Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ kimdir?
1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi?
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Yahudi Mevlidi ve Darabil
GAZİANTEP YÖRESİNDEN GELENEKSEL ÇOCUK  OYUNLARI (6)


YAHUDİ MEVLİDİ

Yahudi mevlidi çok eğlenceli bir oyundur. Bu oyuna istenildiği kadar sayıda oyuncu katılabilir. Her oyuncu bir şarkı ya da türkü seçer. Oyun başladığında herkes kendi ezgisini söylemeye başlar. Bu oyunda üstünlük sağlamak için en fazla bağırabilen olmak gerekmektedir. Kendi parçası öbürlerininkini bastıran kazanır. Kahkahalarla devam eden neşeli bir oyundur.


DARABİL

Oyun en az üçer kişilik iki gurupla oynanır. Duruma göre takımlar beşer ya da yedişer kişiden de oluşturulabilir.

Guruplardan biri ebe takım olur.Ebe takım da yine 'incili babili' ölçümlemesiyle saptanır.

Oyunda bir 'mere' yeri ile mere'den beş altı metre kadar uzaklıktaki bir de 'başlangıç' çizgisi vardır.

Bu oyunu penaltı oyununa benzetebilirsiniz.

Ebe takımın bir oyuncusu mere'yi bekler. Karşı takımın oyuncusu mereye dokunmaya çalışır. Meredeki oyuncu mere'sini savunur, karşı takımın oyuncusunu oraya yaklaştırmaz.

Eğer karşı takımın oyuncusu bir şaşırtma ile mere duvarına dokunursa koşarak başlangıç noktasına dönmelidir. Bu koşu sırsında ebe takımın diğer iki oyuncusu devreye girer. Onu çizgiden uzaklaştırmaya çalışır.

Mücadele sonunda ebe takımının oyuncuları onu başlangıç noktasına kadar sürükleyebilirse o oyuncu oyun dışı kalır. Eğer o oyuncu savunma oyuncularına rağmen mere'ye elini dokundurabilirse öbür takımdan bir kişi eksilir.

Oyun takımlardan birinin oyuncusu bitinceye kadar devam eder. Oyunda en az oyunca kaybeden taraf kazanır.

Bu oyunda kazanan taraf olmak için yerde sürüklenmelerimize aldırmaz, dizlerimizim kan revan içimde kalmasını umursamazdık. Ama kaçınılmaz olan bir şey vardı. Akşam eve döndüğümüzde annemiz pantolonumuzun ne hale gelmiş olduğunu gördüğünde, artık ondan çekeceğimiz vardı.

   
2014-06-06
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları