Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 05 Eylül 2014
Gürbüz BATTAL
Gürbüz BATTAL kimdir?
1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Manisa'nın İşgali (25 Mayıs 1919)
25 Mayıs, Manisa'nın işgalinin 95. yıldönümüdür.

Bugünlerin değerini daha iyi anlayabilmek için geriye dönüp düne bakmak gerekir diye düşünüyorum.

M.Ö. 1200 yıllarında Mağnesiya adıyla kurulmuş olan, daha sonra Etiler, İyonlar, Frigyalılar, Lidyalılar, İranlılar, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslar, Saruhanlılar ve Osmanlıların üzerinde yaşadığı dünyanın en güzel şehirlerinden birisidir Manisa.

Osmanlılar döneminde şehzadeler şehri olan Manisa, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra en karanlık günlerini yaşar. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra 15 Mayıs 1919'da Yunanlılar İzmir'e asker çıkarır ve işgal eder.

İşgalin en acı yönü, yıllarca ekmeğimizi paylaştığımız, kendimizden birisi olarak bildiğimiz vatan hainlerinin Yunan bayrakları ile Yunanlıları karşılamalarıdır.

İzmir'in işgalinden sonra Urla, Çeşme Torbalı ve Menemen'in işgali ile Yunanlıların Manisa'ya yöneleceklerini sezen, başta Manisa Müftüsü Âlim Efendi olmak üzere vatanseverler halkı muhtemel Yunan işgaline karşı direnmeye çağırır.
Yunan kralı Venizalos'un iş birlikçisi olan en büyük vatan hainlerinden Mutasarrıf Giritli Hüsnü Bey (Hüsnüyadis) halka, Kuşadası Metropilidi'nden (Hıristiyanlıkta bir bölgenin tüm kiliselerinden sorumlu piskopos veya başpiskopos) aldığı haberlere dayanarak Yunanlıların Manisa' yi işgal etmeyeceklerini söyler. İngiliz mümessili de, tasalanmaya gerek olmadığını, çünkü Manisa'nın işgal bölgesi içinde bulunmadığını iddia eder. 

Mutasarrıfın tutumu ve İngiliz temsilcisinin telkinleri, büyük halk kitlesinin onların tarafına geçmesine sebep olur. Bu yüzden Manisa'nın savunulması hususunda gerekli tedbirler alınmaz. Hâlbuki Manisa'nın silah deposunda çok miktarda top, silah ve cephane vardır. Bunlarla şehrin savunulması pek âlâ mümkün olabilirken Yunanlıların Manisa' ya doğru ilerledikleri duyulduğu vakit, depodaki silahların kullanılması bir yana, bunlar Mutasarrıf Giritli Hüsnü Bey tarafından toplattırılarak Yunanlıların eline geçmesi sağlanır.

Deyim yerindeyse Manisa altın tepsi içinde Yunanlılara peşkeş çekilir. (25 Mayıs 1919)

İşgalden önce 45 000 kadar olan Manisa'nın Müslüman nüfusunun, Manisa'nın kurtuluşundan sonra 15 000'e düştüğü görülür. Savunmasız bir şekilde düşmana kurbanlık kuzu misali teslim edilen Manisa halkı esaslı bir direniş gösterememekle beraber özellikle ilçe ve kasabalarında düşmana kan kusturan kahramanlık destanları yazılır. 

Savunmasız Manisalılardan 3500 kişi yakılmak suretiyle, 855 kişi de kurşunlanarak katledilir. Yunanistan'a götürülen 4500 Müslüman Türk'ten haber alınamaz. Sadece bir mahalleden götürülen 500 kişinin akıbeti ise meçhuldür.

3 yıl 3 ay 13 günlük işgal süresince 10 700 ev, 13 cami, 2449 dükkân, 35 han, 7 hamam, bir çiftlik, 26 bağ evi,1740 köy evi yakılmıştır. (Bu arada insan onuruna yakışmayacak hakaretlere maruz kalan kadın, çocuk ve yaşlıların durumunu anlatmaya kelimeler kifayet etmez.)

5 Eylül 1922 akşamı Yunan taburları, ilk adımda Malta semtini ateşe verir. Halk, bu yangını güçlükle söndürür. Aynı günün akşamı kışla, 6 Eylül sabahı da çarşı ateşe verilir. Yunanlılar bununla yetinmez Hükümet konağını da ateşe verir. Çareyi Spil dağına kaçmakta bulan halk, uykusuz ve perişan bir durumda dağda saklanarak canını kurtarır.  

Hüsnüyadis, Manisa işgal edilmeyecek diyerek halkı oyalayan ve işgal güçlerine bir kurşun atmadan işgalcileri törenle karşılayan bir soysuzdur. Bu kişi, 26 Ağustos 1922'de Türk Kuvvetlerinin Afyon'u aşıp batıya doğru hareket etmesi ile 8 Eylül 1922'de Yunan güçleri ile birlikte Manisa'yı terk eder ve Yunanistan'a gider. Hüsnü olan ismi Hüsnüyadis'e dönüşür. Yunan istihbaratının emrine girer. Yunan Milli Bankasından maaş alır. Arkasından, işgal edilmeyecek dediği halde üçte ikisi yanmış ve enkaz haline gelmiş bir Manisa bırakır.

Son söz: Vatan hainleri ve düşmanın iş birlikçileri olmadığı sürece bir devletin toprakları kolay kolay işgal edilemeyeceği bilinciyle Hüsnüyadis'lerle aynı zihniyetteki kişilere karşı uyanık olunmalıdır.




   
2014-05-25
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  YORUMLAR 1 sayfada toplam 1 yorum
Tarihistan
2014-05-26 12:52:52    ip: 107.178.43???
Teşekkür ederim. Siz de olmasanız konu hakkinda yazı yazan olmayacak hocam.
.......................................................................................................................................................................
1
yazarın diğer yazıları