İdris KATIRCIOĞLU
|
|||
![]() Rize'nin Ardeşen ilçesinde dünyaya geldi. Erzurum ilahiyat Fakültesini bitirdi. Ardından Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler önlisans ve yine Anadolu Üniversitesi Sosyoloji lisans programlarını tamamladı. Halen Erzincan Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans programına devam etmektedir. Birçok bakanlığa bağlı kamu kuruluşlarında görevler yaptı. Eğitimci ve ilahiyatçı kişiliğiyle birçok yazı kaleme aldı. Yayınlanmış bir şiir kitabi bulunmakla beraber haftalık yazılarına da devam etmektedir. Evli, Necip Fazıl ve Mustafa adlı iki çocuk babasıdır Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Damdaki Adaydan Ayasofya'ya... | |||
![]() Çatı ustalarının kararını duyunca dayanamadım. Ahmet Turan ALKAN kadar maharetli bir marangoz olmasam da bir marangoz kardeşi olarak birkaç kelam için sizlerin huzurundayım. İkinci itirafımı da yapayım İhsanoğlu'nun CHP tarafından aday gösterilmesi şaşırtıcı bir hamle. CHP'den benim ummadığım bir çıkış. Peki, CHP bu adayı hazmeder mi, hazmetmez mi onu ben bilmem o CHP'nin işi. Olası Tayyip ERDOĞAN'ın adaylığı durumunda karşısında ki adayın direnci bence sosyal ve siyasal anlamda bir kilometre taşı olacaktır. CHP kendinden beklenmeyecek bir derinlikle adaylık sürecini yürütmüştür. Eğer damdaki aday İHSANOĞLU olursa kimse kusura bakmasın seçim sadece Türkiye seçimi olmaktan çıkar. Bir Ortadoğu seçimi haline gelir. Abdülfettah SİSİ'nin hamisi, ESAD'in destekçisi, Fethullah Bey'in distribütörlüğünü yaptığı küresel aktörlerin maşalarıyla milletin gönlünün paşası yarışacak bu seçimde. CHP şaşırtıcı aday gösterdi dedim ama bu kazanmak için yeterli değil sevgili dostlar. Açıkçası reel politik olarak Başbakanın görevine devam edip devlet içindeki virüsleri ayıklamaya devam etmesini istiyorum. Hatta bir yazımda ARINÇ'ın Cumhurbaşkanı, ERDOĞAN'ın Başbakanlığa devam etmesini konu etmiştim. ERDOĞAN'ın normal şartlarda köşke en layık kişi olduğu kaçınılmaz bir hakikat olsa da biz ülke olarak anormal zamanlardayız. Son dakikaya kadar başbakandan kendisinin adaylığı dışında sürpriz bir hamle beklesem de bu seçim olağanüstü olacak. Türkiye'nin 2. Kurtuluş Savaşı şekline dönüşecek. Suriye'de ESAD ile kıyım yapanların, Mısır'da MURSİ'ye ve İhvan'a darağacı hediye edenlerin Türkiye'de tutunacakları son dal İHSANOĞLU'dur. Kimse kusura bakmasın bu aday Baasçı yapının Türkiye vitrinine sürülme sevdasının meyvesidir. İHSANOĞLU'nun İslamcı, Kemalist vb. şekilde kategorize etme niyetinde değilim. Sonuçta İKÖ'ya başkan olmasını isteyen de AK Parti hükümetiydi. Burada yaptığım eleştiri İHSANOĞLU'nun şahsına değil onu vizyona çıkaran senaryo yazarlarınadır. Bir dostumun dediği gibi bu seçim sürecinin özeti şudur: 'İktidar güçlü Cumhurbaşkanı, muhalefet ise güçsüz bir cumhurbaşkanı istiyor.' Tersinden okuduğumuzda da iktidar güçsüz muhalefet ise güçlü başbakan istiyor' diye okunabilir. Ortada olan şu gerçeği görmeye mecburuz; de facto olarak seçilecek yeni cumhurbaşkanı ister istemez başkan gibi olacak. Koltuğu daha sağlam olacak. Keyfiyet ve kemiyet açısından da daha da etkin olacak. 'Vay efendim Başbakan cumhurbaşkanı olunca daha farklı davranır' lakırdısını yapanları duyar gibiyim. Evet o konuda haklılar bahse konu kişi farklı biri. Hayduda 'one minute', jüristokrasi hayranlarına 'edepsizleşme', din bezirganı paralel yapının unsurlarına 'Haşhaşi' diyebilen biri var karşımızda. Dersim için özür dileyebilen, 'tarihte bizde hata yapmış olabiliriz' diyen biri O. Yeri geldiğinde cenaze evinde Kuran okumaktan imtina etmeyen, yeri geldiğinde gariban sofrasında bağdaş kurabilen bir başbakan O. Başçalan salyalarıyla kusmuğa Bulaçmış paralelcilerin şimdilerde beğenmediği Erdoğan gibi bir başbakan görmüşler midir hayatlarında? Kusura bakmayın sıra dışı biri var karşımızda. Yüz yılda bir lider gelir bu coğrafyaya. Bu yüzyılın lideri de Erdoğan! Birileri hazmedemese de her türlü koltuğun ilk adayı ve hak edeni Erdoğan'dır. ERDOĞAN başbakan, ARINÇ Cumhurbaşkanı, GÜL TBMM başkanı veya aktif bir bakanlık diye gönlümden geçse de 'O Reisi Cumhur olursa' yı hep düşünmüşümdür. Evet dostlar, O eğer ister ve de Cumhurbaşkanı olursa yine farklılıklara hazır olalım. İmam-Hatipli biri köşke çıkacak. Belki de cübbesini giyip Ayasofya'da bir Cuma namazı kıldıracak ve hutbe okuyacak. Ayasofya ile beraber bu millet Üstadın deyimiyle özgürlüğe kavuşacak. Bu benim hayalım. Oğluna Necip Fazıl adını veren biri olarak onun Ayasofya ile ilgili şu sözü benim için bir ölçüdür. "Ayasofya'nın kapılarıyla beraber ruhumuzu kilitlediler; Ruhumuzu kilitlemek için Ayasofya'yı kilitlediler!" Evet Necip Fazıl'ın bu sözleri kulaklarımda çınlıyor. Emin olun o kilit yakında açılacak. Laikçi yobazların bunu duyduğunda koltuklarından zıpladıklarını görür gibiyim. Geçtiğimiz günlerde ülkemize gelip de hadsizce konuşan Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un bir papaz olduğunu bilenler rahat olmalılar. Ülkemizin Almanya gibi dinci bir ülke olması için bir cami imamının Cumhurbaşkanı olması lazım. O imam ben değilim. Eyvallah! |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-06-21 | |||
|
|||