Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 08 Kasım 2015
Ahmet GÜRBÜZ
Ahmet GÜRBÜZ kimdir?

Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
529 Sayısının Değeri ve Ölen İnsanlık
529 sayısının matematik sayı değerleri açısından yekun bir değer taşımaması gayet normaldir. 0-529 ilişkisi ile 529-ve sonrası ilişkisi şeklinde sayıları ve değerlerini ele alanlar 529 sayı değerini küçük görebilirler. Belkide bugün dünya insanının bu rakamlarla ifade edilen lakin söz konusu insan hayatı olan idamlara sessiz kalıyor yada umursamıyor oluşlarının arkasında matematiğin bir konusuymuş gibi meseleyi ele alıyor oluşları olmasın sakın?
Nedir 529 rakamı ve ifade ettiği anlamı?
Sayılarla ifade ne garip değil mi?
İnsan birden fazla olan her şeyi ele alırken rakamlara müracaat eder. Belkide insanın bu rakamlara olan müracaatının arkasında, hem anlatma hemde anlama çabasını kolaylaştırması yatmaktadır.
Peki yazımızın konusu olan 529 rakamı neyi ifade etmek yada neyi anlatmak için oluşturulmuştur? Bakın neyi ifade etmek için oluşturulmuştur diye sordum! yada sormak zorunda kaldım yada dil imkanları çerçevesinde anlatım-sayı ilişkisinde sayılara olan vurgunun en az anlatıma konu olan hadisenin önemi kadar birde maksadın çerçevesini belirlemesindeki rolüne olan zorunlu ihtiyaçdan dolayı belkide müracaat ettim.
Peki bu rakamları bir raya getiren insan 529 sayısıyla neyi anlatmayı kasdetmiş ve neyi anlamamızı istemiştir de bu rakamları bir araya getirerek bu sayıya ulaşmıştır. Çünkü rakamlar hiç bir zaman kendiliğinden bir araya gelmezler, gelemezler. Onları bir araya getiren insan ta kendisidir. Peki kim, neden, neyi 1 den başlayarak saymış ve 529 sayısına ulaşmıştır?
Halbuki insanların dikkatini çeken rakamların büyük yani sayıca değerlerinin yüksek olmasıdır. Rakamların ifade ettiği sayı değeri ne kadar büyükse insanın dikkati ve ilgisi, alakası o oranda artmaktadır.
529 sayısı belki bu anlamı ile sayı değeri küçük olduğu için insanların dikkatini çekmemiş olabilir mi sizce?
İnsanların sayı değeri küçük olduğu için dikkatlerini çekmeyen hadisenin konusu yani rakamlarla anlatılan şey insan hayatı olunca da insanlar sayı değerinin küçüklüğüne bakıpta mı karar verirler.
Konu insan hayatı olunca rakamların yada sayıların insanın meseleyi ele alışında ve değerlendirmesinde bir önemi kalır mı?
Günümüz dünyasında insanın tekabül ettiği ağarlık maalesef sayısal DEĞERLER ile ifade ediliyor olduğu için sayılar ve onların çokluğunun getirdiği önem insanın önüne geçmiştir. Yani insanın, bir insan teki olarak değerinin, salt insan olarak değerinin sayılar karşısında yitip giden insanlığından bahsetmeye çalışıyorum...
Kaybeden sayılar mı yoksa insanlık mı?
529 rakamı sayı değeri açısından bugün küçük görülebilir ve kendisi ile anlatılmak istenen insani bir trajedi sayı değerine indirgendiğinden dolayı görmezden gelinebilir, yok farz edilebilir,  değeri küçük sayı perdelerinin arkasına gizlenebilir lakin söz konusu olan insan hayatı ise bugün bu acıklı insani manzarayı bu mülahazalarla görmezden gelenler yarın kendi hayatlarının değerininde diğerlerince yalnız basit bir sayı değeri ifade ettiklerini, edeceklerini unutmamalıdırlar...
İnsanlık yoksa öldü mü? Sayıların taşıdığı değer insanın insan olmakla elde ettiği değerle nasıl yarışabiliyor dur dersiniz?
Sahi 529 sayısı ile işaret edilmek, bakmamız, görmemiz istenen hadise nedir?
Firavunların ülkesi olan Mısır islam açısından çok erken sayılabilecek bir zamanda Hz. Ömer'in (r.a) hilafeti döneminde Amr b. As 'ın komutasındaki ordu tarafından İslam topraklarına katılmıştır. Mısır ve Kahire o günden beri İslamın başlıca ilim, siyaset, kültür ve sanat merkezlerinin icra edildiği topraklar olmuştur. Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim Han'ın yine sayılarla ifade edersek miladi 1517 yılında Memluklulardan teslim aldığı Mısır 20. asrın başına kadar Osmanlı toprağı olarak kalmıştır. Mısır'ın önce Fransa sonrada İngiltere'nin işgalinden sonra 1922'de güya bağımsızlığını kazandı. O günden beri batının çıkarlarını kendi halkının çıkarlarının üstünde gören devlet idarecileri zalim yöntemlerle halkın taleplerini bastırdı. Halkı kendi askeri dipçiği ile hizaya getirmeye çalıştı. Muhalif olanlarının bir kısmını zindanlarda çürütürken daha tehlikeli gördüklerini ise idam ederek muhalif hareketlerinin önünü almaya çalıştı. Bu uğurda Hasan El Bennalar, Seyyid Kutublar, Abdulkadir Udehler gibi önderler can verdiler.
Bütün zalimliğine rağmen Mısır devletinin uygulamalarının halk tabanında ürettiği rahatsızlık 2011 haziran ayında yapılan seçimle halk tarafından seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi ile başarıya ulaştı. Ve zalimler devrildi. Zalimler tepede devrilmişler lakin 90 senelik batı hamuru ile yoğrulmuş bürokrasinin zihni ise dipdiri devlet içerisinde harekete hazır beklemekte idi.
Daha Mursi bir senesini bile doldurmamıştı. Mursinin halk tabanında ve dünya müslümanları nezdindeki uyandırdığı etkiden rahatsız olanlar yine ona karşı askeri kullanarak alaşağı etmişler ve Mursiyi de yetiştiren ve Mısır'ın halk tabanı diyebileceğimiz Müslüman kardeşler örgütünü hedef tahtasına oturtmuşlardı.
Askerin Mısır'ın çıkarlarını korumaktan çok batının çıkarları için yaptığı bu darbeye karşı çıkan ve Rabia meydanını dolduran yüzbinlerce masum insan bu haksızlığa ve zalimliğe itiraz etmişler ve binlercesi hunharca katledilimişlerdir. Katledemedikleri ve elebaşları olarak gördükleri bu Mısır'ın yağız delikanlılarını ise ceza evlerine doldurmuşlar ve hukukun askere selam durduğu mahkemelerde ölüme mahkum edilmişlerdir.
İşte kısaca tarihe ve rakamlara konu olan 529 sayısı arkasındaki 529 canın rakamlarla ölçülen hikayesi. Dünyada ilgi uyandırmayan, sayısal değeri küçük görülen 529 hayat hikayesi.
Şimdi mısırda askeri cuntaya destek çıkmış müslüman görünümlü müsveddeler ile bu darbeye her türlü desteğini açıklayan yine sayısal anlamda yekun teşkil eden sözüm ona müslüman ülkeler ve liderleri 529 sayısının sayı değerini küçük görerek alkış tutabilirler ve arkasındaki haksızlığa uğramış 529 canı battıkları ideoloji zemininden anlayamayabilirler.  Anlamalarını da beklemiyorum zaten. Anlamak için insan olmak ve insani değerleri taşımak lazım. Hakkı sayısal çoklukta görenler ve arayanlar bilsin ki hakikat sayılarla alaka kurmaz bu hakikat için bir şart değildir. Lakin hakikat peşinde koşturduğu iddiasında olan bu zevatların sayılara yüklediği anlam en az hakikatin kendisi kadardır.
Hatırlatırım 529 sayısı 313 rakamından büyüktür!
Talut'un ordusu da, Bedir ashabının sayısı da sadece bu kadardır. Ya değerleri!
Değerler sayıların fazlalığından değil ancak insanın kendisinden, insanlığından ve onun yaratıcısı yanındaki kıymetinden ortaya çıkan bir şeydir. İbrahim tek başına o yüzden ümmet olmuştur. Oysa, ümmet çokluk demektir.
Azlık ve çokluk kavramları...
Az nedir, çokluk nedir?
1 den fazla olan her şey çokluk kavramı ile ifade edilebilir mi?
İnsan neden az olana değilde çokluğa yüzünü döner kıymeti çoklukta arar?
Birden fazlaya sahip olunca neden yetinmez de hep dahasını, dahasını ister?
İnsana bir yeter lakin insan olunca, birin yetmediği ve az görüldüğü yerde insan ideolojilerin memuru ise 529dan sonra gelen rakamlar onlar için daha değerlidir. Yaşatmak için değil öldürmek için. 529 ruhunu taşıyan herkes, milyonlarca insan öldürülünce onların ruhu huzura kavuşur mu dersiniz?
Askere selam durmuş mısır mahkemelerinin verdiği bu kararın arkasında duran kara ruhlu sayılara teslim olmuş insan müsveddelerinin hangi dinden olduğunun ne önemi var? Vicdanlarını İdeolojilerinin kazanına atmış bu kara ruhlu insan müsveddelerinin yanında insan, sadece kendilerinin ideolojik amaçlarına ulaştıran bir sayıdan başka nedir ki? Onların nezdinde bir insanın acısının, sevincinin, duygularının, umudunun ne önemi var ki?
İnsan ölmüştür yaşasın ideolojiler?
Ve yaşasın ideolojilerin sayısal malzemesine indirgenmiş insanlık?
529...!



   
2014-04-09
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları