tehlikeli ve korkunç bir durum yaratır. Başta HSYK ve İnternet düzenlemesi olmak üzere sözde bu derin yapıyla mücadele etmek ve bu yapıyı frenlemek adına yapıldığı iddia edilen bu yasaların toplumun demokrasi özlem ve beklentilerine vurulmuş ciddi bir darbe olduğunu unutmamak gerekir. Bunun tek bir izahı var, 'pire için yorgan yakmak' ne yazık ki İktidarın şuan içinde bulunduğu durum bu.

Bir şiir okuduğu için haksız yere cezaevine gönderilen ve ötekileştirilmiş bir akımın mensubu olan sayın başbakanın herkesten çok özgürlüğün anlam ve önemini bildiğine inanıyorum, doğrusu kendisinden beklenen bu yönde hareket etmesidir.

Hükümete ve kendi şahsına yönelik olası bir komplo ve tezgahın olma ihtimali bile kuşkusuz kabul edilebilir bir durum değildir, bu ülkenin darbelerle bir daha zaman kaybetme lüksü yoktur olamaz da, demokrasiye bir gün mutlaka herkes ihtiyaç duyacaktır, hem başbakana karşı komplo içinde olduğu iddia edilenler ve hem de başbakanın kendisi.

2014-02-19