Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 10 Ekim 2013
Fener mi derdini anlatamadı...
Fener mi derdini anlatamadı, UEFA mı anlamak istemedi?

Şike dosyasında mahkemenin verdiği kararlar var. Bir yıl cezaevinde yatan isimler var. TFF'nin Fenerbahçeli bazı yöneticilere verdiği cezalar var. Elbette bu kararların da dayanakları, delilleri... Bu gerçekleri bir yana, koyuyorum. Bir de işin UEFA ayağı var. Özellikle de UEFA Tahkim Kurulu'nun tutumu bana garip geliyor. Aceleye getirilmiş, dosya enine boyuna incelenmemiş, baştan savma ele alınmış gibi. Acaba Fenerbahçe mi UEFA'da derdini anlatamadı; yoksa onlar mı anlamak istemedi?

Gerçi Aziz Yıldırım, 'Biz derdimizi Türkiye'de anlatamadık ki UEFA'da anlatalım' diyor. Kısmen haklı sanki. UEFA Tahkimi'nin kararının detaylarına bakıyorum, İspanyol müfettiş Palacios'un
raporlarına bakıyorum ciddi eksiklikler, hukuksal anlamda geçerliliği kabul edilemeyecek yönler var. İleride telafisi mümkün olmayacak durumlara yol açabilecek hatalar mevcut. Çelişkili noktalar çok. Belli ki CAS da bunları gördü.

UEFA'nın 2 yılda hazırlandığı dosyada Fenerbahçe'ye '10 günde kendini savun' denmiş. Son anda dosyaya eklenen maçlarla ilgili olarak ek savunma hakkı verilmemiş. Bireylere ceza verilmeden kulübe ceza kesilmiş. Polis fezlekesine dayanılmış da örneğin o fezlekede Emenike'nin para sayma görüntüleri, şike karşılığı verilen araba; çanta içinde, poşet içinde para alışverişi gibi iddialar var. Emenike beraat etti. O fezlekedeki bazı iddialar geçen süreç içinde çürütüldü. Yani delil olarak geçerlilikleri yok. Kaldı ki Türkiye'de Yargıtay süreci de bitmedi. Üstelik UEFA dişini bugüne kadar Türkiye dışında kimseye gösterememiş. Benzer soruşturmalarda 5 İtalyan kulübüne, Porto'ya, Karpaty Lviv'e, Metalist Kharkiv'e bile yaptırım uygulayamamış, 'Ülkelerin iç meselesidir' deyip, konuyu kapatmış. Söz konusu Türkiye olunca ipi hemen çekmeye kalkıyorlar. Ama bu kez işleri zor gibi. Çünkü CAS, UEFA'nın organı değil.

1 koyundan 2 post çıkmaz

F.Bahçe'nin başvurusundaki en can alıcı nokta hukuktaki 'Ne bis in idem' ilkesi. Bir suça iki ceza olmaz ilkesi. '1 koyundan 2 post çıkmaz' sözünün Latince'deki hukuki karşılığı. Fenerbahçe, '2011-12 sezonunda Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmeyen bir kulüp için ikinci ceza uygulanması evrensel hukuka aykırıdır' tezini savunuyor. Infantino'nun TFF'ye gönderdiği mektup da bunun dayanak noktalarından biri. UEFA, 'Bu mektup kulübe yazılmadı, muhatabı TFF'dir. Dolayısıyla bu bir ceza değil, idari yaptırımdır' dese de CAS'ta ne ölçüde kabul göreceği tartışılır. Fenerbahçe'nin tezi de elbette tartışılacaktır ama kabul edilirse, Fenerbahçe suçlu bulunsa bile cezasını tamamlamış olur. F.Bahçe bu noktadaki girişimlerini TFF ayağında da sürdürüyor. Bunun için federasyona bir mektup yazıldı ve 'Infantino'nun mektubunun gereğini yapın. Aksi taktirde hukuki sonuçlarına katlanırsınız' denildi. O mektuba göre UEFA yetkiyi ülke federasyonlarına bırakıyor, müdahil olmayacağını da belirtiyor. Ancak ilerleyen dönemde bu sözünü unutup disiplin prosedürünü uygulamaya başlıyor. Bir yıllık ceza çekilmesine rağmen ikinci bir cezayı uygulamaya kalkıyor. Bir suça iki ceza olmaz ilkesi ile çelişen bir durum. Federasyon da UEFA ile temasa geçti. Fenerbahçe şimdi TFF'den gelecek cevabı bekliyor. Olumsuz bir durumda federasyona da dava açmaya hazırlanıyor.

Suyun yönü değişti

Fenerbahçe'nin CAS'a yaptığı başvuru Avrupa'da yeniden önünü açtı. Başvurunun kabul görmesi, iki yılı aşkın süredir devam eden şike davasında suyun yönünü de değiştirdi. Başvuruyu Alman avukat Martens yapsa da 37 sayfalık, 147 itiraz maddesinden oluşan dilekçenin tüm detayları en ince noktasına kadar Tolga Deniz Aytöre önderliğinde Fenerbahçeli hukukçular tarafından hazırlandı. Tam anlamıyla bir hukuk zaferi. Biz ülke olarak UEFA'da böyle zaferlere alışık değiliz. Yıllar önce kazandığımız bir Neuchatel davası var, o kadar.

Aziz Yıldırım tavsiye de etmedi lafını da esirgemedi

Kulübü'nün bilgilendirme toplantısına ben de katıldım. Aziz Yıldırım'ın söyledikleri yine çok ses getirdi. Özellikle de Şenes Erzik ve Galatasaray hakkındaki ifadeleri. Galatasaray Kulübü ertesi gün açıklama yaptı. Elbette yapabilirler. En doğal hakları. Ancak metnin giriş bölümü ilginç. Medyayı suçluyorlar. Biz gazeteciler, Galatasaraylı yöneticileri hedef almışız, haksız ithamlarda bulunmuşuz. Onlar da ibretle okumuşlar! Hatta Aziz Yıldırım, sözlerinin kendi ağzından yazılmamasını da bize tavsiye etmiş! Bu açıklamayı kaleme alan Galatasaraylı çok bilmişler kim bilmiyorum ama akıllarısıra bizim talimatla haber yaptığımız havası yaratmaya çalışıyorlar. Şeytanlık yapıyorlar. Şunu net olarak söyleyebilirim ki Aziz Yıldırım dobra dobra konuştu. Lafını esirgemedi. 'Benim ağzımdan yazmayın' gibi bir telkinde asla bulunmadı. Söyledikleri ise kendisini bağlar. Yandaş medyanıza haber sızdıracağınıza siz de basını bilgilendirin onları da yazalım.

Galatasaray ve uyanıklık!

Galatasaray'ın medyayı suçlayan içi boş açıklamasına aslında pek de şaşırmamak gerekiyor. Çünkü, ayağı yere sağlam basmayan iddiaları gündeme getirmeyi pek seviyorlar. En son örnek AB vatandaşı yabancı futbolcularının yerli statüsünde oynamaları için Tahkim Kurulu'na yaptıkları başvuru. Çok uyanıklar ya! Ama itiraz süresinin 7 gün olduğunu bile bilmiyorlar. Direkt Tahkim'e başvuru yapıyorlar, böyle bir başvuru şekli de yok. Usule aykırı. Belki de kasıtlı yapıyorlar. Gündem oluşsun, federasyon baskı altında kalsın, kararını değiştirsin diye. Ama kimse yemiyor.

   
2013-07-21
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?