Fevzi GÜNENÇ
|
|||
![]() 1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi? Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Tintini ve Tek Kaleye Gol | |||
![]() TİNTİNİ Tintini çocukların portakal kabuğundan yaptıkları bir oyuncaktır. Tintini yapmak için Yafa portakalı gibi kalın portakal kabuğu tercih edilir. Portakal kabuğu makasla, bir bozuk para büyüklüğünde düzgünce kesilir. Ortasına yarım bir kibrit çöpü geçirilir. İşaret parmağı ile başparmak arasında tutulan çöp kıvrılarak yere bırakılır. Bu kıvırma sonucu tintini dönüp durur. En çok dönen tintinisi olanlara 'İyi Tintinici' denirdi. TEK KALEYE GOL Bugün bu oyunun adına 'Penaltı Atmaca' diyebilirsiniz. Ama biz o zamanlar penaltının ne olduğunu bilmiyorduk ki... Topumuz genellikle kağıttan dürülmüş olurdu. En lüks zamanımız lastik bir topumuz olduğu zamanlardı. Belirli bir süre sonra oyun biterdi. Oyun sonunda kaleye en çok gol atanı 'gol kıralı' ilan ederdik. En az gol atan iki kişi sahanın bir başından bir başına kadar onu omuzlarında götürüp getirirdi. Bu arada öbürler tempo tutardı: 'Ya ya ya şa şa şa Gol kralı çok yaşa...' Ben bu oyunlarda genellikle kalede dururdum. Gol yememek için kendimi topraklara, çamurlara salıverirdim. Eve dönerken tabii ki üstüm başım berbat olurdu. Giysilerimin aldığı hali anneme göstermemek için temizlemeye çalışırdım ama ben temizlemeye çalıştıkça, giysilerim daha da kirlenirdi. Tabii o zaman da annenin gazabına uğramak kaçınılmaz olurdu. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-06-05 | |||
|
|||