Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Metin SOYLU
Metin SOYLU kimdir?
Gazeteci-Yazar Metin Soylu, 1981 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. İlk ve ortaöğrenimi Ankara Batıkent Kürşad Bey İlköğretim Okulu'nda liseyi ise 1998 yılında Ankara Batıkent Mobil Lisesi'nden mezun olarak tamamladı. "Piri Reis Haritası'nın Şifresi" adlı kitabıyla okuyucularının karşısına çıkan Metin Soylu, bugüne kadar Kocaeli Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Dumlupınar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi gibi pek çok üniversitede Piri Reis konusunda konferanslar gerçekleştirerek büyük yankı uyandırdı.17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında Türk halkının doğal afetler üzerine daha fazla ilgi duyması ve özellikle üniversite öğrencilerinin Afet Gönüllüsü birer birey olarak toplumda daha etkin rol oynaması için Afet Okulu Projesi’ni kaleme alan Soylu, bu konudaki düşüncelerini “Afet Okulu” adlı kitabında topladı. Yazar Metin Soylu'nun son eseri Belgelere Dayalı Gerçek Bir Kahramanlık Öyküsü olan "Yüzbaşı Mehmet Muzaffer"dir.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Bedeli SOMA'da Kanla Ödenmiştir!..
Bu haftaki köşe yazımı erken yayınlamaya karar verdim.
Çünkü!...
Alçak siyaset, ölen maden işçilerinden daha değerliymiş.
Türkiye bu gerçeğe, SOMA'da yaşanan maden faciasının ardından bizzat şahit oldu.
SOMA'daki facia, yaşandığı günden bu yana o çirkin siyaset canavarını da yeniden hortlattı.
İnsanı en çok yaralayan olay da bu oldu. 
Maden Ocağı'nda halen işçiler ölü ya da diri kurtarılmayı beklerken, siyaset yapanlar ve medyadaki dalkavuklar daha şimdiden birbirlerine girdi.
Türk Milleti, bu yaşanan trajedi ile birlik ve beraberliğimizin nasıl sınıfta kaldığını da görmüş oldu.
Biz millet olarak nasıl bu hale geldik?
Biz ki, toplumsal felaketlerde her daim birlik ve beraberlik içerisinde olurken neden bu olaya böylesine kayıtsız kalabildik?
SOMA'da ölen işçiler bizim babamız, ağabeyimiz, kardeşimiz olmadığı için mi?
Biz, 1999 Marmara Depremi'nde ölen insanların yakınlarına yardım edebilmek için Türkiye'nin dört bir yanından Gölcük'e, İzmit'e, Yalova'ya ve Adapazarı'na gitmedik mi?
Evimizden battaniye, kılık kıyafet, gıda, para götürmedik mi?
Depremzede yakınlarına 'TEK MİLLET' olduğumuzu gösterebilmek için onların elini tutmadık mı?
Acılarına ortak olmadık mı?
Şimdi SOMA'da yaşananları adeta stadyumda maç izler gibi izlemiyoruz da ne yapıyoruz?
Sosyal medya organlarını kullanarak yaptığımız paylaşımlarda farkında olmadan siyasete alet olmuyor muyuz?
Millet olarak ilk kez SOMA'da birlik ve beraberliğin olmadığı acı bir gerçek ile karşı karşıya kaldığımızı üzülerek ifade etmek istiyorum.
Bugün Türk Medyası'nı, 'Yandaş Medya' ve 'Paralel Medya' olarak ikiye bölen siyasetçiler halen ölen işçiler üzerinden nemalanmak için birbirleriyle yarışıyor.
Türk Milleti olarak 'SOMA GERÇEĞİ'ni görmezden gelip siyaset canavarlığı yapanların peşinden koyun gibi gitmeye devam ediyoruz!..
SOMA'da!...
Siyaset Olmadan Milletçe Ağlayalım...
Şimdi lütfen!.. Ölen işçilerimizin başındaki baretleri elimize alıp kendi başımıza takalım.
Sonra bir maden işçisinin çocuğu tarafından yapılan bu resme de uzun uzun bakalım!...
Ve sessizce düşünelim!..
Çünkü sözün bittiği yerdeyiz:
'Bedeli SOMA'da Kanla Ödenmiştir!...'




   
2014-05-16
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları