|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Süleymancı Tarikatı Gücünü AK Parti'ye Gösterdi Aslında her şey yolunda gidiyordu. Ak Parti'nin birçok yerde oylarını yükseldiği açıkça belliydi. Fakat bazı il ve ilçelerde yaşanan oy oranları Ak Parti'ye "Evdeki hesap çarşıya uymadı'' sözünü hatırlattı. Nasıl oldu da Ak Parti yerel seçimlerde başarılı bile olsa, bazı il ve ilçelerde seçim kaybetmişti? Bunun arkasındaki sebep neydi? Ak Parti'nin daha açık ara fark atacağı yerlerde, birileri sihirli değneğini çıkarıp oyları değiştirdi mi? Son anketlere göre Başbakan oy oranlarının nasıl gerçekleşeceğini de biliyordu. Diyarbakır ve Van'da, sesinin son gücünü kadar harcaması Başbakanın o bölgeye verdiği önemi, oyların artması Gerektiği düşüncesi, yaptığı son mitinglerde sesi kısılıncaya kadar konuşmasından belliydi. Verilen bunca emeğe karşı Ankara'da işler iyi gitmemişti. İstanbul'da CHP %40 lar civarına gelmişti. İzmir'de oylarını yükseltse bile, seçim öncesi yapılan anket oranlarıyla uyuşmuyordu. Antalya'da bile umulanın aksine zorlanmıştı... Antalya'da öyle bir durumla karşılaştık ki, şaşkınlığımızı gizleyemedik. Antalya'da kazanılması düşünülen Manavgat, Alanya, Korkuteli, Kemer, Finike'de ve birkaç ilçeyi kaybetmesi ve geride kalması, şaşılacak olaylar dizisiydi. Yukarıda da belirttiğim gibi, sihirli bir değnek ortalığı alt üst etti. Antalya'da ve diğer birkaç il ve ilçede, Ak Parti'nin bir cemaat ile daha yarışmak zorunda kaldığı, akıllarda kalan başka bir soru işareti idi.. Peki kimdi bu cemaat..? Bu cemaat Türkiye'de birçok il ve ilçede hizmet veren, Allah yolunda güç ve çaba sarf eden SÜLEYMAN EFENDİ CEMAATİ idi... Özellikle ‘'SÜLEYMAN EFENDİ CEMAATİ'' Antalya'da çevre il ve ilçelerinde çok etkinliği olan bir topluluk. Bu cemaatin üyeleri kendilerine SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN'I ve ardından gelenleri örnek alarak hayatlarını sürdürmüşlerdir. Bu cemaatin siyasete pek karışmadığı söylense de, liderlerinin eski bir politikacı olduğunu düşündüğümüzde, bazen kanaat önderlerinin söylediklerine uymak zorunda oldukları, gözden kaçmaması gereken önemli hususlardan birisidir. Şu günlerde hükümetin ‘'PARALEL YAPI'' ile savaşması, bazı çıkar unsurlarının siyasete bulaştığı ve beklentilerini bu şekilde karşılanması gerektiği gün yüzüne çıkmaktadır. Demek ki cemaatler Türk siyaseti içersinde önemli bir yapı taşı durumundadır. Yada cemaatler hükümetlerin görmemezlikten gelemeyeceği çok önemli STK' lar (Sivil Toplum Kuruluşları) haline gelmiş durumdadırlar. Bence de öyle.... Aslında ülkedeki hiçbir sivil toplum örgütü cemaatler kadar, etkin bir yapılanmaya sahip olamamışlardır. Eğer konumuza tekrar dönecek olursak, ‘'SÜLEYMANCI'' tarikatının başındaki lider Arif Ahmet Denizolgun kimdir? Ona bakmak lazım? Arif Ahmet Denizolgun 1994 seçimlerinde Antalya'dan Milletvekili seçilmiş, daha sonra da Ulaştırma Bakanlığı yapmıştır. 2000 yılında Kemal Kaçar'ın vefatı üzerine cemaatin başına geçmiştir. SÜLEYMANCILAR olarak bilinen cemaatin, zamane reisi olarak bilinmektedir. Kendisi 20. dönem Anap Antalya Milletvekili olup eski Ulaştırma Bakanlarımızdandır... Arkasındaki cemaatin müthiş bir siyasi ve maddi gücü bulunmakta olup, şu an Türkiye'de siyaset üstü bir konumdadır. Cemaatine bağlı bir okulun açılışında bir duruma şahit oldum... Başbakan'dan, Bakanlardan, Milletvekillerinden gelen mesajlar cılız alkışlar alırken, Ahmet Denizolgun'dan gelen "hayırlı olsun" mesajı çok coşkulu alkışlar almıştı... O zaman anlamıştım bu ismin gücünü.. Günlerden bir gün, hadi tarih verelim 2013 yılının Ağustos ayıydı. Ramazan ayına tekabül ediyordu. Süleyman Efendi Cemaati'nin İstanbul Üsküdar'daki merkez binasında yapılan dar katılımlı iftar yemeğinde konuşma yapan cemaatin lideri Arif Ahmet Denizolgun'un MHP'yi desteklediklerini belirttiği ve yemeğe ilişkin, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) AK Parti'yi bilgilendirdiği ortaya çıkmıştı. Yani bu konuda Başbakanın haberi vardı. Süleyman Efendi Cemaati yani,''SÜLEYMANCILAR'' da ikiye bölünmüştü bir zamanlar. Süleyman Hilmi Tunahan'ın iki torunu olan Arif Ahmet Denizolgun ile Mehmet Beyazıt Denizolgun, cemaatin liderliğine soyunmuşlardı. Cemaatte iki başlılık dönemi yaşandı bir aralar ve halende öyle devam etmekte.. Ana omurga, Ahmet Denizolgun etrafında toplanmıştı. Ahmet Denizolgun, yıllarca siyasetin içinde yer almış ve ANAP döneminde bakanlık yapmıştı. Kardeş Mehmet Denizolgun ise, AK Parti'ninkurucuları arasında yer almış ve İstanbul Milletvekili olmuştu. Cemaat, Mehmet Denizolgun'un AK Parti'den milletvekili adaylığı yapılması nedeniyle AK Parti'ye karşı tavır almış ve hatta, cemaat lideri Ahmet Denizolgun'un Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazarak 'Gerçek liderin kendisi olduğunu' belirttiği iddiaları gündeme gelmişti. Cemaat içerisinde de,'AK Parti'nin cemaat liderinin kardeşini aday göstererek cemaati bölmeye çalıştığı'' yönünde cemaat içersinde propaganda yapılmasına sebep olmuştu. Ama 30 Mart Yerel Seçimlerinde, Cemaat üyeleri seçime iki ay kala, oylarını nereye vereceklerini birbirlerine sorarken. 29 Mart Cumartesi günü öğle vaktine doğru İstanbul'dan gelen bir haber, Ahmet Denizolgun'un güçlü olduğu Antalya ovasına ve diğer illere ulaşmıştı.. Haber şöyle idi ''MHP'NİN güçlü olduğu yerlerde MHP desteklenecek, CHP'nin güçlü olduğu yerlerde CHP desteklenecek'' idi. Fırından yeni çıkan bu haber bazı yerlerde karşılık bulmadı ama çoğu yerde harfiyen uygulandı. Cemaat üyelerinin çoğunluğu Ak Parti'yi destekliyorlardı. Bazı konuştuğum cemaat üyeleri de istemedikleri halde başka partilere oy attıklarını üzülerek anlattılar. Özellikle Antalya'da ve bazı ilçelerin kaybedilmesinde Cemaat lideri Ahmet Denizolgun'un son dakika verdiği kararın sebep olduğu söylenmektedir. Cemaatin Arif Ahmet Denizolgun tarafının Ak Parti ile köprülerin atılmasına, İstanbul Kasımpaşa'daki Piyalepaşa Camisi'nin avlusunda bulunan ve cemaatin denetimindeki Kur'an Kursu binasının 22 Temmuz 2007 seçimlerinin hemen öncesinde yıkılmasından dolayı sebep olduğu söylenmektedir. Bu yaşananlara rağmen cemaatin diğer lideri olarak kabul gören, Mehmet Denizolgun etrafında toplanan az sayıdaki cemaat üyesi, AKP'ye oy vermeyi sürdürse de yaşanan bu olaylar Antalya'da ve cemaatin güçlü olduğu diğer illerde Ak Parti'nin oylarının bölünmesine sebep olmuştur. Aslında yaşanan bu olaylar siyaseti eline geçiren yapının kimlerin elinde olduğunu apaçık bizlere göstermektedir. Özellikle Cemaatin Ahmet Denizolgun tarafında olanlar İzmir, Ankara, İstanbul, Antalya ve Antalya'nın ilçelerinde kendilerini göstermişlerdir.. Bence yaşanan ve izlenen bu politikalara karşı ben denizin birkaç sözü olacaktır; Siz siz olun imanın gözü olan kalbinize kulak verin... Liderlerin dediği için değil,kalbinizden gelen o sese her zaman kulak verin. Melekler ilk önce kalbinize bakacak.. Doğruyu kalbinizde saklayın.. Dost acı söylermiş varsın öyle olsun.. Her zaman başınız ve göğsünüz dik olsun.. Saygı ve Sevgilerimle... Özkan Çiftçi haberrota.com |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|