YAZARIN SAYFASI | |||
Beden zahirle, ruh batınla yaşamalı | |||
![]() Elbette ki bir kişinin kendi hayatının akışına dair yapacağı faaliyetler, okuyacağı okullar, seçeceği tercihler üzerinde düşünmesi, plan yapması son derece doğaldır. Fakat buna yaparken asıl yaratılış amacının Allah'a kulluk olduğunu unutmaması gerekmektedir. Samimi iman eden bir insan, hayatı ile ilgili aldığı kararlarda tek mutlak gücün Allah'ın olduğunu bildiği için her şeyin O'nun kontrolünde olduğu düşünerek hareket eder. Allah, Müzzemmil Suresinin 7. ayetinde 'Gündüz, senin için uzun uğraşılar vardır.' diye bildirmiştir. Hepimizin günün akışı içerisinde zaruri olarak ilgilenmesi gereken işleri vardır. Ancak bizim için mühim olan tüm bunları yaparken Allah'ın her an bizimle birlikte olduğunu unutmadan her anımızı şuur açıklığıyla yaşamaktır. Gün içinde yaşadığımız her olay, hissettiğimiz duygular, konuşulan her cümle daha biz doğmadan belirlenmiş bir kader üzerinedir. Beynimizin içinde duyduğumuz her ses, gördüğümüz her görüntü, meydana gelen her konuşma, insanların ağızlarından çıkan her kelime, kaderde Allah'ın dilemesiyle önceden yazılmış ve konuşulmuştur. Batın gözüyle baktığımızda çevremizdeki insanların aslında müstakil bir kişiliği yoktur, hepsi Allah'ın birer tecellisidir. Bu nedenle müslümanlar kınayanın kınamasından korkmaz, sadece Allah'ın rızasını, rahmetini, cennetini kazanmanın gayretinde olup, bunun heyecanını sürekli kalplerinde yaşar, her yerde hakkı ve doğruyu savunurlar. Her zaman ölçüleri Allah'ın hidayet rehberi kıldığı Kuran-ı Kerim'in emir ve tavsiyeleridir. Zira 'Başkaları ne der' gibi zihni boş yere meşgul eden kuruntular, insanın enerjisini emip bitiren zaman kayıplarıdır. Allah Kuran'da 'Onlar boş ve yararsız konuşmalardan yüz çevirirler' diye bildirmiştir. Bakara Suresinin 269. ayetinde ise 'Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.' diye buyurulmuştur. Ayetlerde de belirttiği gibi önemli aklı lüzumsuz düşüncelerden arındırmak, vicdanı ve aklı temiz tutmaktır. Allah, Sad suresi, 30. ayetinde Hz Süleyman için 'O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi' diyerek gerçek müslümanın her işinde Allah'a dönmesi, tüm dikkatini Allah'a yöneltmesi gerektiğini anlatmaktadır. Gerçekten de dikkat tam olarak Allah'a verildiğinde, o kişinin hayatına bereket, güzellik gelir. Bu şekilde kişinin vicdanı son derece rahat olur, mutlu yaşar. Allah aşkıyla yanıp tutuşanlar 'La ilahe illallah' diyerek yaşarlar. Çünkü Allah'ın her yeri inayetiyle sarıp kuşattığının bilincindedirler. Bu ruh hali dünyada insanın sahip olabileceği en büyük nimetlerdendir. Kalplerinde ve zikirlerinde 'maşaAllah, elhamdülillah, inşaAllah' sözleri vardır. Her baktıkları yerde, her konuştukları insanda, gün içinde karşılaştıkları küçük büyük her olayda Allah'ın ayetlerini görür, Allah'ı anarlar. Yürekleri Rabbimiz'e adeta kenetlenmiştir. Böylesine Allah'a düşkün bir insan hayatının her aşamasında Allah'la beraberdir. Karşılaştığı her olayda ve 'acaba Allah benim için imtihan olarak ne yaratacak' diye düşünür. Nasıl bir tavır gösterirsem Allah benden razı olur, bunun hesabını yapar. Yukarıdaki anlattığım bakış açısı, Müslümanın sürekli salih amellerde bulunmasına vesile olur. Allah, Fetih Suresinin 29 ayetinde 'Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir' diyerek samimi Müslümanların iç dünyasının dış görünüşlerine yansıdığına dikkat çeker. Dolayısıyla böyle samimi iman edenlerin yüzlerinde nur, üzerlerinde müthiş bir heybet, vakar, asalet olur. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-06-25 | |||
|
|||