Tayyip Erdoğanın B Planı ve C Planı...

Erkan ARKUT

Erkan ARKUT kimdir?
05 Ekim 1970 Ankara doğumluyum. Bilkent Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezunum. Şu anda kendi şirketimde yönetici olarak çalışmaktayım. İstanbul’da ikamet ediyorum. Yazı yazmayı ve fikirlerimi insanlarla paylaşmayı çok seviyorum, bu yüzden her gün yazdığım yazılarımla insanlara ulaşıyorum ve onlardan aldığım olumlu yorumlardan dolayı çok memnun oluyorum. Siyaset, günlük yaşam, dünya kategorilerinde yazıyorum.
Email: [email protected]

YAZARIN SAYFASI

Tayyip Erdoğan'ın B Planı ve C Planı...

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş geçtiğimiz günlerde PKK'nın kaçırdığı çocukların annelerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından tahrik edildiğini, süreci ise dinamitlediğini söyledi.
Demirtaş, 'Çocukları getirmezlerse B planımız, C planımız var' diyen Başbakan'ı, 'A planı dışında başka planınız olmasın. Zaten onun B planı gidip Sayın Öcalan'a yalvarmak, C planı da ikinci kez gidip Sayın Öcalan'a yalvarmak' dedi.

Şimdi Selahattin Demirtaş'ın nasıl kendine güvenerek konuştuğunu ve Türkiye'nin başbakanına nasıl gözdağı verdiğini görüyor musunuz? Başkanlık sistemi, federasyon diye nasıl hükümete baskı yaptıklarını görüyor musunuz? Başkanlık sisteminin Türkiye'de uygulanmasını isteyen Öcalan değil mi? Federasyon sistemini Türkiye'de uygulatmaya çalışan Öcalan değil mi? Bunlar nasıl çıkıp da hükümete böylesine baskı yapacak cesareti kendilerinde buluyorlar. Türkiye millet tarafından mı yönetiliyor yoksa BDP ve Abdullah Öcalan tarafından mı? Abdullah Öcalan'ın sözüne göre hareket edecek bir devlet istemiyor bu millet.

Federasyon ve başkanlık sistemi ile Türkiye'yi parça parça etmek istiyor bunlar. Böylece Komünist devlet kuracaklar. PKK Antalya'yı da almak istiyor, Mersin'i de almak istiyor. Böylece Akdeniz'de etkili olmayı planlıyorlar. Sonra da diğer federe devletleri kendi kafalarınca ele geçirecekler.

Şu anda azimli, gözü dönmüş, politize olmuş yüzbinlerce PKK'lı var dağda. Oysa bizim gençliğimiz milli birlik ve beraberlik şuuruyla eğitilmiyor. Tam tersine materyalist, Darwinist eğitimle eğitilip belli bir ideale kanalize olmuyorlar. Tamamen uyuşmuş beyinlerle dünyaya dalmış durumdalar. Bu yüzden PKK verdiği ciddi komünist eğitimle daha avantajlı konuma geçiyor. Savaş ve saldırganlık hırsı ile akılalmaz bir mücadeleye hazırlar. Ve Türkiye'yi de kolayca yutacakları bir lokma olarak görüyorlar.

Neden Türkiye'de illa başkanlık ve federasyon sistemi olsun? Tam tersine Türkiye böylesine ciddi bir bölünme tehdidi altındayken asla böyle bir sisteme bulaşmamak lazım. Biz Tayyip Erdoğan'dan sonra kimin başbakan olacağını bilmiyoruz. Bundan sonra gelecek kişi bu federasyon sistemiyle PKK'ya tüm Türkiye'yi böldürür mü onu da bilmiyoruz.
Ama böyle bir sistemin Türkiye'yi paramparça edeceğini, Türkiye'nin sonunu getireceğini çok iyi biliyoruz. PKK yıllardır Ergenekon'un kendisine uyguladığı korkunç işkencelerin öcünü almaya yemin etmiş durumda. Binlerce faili meçhul var Güneydoğu'da. Kürt kardeşlerimize olmadık işkenceler yaptılar, onları Türk halkından nefret ettirdiler. Kürt kardeşlerimize rahat vermediler.

Yıllarca Darwinist materyalist eğitimle, uyguladıkları bu zalim politikalarla Güneydoğu'da özel nefret zemini oluşturdular. Şimdi de her ne pahasına olursa olsun topraklarımız bölüp orada Komünist Kürdistan'ı kurmaya çalışıyorlar. Bunun da ancak federasyonla mümkün olacağını görüp bu konuda baskı yapıyorlar. Türkiye federasyonla, başkanlık sistemiyle maceraya atılacak bir ülke değil.

BDP başkanı nasıl oluyor da bu ülkenin başkanına 'Öcalan'a gidip yalvaracaksın' diyebiliyor? Demek ki federasyon için, başkanlık için birtakım sözler verilmiş. Hükümetin içinde de bazı kişilerin siyasi çıkar ve koltuk sevdasından Öcalan'ın ve PKK'nın yanında olduğu çok net görülüyor. Bu yüzden başbakan Tayyip Erdoğan'ın tehlikeyi çok net görüp başbakanlığı kimseye bırakmaması gerek.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğunda öyle zannedildiği gibi başbakan koltuğuna oturan kimseye müdahale edemez. Siyasi gücü başbakan koltuğundaki gibi olmaz. Türkiye böylesine dört bir yandan kuşatılmışken, PKK bir yandan, küresel güçler bir yandan Türkiye'yi bölmek için kolları sıvamışken başbakanlığı bırakmak Tayyip Erdoğan'a yakışmaz. Bu arada federasyon yanlısı olduğu iddia edilen Bülent Arınç'ın ve Numan Kurtulmuş'un asla başbakanlık koltuğuna oturmamaları gerektiğini de tekrar hatırlatayım.

Türk milletinin vicdanı bunu kabul etmez. Tayyip Erdoğan bu yalvarma sözlerini yutmasın, Türkiye'yi böldürmemek adına varını yoğunu ortaya koysun. Türkiye'nin kolay yutulacak bir ülke olmadığını gösterip PKK şımarıklığına ve BDP'nin dayatmalarına bir an önce son versin.

2014-06-06

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.