Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
İdris KATIRCIOĞLU
İdris KATIRCIOĞLU kimdir?
Rize'nin Ardeşen ilçesinde dünyaya geldi. Erzurum ilahiyat Fakültesini bitirdi. Ardından Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler önlisans ve yine Anadolu Üniversitesi Sosyoloji lisans programlarını tamamladı. Halen Erzincan Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans programına devam etmektedir. Birçok bakanlığa bağlı kamu kuruluşlarında görevler yaptı. Eğitimci ve ilahiyatçı kişiliğiyle birçok yazı kaleme aldı. Yayınlanmış bir şiir kitabi bulunmakla beraber haftalık yazılarına da devam etmektedir. Evli, Necip Fazıl ve Mustafa adlı iki çocuk babasıdır
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Müstahak size!
Sevgili dostlar yıllardır kendimce yazılar yazıyorum. Dar bir okuyucu kitlem olsa da inandığım doğruları sizlerle paylaşmak bana mutluluk veriyor. Soma faciasından sonra suskunluğa gömüldüm. Kalemimi kenara koyup yüreğimin sesine kulak verdim. 'Bir avuç kömür için bir ömür verenlerin' ruhuna Fatihalarla ve Yasinlerle destek vermek haricinde elimden bir şey gelmedi. Yerin yüzlerce metre altında can verenlerin üzerinden siyaset yapacak kadar alçalma şansım yoktu. 'Bu facianın zamanlaması yanlış Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde olmalıydı' diyenler kadar da şeref yoksunu olamazdık. Vakur bir şekilde davranmak, yangın anında ilk önce yangını söndürmek insani ve İslami bir görevdir. Bize de bu yakışırdı zaten. Olaylara benzinle gidercesine kışkırtıcı ve politik yaklaşma büyük milletimizin değerlerine de ihanettir.

'Soma' ya müstahaktır' diyen katırsever yazara inat sevgi bu ülkede hala daha büyük bir çınardır. Yürekleri vidanjöre bağlı nice satılmış kalemler olsa da ülkem insani acısını yaşamayı her şeye rağmen başarabilmiştir. 17 Aralık hainlerine rağmen, Doğan medyasının kışkırtmalarına rağmen bu millet ölü sevicilerine iltifat etmemiştir. Kılınan namazlar, camilerden yükselen salâvat sesleri, gözyaşıyla sulanan kirpikler 301 canımız içindi. Evet, 301 canımız gitti. Ben 'müstahaktı' diyebilecek kadar büyük(!) bir yazar olamadım ama şunu diyebilirim ki bugün bizler daha çok kardeşiz. Acıyla dağlanan yüreklerin kardeşlik için nasıl coştuğunu hep birlikte yaşadık. Sedyeyi bile kirletmeye kıyamayan Anadolu insanının mahcubiyetini gördük. Maddi manevi yardım için her türlü yardımı esirgemeyen bir millet gördük.

Evet sevgili dostlar millet olmanın temel koşulu ülkü birliği değil midir? Evet acıyı bal eyleyemedik ama acıyla yoğrularak daha çok sarıldık birbirimize. Soma'ya gelip 'Müftü eşi' tiyatrosu gibi oyun sergileyenlere inat aslında sessizce kardeş olduğumuzu haykırdık. Kalpleri taşlaşanların bu sesi duymamaları garipsenmemeli. Onlar 'müstahak' zaten buna. Soma'ya sadece provokasyon için gelenlere inat halkımız sağduyusunu muhafaza etti 301 maden şehidine rağmen.

Sevgili dostlar bazılarının şu sözleri söylediklerini duyar gibiyim. Efendim iktidarın hiç mi suçu yok? Sevgili dostlar yukarıda ifade ettiğim hususlar bir güzelleme veya aklama değil. Ben müfettiş de değilim. İşin doğrusu Soma'ya gitmesem de Soma'dan olayın tanıklarından gerekli bilgileri de aldım. Kendimce değerlendirmeler de yaptım. Bunların geneli devlet açısından olumlu olsa da bunları sizinle paylaşmadım. Çünkü olayın acısını yaşarken hakim olmak, savcı olmak bizlerin işi değil. Herkes işini yapacak ama unutmayalım provokatörlük bir iş değil.

Sevgili dostlar 301 madencimizin naaşının çıkarıldığı bu anda artık olayı enine boyuna tartışalım. Doğru bilgilerle insanımızla paylaşalım. Ama ne olursunuz hafızamızla alay etmeyin. En küçük bir yanlış bilginin provokasyona dönüşebildiği bu ortamda daha dikkatli olalım. Madende yüzlerce kişi betonlaştırıldı diye haber yapmak milletin hafızasına ihanettir. Ey yazarım diye geçinen, sosyal güvenlikten anlayıp sosyal bilimlere yabancı olan yazar ve avanesi. Madende yakınlarının betonlaşmasına izin verecek bir şehit yakını olabilir mi? Onlar parayla veya korkuyla susturulabilir mi? Siz bu akla mı hizmet ediyorsunuz? Siz madenci yakınlarını satılık veya korkak olarak mı tanımlıyorsunuz? Hadi gidin işinize bu millete farklı görünmek için ucuz yalan veya komplo teorileri üretmeyin. O aklınızı da kendinize saklayın.

 Sevgili dostlar birkaç eleştiriyle yazımı sonlandırayım. Keşke başbakanımız toplantıda verdiği 20 yüzyıl örneklerini vermeseydi, her türlü kışkırtmaya rağmen daha temkinli ve mutedil olabilseydi. Ben açıkça şehit yakınlarının tüm hakaretleri ve tepkileri göğüslenilebilir diye düşünüyorum. Çünkü yaralı yüreklerin feveranı sınır tanımayabilir. Maalesef Soma'da sadece bu acılı yürekler yoktu birçok gönüllü provokatörde iş başındaydı. Her şeye rağmen başbakanımız daha sakin olabilirdi. Abdullah Gül, Taner Yıldız ve Devlet Bahçeli bence bu süreçte en doğru hareketlerin mimarları oldu. Hadiseye bakışları ve tepkileri çok yerindeydi.

Sevgili dostlar bu olayda hükümetin sorumluluğu yadsınamaz. Denetim ve takip iktidarın işidir. Peki ya sendika ne iş yapar beyler? İş yeri sahibi ve sendika göz ardı edilerek sadece hükümete vurmakta yanlıştır beyler. Millet olarak maden faciasıyla yüreklerimiz yandı. Bu yangında sorumluluğu olan yürütmeden, sendikaya ve oradan da işverene kadar herkes hesabını vermelidir. Her ne kadar '15 yaşında madenci şehit' yalan haberlerini yapan paralel pelesenkler olsa da, ihanet şebek ve şebekeleri mevzi genişletip 'ameliyata' başlasa da, bu millet zillete düşmez. Ne TOMA ne de Soma bu milletin değerlerinin istismar aracı olmayacak. Eyvallah


   
2014-05-18
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları