Türk futbolunun gerçeklerini ülke gerçeklerinden soyut düşünemeyiz.
Kararlar, kurallar, uygulamalar, hep bir denge gözetilerek oluşur, uygulanır.
Kaos kültüründen uzaklaşamayan yapımız, her alanda buna çanak tutar.
Oysa bir kural belirlenir, sonra da uygulanır. Uymayan , 'yaptırımları kabul etmiş' demektir, cezasını çeker. Bu sanal kavram denge gözetme, kuralsız yaşayanlar, yaptım oldu diyebilenler için bir çıkış noktasına dönüşmüş.
TFFkarar alamıyor. 2 yıl geçti, onlarca kişi, binlerce sayfa tutanak, sorgulamalar vs, hâlâ bir yetkili çıkıp bu memlekette şike yok ya da şike yapıldı, şunlar suçlu, cezası bu diye net açıklama yapamıyor. TFF karar uygulayamıyor; Yabancı kontenjanı bir yıl önce belirlendi, o zaman itiraz etseydiniz'deniyor.
***
Oysa Türk futbolunun ali menfaatleri başlığı altında, anlamsız bir suskunluk süreci yaşandı.
Kulüpler, suçlu çocuklar gibi sessiz kalmışlardı.
Dahası, stratejik planlama, bize Brezilya 2014 kadar uzak.
Nihat Kahveci,Türkiye'nin AB ile ikili anlaşmalarından destek bularak, AB vatandaşı statüsü ile İspanya'da oynayabildi. 'Bir Türk Avrupa'da oynayabilir ama bir AB vatandaşı, Türkiye'de bu haktan yararlanamaz' diyor TFF!
Bu konu TFF'yi aşar. Birkaç bakanlığı birden ilgilendiren konu, hukuka uygun düzenlenmek zorunda. AB'ye yaranmak için değil, bireysel hakların korunması adına. Yoksa herkese yaranma kültürünün ürettiği denge sözü, yine kararsızlık ve yeni çıkmaz sokaklar üretecektir.
|