Maria Miller ve Bizimkiler

Necati KAVLAK

Türkiye, Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkünde Erdoğan'ı bir saat on dakika misafir etmesinin arkasından cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendi Bu günden sonra eli kalem tutan, düşünen, düşündüğünü söyleme ve paylaşma cesareti olan gönlündeki cumhurbaşkanı profilini satırlara dökecek ya da karikatürize edecek.

Kalemi özgür olmayan, kulaklarına üfürüleni kendi düşüncesi gibi yazmayı kariyer edinenler zaten yerel seçimler biter bitmez suflörlerin fısıldadıklarını köşelerinde çoktan görücüye çıkartılar...

Samimi olmak gerekirse Çankaya'da konuşulanlar kamuoyu için bir sır değil!

Bu gün yapılan görüşmeden sonra resmiyet kazanacak, konuşulanları millet yavaş yavaş hazmetsin diye, basına ucundan kıyısından azar azar sızdırılacak.

2014'ün ilk çeyreğini yerel seçimin gerginliği ile geçiren Türkiye, Ağustos'a kadar da normale dönemeyecek. 2014 yılı politik gerginliğin girdabında sabun köpüğü gibi eriyip avuçların içinde kaybolup gidecek. Hem de üzerindeki yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük iddia, şaibe ve kasetleri arasından...

Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı Ahmet Takan, 11 nisan tarihli yazısına; '20 bin lira için de Bakan gider miymiş?...' başlığını uygun görmüş!

Ve İngiltere Kültür Bakanı Maria Miller'in istifasını köşesine misafir etmiş...

Gelin Takan'ın köşesine taşıdığı istifa analizin özetine birlikte bir göz atalım.

'İngiltere'nin başkenti Londra'daki lüks evi için aldığı konut kredisi bedelini düşük göstererek yolsuzluk yaptığı iddia edilen Kültür Bakanı Maria Miller, parlamento denetim komitesi tarafından suçlamalardan aklanmış olmasına rağmen, halktan ve milletvekillerinden gelen eleştirilerin devam etmesi sonucu istifa etmek zorunda kaldı. Miller, Başbakan David Cameron'a gönderdiği istifa mektubunda (Sayın Başbakanım, üzülerek kabineden istifa ettiğimi açıklamak zorundayım'. diye yazmış!!! El âlemin gâvurunu görüyorsunuz değil mi?

Ahlakın, etik kuralın, demokratik anlayışın dinle imanla- Müslümanlık ya da Hıristiyanlıkla bir ilgisi olmadığı ne kadar açık ve de net.

Yıllar önce, Ünlü şairimiz Mehmet Akif de Milletvekili olduğu dönemde Avrupa'ya bir ziyaret gerçekleştirmiş.

Döndüğünde milletvekillerinden biri Akif'e sorar...

-Üstat Berlin'de ne var ne yok?

-Mehmet Akif,

-Ne olsun? Gördüğüm kadarıyla yaşayışları dinimiz gibi, dinleri yaşayışımız gibi... Der!

O günden bu güne değişen bir şey var mı yok mu, olup bitenleri gözlerinizin önüne getirin ve siz söyleyin.

Ülkemizi yönetenler İslam'ı mal mülk, makam mevki için sonuna kadar suiistimal ederken, Maria kadar bile etik kurallara bağlı olmadıklarını görmek ne hazin?

Şimdi de haklarındaki suçlamalardan arınmadan aklanmadan, Ankara'nın 864 rakımlı tepesine talipler.

İçimden bir ses avaz avaz bağırarak soruyor, Türkiye'ye ne zaman demokrasi ve sağduyu hakim olacak?

2014-04-11

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.