Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Ahmet LAZ
Ahmet LAZ kimdir?
1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Soma Faciası
Özellikle sanayi toplumuna geçişle birlikte ortaya çıkan enerji ihtiyacı için kömür, insanoğlunun vazgeçilmez bir ihtiyacı haline gelmişti. Bu uğurda özellikle 1850 yılından sonra buhar gücünün keşfedilmesiyle, insanoğlunun çıkardığı en büyük felaketler olan dünya savaşları yapılmış, milyonlarca insan telef olmuş, milyonlarca insan da yokluk ve felaketlere uğramıştır. Kömürden sonra enerji ihtiyacının petrole dönmesiyle de petrol zengini ülkeler, güçlü ülkelerin bir oyun veya sömürü alanı haline gelmiştir. Bugün dünyadaki karmaşanın çok büyük bir bölümü de hala aynı ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır.

105 bin nüfuslu Soma'da, 4.5 km2 lik bir alanda kömür madeni çıkarılıyor ve yörede her 10 kişiden biri madende çalışıyor. Bölgede başka iş alanı yok. Bir parça ekmek için, hayvancılık ve tarım dışında madende çalışmaktan başka bir çare yok. Hayatını kaybedenler ile yakınlarının her birinin ayrı hikâyesi var. Zaten pamuk ipliğine bağlı hayatların başına gelen bu felaket, birkaç kişi hariç tüm Türkiye vatandaşlarının yüreklerini sızlatıyor.

Yılmaz Özdil adındaki Hürriyet gazetesi yazarı, TV deki bir yorum konuşmasında ölenler için, 'bu şekilde ölüm onlara müstahaktır' anlamında bir ifade kullanıyor. Bu ifadeyi, oradaki işçilerin çoğunlukla AK Parti'yi desteklemiş olmalarından dolayı söylüyor. Halbuki hayatını kaybedenlerin de, mağdur olanların da içerisinde, kemalist düşünce hariç her görüş ve düşünceden olanlar olabilir.

Geçtiğimiz seçimlerde farklı partileri destekleyenler, belki önümüzdeki seçimlerde başka partileri destekleyeceklerdir. Hiçbir parti için bunun garantisi yoktur ki. Önemli olan, bu kadar zor bir işi hayatları pahasına ve üstelik az bir ücretle yapmak, aynı zamanda arkadaşının hayatını kendi hayatının önünde tutmak, kirlenmesin diye ambulansın içinde çizmelerini çıkartmaya kalkışmak değil midir? Bunlar, o kadar büyük insani değerlerdir ki bunu bir kemalistin anlayabilmesi de asla mümkün değildir. Somadaki facia ile ilgili olarak kendisiyle röportaj yapılan bir mühendisin açıklamaları dinledim.

Konuk, başta İngiltere olmak üzere Avrupa'nın birçok yerlerinde çalışmalar ve araştırmalar yapmış. 'Gelişmiş ülkelerde güvenlik konusunda alınan tedbirler, hiç bilmeyen kişilere göre yapılır' diyor. Çok doğru olan bu durumu, ben de defalarca müşahede ettim. Maalesef ülkemizin en büyük sıkıntısı, 'bilgililerin yetkisiz, yetkililerin de bilgisiz' olmalarından kaynaklanıyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bu yanlış kural, tüm kurumlarımıza özenle yerleştirilmiş sanki. Tesadüflerle bir yere gelmiş cahil insanlar, belki cehaletleri anlaşılmasın, belki de yerlerini sağlama almak için ekip olarak kendilerine fikirsiz, düşüncesiz kişileri seçmişler. Böyle olayların artık ülkemizde yaşanmaması gerekiyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner Yıldız, gece gündüz demeden olay yerinde çok çalıştı. İnşallah olayın aydınlatılması için de elinden geleni ve eğer küçücük bir ihmal varsa dahi gerekeni mutlaka yapacaktır. Cuma günü, firma yetkilileri de basının karşısına çıktı. Yetkililer, soruşturmanın yapılıp tamamlanmasını beklediklerini söylediler. Bu yetkililere göre ihmal söz konusu değil.

Biraz da provakatif amaç kokan sorularla, yetkililer soru bombardımanına tutuldu. Birine verilen cevap daha dinlenmeden onlarca soru yöneltildi. İlgimi çeken bu sorulardan biri de işçilerin çalışmak için yeterli eğitim alıp almadıkları hakkındaydı. Bir uçak yolcusunun da aşağı yukarı aynı kaza riski vardır. Hiçbir yolcu karşılaşılabilecek problemlerle ilgili eğitim almaz. Sadece uçağın kalkışı sırasında birkaç hostes, kaza anında neler yapılabileceğini birkaç dakikalık anlatımla anlatır. Yolcular ister dinler, isterse de dinlemezler.

Düşmekte olan uçağın yolcularının hepsi de uçak mühendisi olsa neye yarar ki! Bir maden işçisinin de eğitimi birkaç saatlik seminerden başka olmaz diye düşünüyorum. Bir de Soma'daki olay, Şili'de 69 gün sonra sağ çıkarılan madencilerle karşılaştırılıyor. Şili'deki maden, kömür değil bir bakır madeniydi. Çökmelerden dolayı işçiler mahsur kalmışlardı. Yangın ve karbon monoksit gazı gibi insanları çaresiz bırakan etkenler yoktu. Bu farklılıkların dikkate alınması gerekiyor. İşin bir acı yönü de, daha kazazedelere ulaşılmadan, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok yerde çatışmalara varan protestolarla karşılaşıldı.

Kazazedeler çıkarılsın, ocakta gerekli incelemeler yapılsın, olayın nedenleri ortaya çıksın, hepimiz gerekiyorsa protestolarımızı veya varsa eğer olayın üstünü kapatmaya çalışanları hep birlikte tel'in edelim. Yok eğer bu gerçekten bir kazaysa, bir daha yaşanmaması ve tedbirlerin alınması için gerekli baskıları kuralım. Bu ve benzeri acıların bir daha yaşanmaması umuduyla kalın sağlıkla...

Ahmet Laz

[email protected]



   
2014-05-19
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları