Sedat GÜNDÜZ
|
|||
Sedat GÜNDÜZ kimdir? İlk ve Orta öğrenimini Vakıf İlk Öğretim Okulu,Atatürk ilk öğretim okulu ve TED kolejinde tamamlayip,Lise öğrenimini Batman lisesinde gördü.. Near East Üniversitesi Fen Edebiyat Fakultesinden mezun oldu. Radyo sunucusu olarak Batman süper fm de 14 yaşinda yayina başladi sırasiyla Batman Süper fm,Batman Fm,KralShow FM Radyollarin da Çailşti.Bir dönem şiirleri ve yazıllarını Yerel gazete olan Medya gazetesinde yayınlatti.2008 Yılında SENİN ADIN SADAKATSİZ Adlı Şiir Kitabı Çıkardı. (2003-2008)KKTC Yakın Doğu Üniversitesinde Genç Kalemler Kulubunü Açarak 4000 binden fazla üyesiyle kuruculuğunu ve editörlüğünü yaptiği GENÇ KALEMLER DERGİSİNİ çikardi(93 sayı). Son Kitabı AŞK BİZE KÜSTÜ 2011 Yılında Çıkardı. Güncel Siyasi,Edebiyat Konulu Yazılarını Yazmaya Medya Gazetesinde Devam Ediyor. NLP Uzmanı. http://www.sedatca.blogcu.com/ Email: [email protected] |
|||
Lozan Anlaşmasının iç yüzü-2 (Araştırma-yazı dizisi) | |||
Lozan anlaşmasının gerçek yüzlerinden biride inkârını halen yapan CHP zihniyetine göre yok batılılaşma yok reform nağmeleri adı altında gizlemek olsa bile, gerçeği ne olursa olsun bir gün ortaya çıkacak...
Acaba anlaşmanın gizli tutulan yaklaşık 16 maddesinde neler yazıyordu? Musul-Kerkük ve orijinal misak-i milli sınırları çizilmiş olsaydı şimdi Türk-Kürt sorunu yerine mason yapılanma bu ülkeyi parçalamak için hangi metodu ve yolu kullanacaktı? Ama unutulmaması gereken bir gerçek var o da şu ki biz millet olarak her şeye körü körüne inanıyoruz. Şanlı tarihimizin tek gerçeği Türk-Kürt-Arap-Çerkez o cephelerde şehit olan gerçek kahramanlardır. İngiliz murahhas (delegeler) heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en mânidar sözünü söyledi. Dedi ki: Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâm temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs (gönül) birliği etmiş olur ve Hıristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz. Lozan'da Türk delegeler heyeti başkanı bulunan ve henüz hakikî kasıtları anlayamayan İsmet Paşa, bir aralık bütün Hıristiyan emellerinin Türkiye'yi mazisindeki ruh ve mukaddesat kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ödünü ve teminatı veriyor ve diyor ki: Eskiden beri kökleşmiş ve köhne engellerden, yani an'ane-i İslâmiyet'ten kurtulmak hususunda besledikleri (yâni İsmet'in beslediği) azmin, inkâr edilmez delilidir. Harfi harfine iktibas ettiğimiz(alıntıladığımız) bu sözlerle, Türk başmurahhasının (baş temsilcisinin), yani İsmet'in, eskiden kökleşmiş ve köhne olmuş engellerden kurtulmak hususunda Türk milletine beslediği katî azimle ne kastettiğini ve bunu hangi maksat altında İslâmiyet düşmanlarına ivaz(ödün) diye takdim ettiğini sormak lâzımdır. Konferansın birinci defasında Türk başmurahhası, bizzat karar vermek vaziyetinde olmadığı ve büyüğüne, yani Mustafa Kemal'e bildirmek zorunda olduğu için, memlekete dönüyor; kendisini Haydarpaşa'dan Ankara'ya götüren tren ve devlet reisini (Mustafa Kemal) İzmir'den Ankara'ya götüren trenle Eskişehir'de buluşuyor. Bir arada ve baş başa seyahat... Sonra Ankara gizli meclis toplantıları... Fakat esas meselelerde daima baş başa. Mustafa Kemal ile İsmet beraber içtimaları(toplantıları) ve karar: Din öldürülecektir. Lozan Konferansının ikinci sayfası: Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dini terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve İsmet hükûmeti) bundan böyle, bu millette, İslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte, hasım dünyanın kumandanlarından, yani düşman ehl-i salip(haçlı birliği) kumandanlarından, dini vurmakta daha hevesli olduğu ve örnekler vereceği ve bilhassa hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası altında çalışacağı şüpheden varestedir.(uzaktır) Nihaî Vesika (son delil) Lozan Muahedesinden(antlaşmasından) sonra, İngiltere Avam Kamarasında, Türklerin istiklâlini(bağımsızlığını) niçin tanıdınız? diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevap: İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır. Artık bunun üzerine herşey apaçık anlaşılıyor, değil mi? Gizli anlaşmanın entrikası Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun'î istiklâl (yapay bağımsızlık) işinde gizli anlaşmanın müessiri(tesir edeni), tek kelime ile, Yahudiliktir. Buna memur-u müşahhas(kişisel memur) kimse de, o zaman Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum'dur. Bu Hayim Naum, bu korkunç teşebbüse evvelâ Amerika'da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizme şeflerine, Türkün maddesini serbest bırakmaları(özgürlük vermeleri) , buna mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin etmek suretiyle başlamıştır. Yani, masonluk hasebiyle Kur'ân'ın ahkâmını kaldırmak, milleti dinsiz yapmak. Hayim Naum müthiş plânının zeminini Amerika'da hazırladıktan sonra İngiltere'ye geçmiş ve hâlis Yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek şu teklifte bulunmuştur: Siz Türkiye'nin mülkî tamamiyetini(sınırlarını) kabul ediniz. Onlara ben İslâmiyeti ve İslâmî temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum. Aynı Hayim Naum Türk murahhaslar(delegeler) heyetine müşavir sıfatıyla sokulmanın da yolunu bulmuş, yani Mustafa Kemal ve İsmet'i kendine dost bulmuş. Onun için üçü birleşmiş. Ve artık arada santralın intizamla işlemesine hiçbir mâni kalmamıştır. Hayim Naum o sırada Ankara'ya kadar da uzanarak plânın muvaffakiyeti için gereken en mühim ve merkezî şahıs nezdinde-yani Mustafa Kemal yanında-emin bulunduğu tesirinin derecesini ölçmek istemiştir. Öyle ki, bu tesir, mahut(sözü edilen) mevzuda Hayim Naum'dan daha heveskâr ve gayretli bir İslâmiyet düşmanına tesadüf etmekle muradına ermiş ve artık Türkü içinden vurmanın plânını gerçekleştirmek için her unsur tamamlanmıştır. İşte bu ehemmiyetli vesika(önemli delil), tam tamına Risale-i Nur tercümanının kırk küsur sene evvel hadis-i şerifin ihbarına dair beyan ettiği hadiseyi tasdik ettiği gibi; ve Şeriat-ı Ahmediyeye ihanet eden o dehşetli şahsın mühim bir kuvveti Yahudi olduğu, Yahudi olan Lord Gürzon ile Hayim Naum o ihbarın hakikatını gösterdiklerini ve yirmi beş seneden beri Nurcuların imhasına keyfî kanunlarla dehşetli zulümlerin hikmetini tam gösteriyor. Büyük Doğu'nun yirmi dokuzuncu sayısında; Lozan'ın İçyüzü diye yazılan makaleden alınmıştır.Necip Fazıl Kısakürek imzalıdır. Lozan Zafer mi Hezimet mi? Kadir Mısıroğlu cilt: 1 sayfa: 272-273 İngiliz heyetinin başkanı Lord Gurzon Lozan'da İsmet Paşa'nın müşaviri sıfatına haiz bulunan [İstanbul Hahambaşısı] Hayim Naum efendiyi çağırarak daha önceki taahhütlere uygun olarak hilafet ilga edilmediği takdirde sulhun gerçekleşemeyeceğini söylemiştir. Esasen bu mesele ile öteden beri meşgul bulunan Hayim Naum Efendi Ismet Paşa ile Lord Gurzon arasında bu mesele etrafındaki haberleri getirip götürmek suretiyle ciddi bir gayret sarf etmişti. Heyetin başkanı İsmet İnönü tek başına 'hilafeti kaldırma' sözü verecek mevkide değildi. Hatta o günlerde TBMM'de hilafet lehine bir hava doğmuştu. Bizzat Mustafa Kemal Paşa hilafeti methediyordu. Mesela Lord Gurzon'un tam Lozan'ı terk ettiği gün meşhur Balıkesir Hutbesini irad etmişti. Binaenaleyh Hayim Naum'a müspet bir cevap veremedi. İsmet'le işi bitiremeyen Hahambaşı hemen atlayıp Türkiye'ye dönüyor. O esnada İzmir Iktisad Kongresinde bulunan Mustafa Kemal Paşa ile görüşüyor. >> Harp Hatıralarım Ali Ihsan Sabis cilt: 5 sayfa: 358 Hatta iddiaya göre Hayim Naum'a bir de yazılı 'taahhüt' veriliyor. Ve akabinde 'yorgun olduğu' ileri sürülerek ordu terhis ediliyor. Hatıraları ve Söylemedikleri ile Rauf Orbay Feridun Kandemir sayfa: 96-97 İsmet Paşa anlaşıldığına göre Lozan'da İngilizlerle bir nevi gizli arabuluculuk rolü oynayan İstanbul'un Hahambaşısı Hayim Naum Efendinin telkinleriyle hilafetin artık ne şekilde olursa olsun Türkiye'de devamına müsaade edilmeyip derhal atılması lüzumu fikrini tamamıyla benimsemiş bulunuyordu. Peki ya dört-beş ay önceki hilafete bağlılık hatta hilafetin kuvvetlendirilmesi düşünce ve kanaati ve bu yoldaki kat'i ifadeler ve İslam alemine bunun duyurulması hususundaki telaş ve heyecan ne olmuştu? Ve günümüze kadar gelen sorunların Darbelerin, darbecilerin esin kaynakları olmuşlardır. Lozan anlaşması tam bir yenilgidir yıllardır tarih kitaplarında zafer diye sunulan bu anlaşma ki tarihi yazanlarda bu anlaşmayı yapanlar olduğu için çok şaşırmamak gerekir. Cephede kazanan ama masada kaybetmenin nasıl ve hangi yöntemlerle ve asıl olan amacının Öz Kültürümüzü ve Dini İnancımızı değiştirmekten başka bir şey değildir. Ben Böyle bir kazançla Kahraman ilan edileceğime Vatan Haini olmayı tercih ederdim. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-07-03 | |||
|
|||