Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 10 Ekim 2013
Ergenekon'a 3 pencere
ERGENEKON davasında açıklanan kararlar için farklı pencerelerden farklı görüntüler var. 1'İnsani Bakış': Meslektaşlarımızın ve yüzlerce tutuklunun evlerine ateş düştü.
Cezaların bir kısmı için 'yaşamını hapishanede tamamlamak' anlamına gelen uzunluğu düşündürücüdür.
Cezalar 'şahsidir' ama sadece teoride...
Aslında...
Aileler de bu cezaları paylaşacaklardır.
Çocukların babalarını, annelerin eşlerini sadece haftada bir görebilmeleri de cezanın onlara sirayeti değil mi?
Silivri mahkumlarının ötesinde Türkiye ve dünyadaki tüm hükümlüler için bu 'aile içi ceza ortaklığı' fiili gerçektir.
İnsani açıdan bunları hissetmek elbette acı veriyor.
Allah'ın verdiği en güzel armağanlardan 'aile mutluluğu' kararmış olanlara 'sabır gücü' diliyorum.
.......................
2'Siyasi Bakış': Kanun önünde herkes eşittir.
Kimse yargı önünde 'istisna' konumunda olamaz.
'Güçlülerin adaleti değil, adaletin gücü' geçerli olmalıdır.
Öte yandan 'en büyük adalet sarayı' kadar 'adaletin büyüklüğüyle de' övünebilmek gerekir.
Bir vesayetin sona ermesi halinde, bıraktığı boşluğu, başka bir vesayet değil bütün kuralları ve kurumlarıyla işleyen 'demokrasi' almalıdır..
Türkiye'de 'darbeler' defteri artık kapanmıştır.
Bunda Ergenekon'da birleştirilen davaların 'caydırıcı' olduğu söylenebilir.
Ama...
Ergenekon davalarının açılmasından önce de asker bazı hazırlıklara karşın fiilen silahlı kuvvet kullanımı için düğmeye basmış değil.
Hatta...
İddianame-de yer alan ifadelerde 'böyle bir kararın alındığı' işareti de yok. (Darbeye teşebbüs tanımında 'kasıt' ve 'eylem unsurları' gerekir.)
Türkiye'nin AB sürecinde aldığı yol, önceki darbelerden alınan dersler, demokratik mesafe, zaten darbe seçeneğinin üzerini çizmişti.
Mahkeme kararlarının gerekçeleri açıklandığında cezalara dayanak oluşturan darbe referanslı illiyet bağlarının (sebep-sonuç ilişkilerinin) kurulmasındaki hukuk mantığı görülecektir.
Tabii bunun 'tatmin katsayısı' da...
Bir davanın 'siyasi' olması onun 'hukukilik vasfına' başka bir standart getirmez.
.......................
3'Hukuki Bakış': Dün de yazdığım gibi 'kararların gerekçelerini' görmek gerek.
Aksi halde yorumlar 'eksik' kalır.
Fakat...
Bu gerekçede 'savunma haklarının' tam kullanıp kullanılmadığını, 'delillerin tamamının dikkate alınarak hüküm inşa edilip edilmediğini' ve bunun gibi bir dizi mütalaanın/iddianın aydınlanması belki de mümkün olur.
Böyle çok büyük bir dava, çok sanık, 100 binlerce sayfalık iddianame hâkimleri zorlamıştır.
Bunu anlamak mümkün.
Ne var ki adalet tarihine geçebilecek şu 'Osman'ım' vakası gibi durumlar da var.
Yargıya bir hukukçu olarak saygımla bunların da altını çizmekte fayda görüyorum.
........................
Ergenekon sürecinin önünde daha 'Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru, AİHM' aşamaları da var.
Gerçi bu aşamalar yıllar sürecek ve 'ömür törpüsü' sürekli çalışacak ama adalet aramanın başka çaresi de yok.



İNAL BATU'YA BİR AVUÇ TOPRAK
SEVGİLİ dostum İnal Batu'nun Teşvikiye Camii'ndeki namazında ve sonra da toprağa verilişindeydim.
Üzerine bir avuç toprak serptim.
Şu satırların yazılışından sonra akşam Fenerbahçe-Salzburg maçını izleyeceğim.
İnal için de alkışlayacağım.
Onun çok sevdiğim bir anekdotu şöyle:
Kadıköy iskelesinde vapura binerken arkasındaki yolcular şöyle konuşmuşlar:
'Bu adam İnal Batu.
Fenerbahçe Asbaşkanı...
Ve...
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü...'
Sevgili İnal 'damardan' Fenerbahçeliydi.
Diplomatlığından önce Fenerbahçeli oluşuyla tanınmasını pek sevmişti.
........................
Üzerine ışık yağsın...


   
2013-08-07
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?