
İRAN, yeni Cumhurbaşkanı Hasan Feridun Ruhani ile yeni bir döneme girdi, yeni dönemin özelliği 'itidal!' kelimesiyle ifade ediliyor.
İngilizce metinlerde 'moderation.'
Ruhani sürekli olarak 'itidal' ve 'reform' vurgusu da yapıyor. Seçmene vaatlerinden biri, seçildiğinde bir 'temel haklar yasası' çıkarmaktı. Şiddete başvurmayan siyasi tutukluları serbest bırakmak, Batı'yla ilişkileri düzeltmek de Ruhani'nin temel vaatleri arasında...
'İtidal, reform, temel haklar' gibi kavramlar, İran gibi bir ülkede belki daha anlamlı... Devrim'in kurduğu teokratik-vesayetçi düzeni sürdürmek isteyenlerin pek hoşlanmadığı kavramlar. Dini lider Hamaney ile Ruhani'nın konuşmaları arasındaki farklar bunu gösteriyor.
‘İTİDAL' VE REFORM
Cumartesi günü kırk ülkenin yüksek düzeyli katılımıyla Tahran'da devir teslim töreni yapıldı, Ruhani dün de yemin ederek görevine başladı. CNN Türk'ten Ahu Özyurt'un Tahran'dan geçtiği konuşma metinlerinde Ruhani'nin şu sözlerinin altını çizdim:
'Kilit kelime itidalli olmaktir. İtidal temel değerlerden uzaklaşmak değildir. Bütün halk katmanlarının kabul ettiği değerlerde buluşmaktır.
İtidal dini değerlerden vazgeçmek değildir, aşırı muhafazakâr olmak da değildir. Aşırı uçlara karşı dikkatli ve temkinli olmaktır. Değişim itidal gerektirir...'
Yeni Cumhurbaşkanı Ruhani'yi kutlayan dini lider Hamaney ise 'düşman-larımız' vurgusu yaparak şöyle diyor:
'Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımını olumlu buluyorum ama bu mantığın dilinden pek de anlamayan düşmanlarımız var. Bu düşmanlar rejimin temelini de hedef alıyor...'
Daha ilk gün ve törende ortaya çıkan bu küçük vurgu farkı, aslında önemli bir politika farkının işaretidir.
VESAYET SİSTEMİ
Bütün devrimler gibi ideolojide katı, uygulamada şiddetli olan İran devrimi, halk ayaklanması olduğu için parlamento gibi demokratik kurumlar getirdi fakat Şii ideolojisini pekiştirmek için teokratik vesayet kurumları kurdu. Başta 'yüksek dini liderlik' olmak üzere Velayet-i Fakih, Koruyucular Kurulu gibi...
Temeldeki sorun, toplumdaki değişim dinamikleriyle bu katı veyaset sistemi arasındaki sürtüşmelerdir.
1997-2005 arasında Cumhurbaşkanı Ayetullah Hatemi ile bir 'reform' ve 'itidal' dönemi yaşanmıştı. İran'ın dünya ile sıkıntıları bugünkünden çok daha azdı.
Ahmedinejad'la birlikte İran popülist radikalizm dönemine girdi. İç ve dış politika sürekli çatışma diliyle yürütüldü. Reformist 'Yeşil Hareket' şiddetle bastırıldı. Dış politikada , İran'ın şu veya bu ölçüde sürtüşmediği ülke kalmadı.
Ruhani seçim kampanyasında Ahmedinejad'ın bu politikalarını eleştirdi; 'itidal' (moderation) kavramı böyle gelişti, siyasi bir ilkeye dönüştü.
‘İTİDAL' DÖNEMİ
Ruhani, 'müçtehit' derecesinde bir Şii İslam âlimidir. Yüksek dini tahsilden başka Glasgow Üniversitesinde felsefe doktorası yapmıştır. Doktora konusu, dikkat, 'Şeriatın Esnekliği'dir!
Ruhani 'sistem'in içinden geliyor, vesayet kurumlarında görev yapmış biridir. Bu aynı zamanda 'tecrübe' demektir; toplumsal dinamiklerle sistemdeki katılığın nasıl çatıştığını, açılımlar yapmak gerektiğini görüyor. İran'da laik veya başka amaçlı herhangi bir devrim girişimi ya da toplumsal şiddet, zaten kan banyosu yapan bölgede hepsinden büyük felaket olur. Aklın yolu, istikrarı bozmadan, sistemin adım adım demokratikleşmesidir.
Sayın Ruhani'ye başarılar diliyorum.