Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 18 Mayıs 2014
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ kimdir?
1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi?
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Mayıs'ın getirdikleri, götürdükleri
Mayıs ayı zorlu bir aydır. Geçmiş yılların bu aylarında yaşadıklarımız arasında mutlulukla dolu olanlar bulunduğu gibi, acıyla dolu olanlar da var

Her şeyden önce akla 1 Mayıslar geliyor. 1 Mayıslarda İşçi Bayramını kutlamak için Taksim alanında toplanan ilerici, yurtsever halkımız, devletin zulmüyle karşılaşmış, hatta bir defasında otomatik silahlarla taranarak sayısız can verenler olmuştu.

Ülkesinin mutluluğu için kendi yaşamını hiçe sayan Deniz Geçmiş ile iki arkadaşı Hüseyin İnan Yusuf Aslan, öldürülmeyi hak etmedikleri halde, ilericilere gözdağı vermek için Evran Paşa ve arkadaşlarının emriyle asılmışlardı.

Bu ayın en güzel anmacı 19 Mayıstır. Size bir iki günlük yazımda ülkemizin kurtuluş savaşının ilk adımı olan, bu konudaki anıları bölüşeceğim.

Ancak...

Son seçimde bu sembol kentimizde ülkeyi karanlıklara götürmeye kararlı olan iktidarın seçimleri kazanması, yüreğimize bir sızı olarak oturdu. Samsunlulara bunu takıştıramadım.

***

Bu ayda bu ülkeyi kurtaran, esarete mahkûm edilmiş bir milletin zincirlerini kırarak, bu topraklar üstünde özgür bir Türkiye devleti kurmayı başaran Kemal Atatürk'ü hiçbir zaman hazmedemediler bunlar.

Onun başarılarını hep hafife almaya çalıştılar. Dediler ki, 'o zafer-mafer kazanmadı. Zaferi kazanan Mehmetçiktir.'

İyi ama, komutansız Mehmetçik ne yapabilirdi ki?

Şu sözün gerçeğini kavrayamayacak kadar aymazdır bunlar:

'Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir ülkeyi kurtarır.'

O komutan Gazi Mustafa Kemal'di işte.

O olmasaydı Çanakkale zaferi olmazdı.

Dirayetli komutandı o.

Bizimkinden yüz kat güçlü düşman ordusunu duman etmişti.

Çanakkale'ye sokmamıştı.

Payitahtı kurtarmıştı.

***

Padişah ona değil, dirayetsiz olanlara sırtını dayayacaktı ne yazık ki. O dirayetsiz komutanlar, tek kurşun bile atamadan Sarıkamış'ta 90 bin Mehmetçiği karda kışta donarak ölüme teslim etmişti.

Mustafa Kemal'in son padişaha önerisi çok ilginçtir:

'Bu koca Osmanlı imparatorluğu, padişahlarının baş komutan olarak kendilerini ordunun önüne atmasıyla kurulmuştu.

'Gelin, siz de kendinizi baş komutan ilan edin. Ordunun başına geçin. Yanınızda ben olacağım...'

Kulak verilmedi bu önemli öneriye. 'Biz işimizi biliriz' denildi, iş bilmeyen komutanlara Enver Paşa ile şürekâsına sırt dayandı. Onlar da son Osmanlının canına okudurlar.

YARIN: Zafere kazanan komutana ödül: Sürgün 



   
2014-05-11
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Bunlar da geldikleri gibi gideceklerdir
- Zafer Kazanan Komutana Ödül: Sürgün
- Sonunda bombayı patlattı
- ''Ev Arkadaşları''m ve Yuttuğumuz Afyon
- Ben de tırlatıyorum artık galiba
- Sanatçı bir arkadaşa geçmiş olsun dileği
- Okutan Öğretmen
- Üzümü Yemeden Bağını Sor
- Müjdeci Ahmet!
- Ölmeden önce son sözleri...
- Kentte de dayılarımız vardı
- Benim güzel dayılarım
- Dedem, babam, amcalarım...
- Yaptığın işi sevmek
- Eşeğe altın semer...
- Telgrafın tellerine kuşlar artık konmuyor
- Uzayıp Giden Şu Tren Yolları...
- İncila'nın kardeşi oldum
- ''Öpülmeye doymayan halkım…''
- Pastoral Senfoniyi Dinlediniz mi?