Göknur YUMUŞAK YAZICI
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||
![]() Tarım bakanlığından emekliyim.Yıllardır şiir ve öykü yazıyorum.Çeşitli gazetelerde yazılarım yayınlandı.Halen Demokrat Urla ve İzmir izmir net gazetelerinde öykülerim ve makalelerimi yayınladığım köşem var. Kadın Yazarlar Derneği üyesiyim.Sosyoloji öğrenimi görüyorum.Kırsal kadınlarla ilgili çalışmalarıma emekli olduktan sonrada çeşitli derneklerde devam ediyorum.İki çocuğum var. Email: [email protected] |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||
YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Al Yanaklı Zehirler | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
![]() Özellikle yazın pazarda alışveriş yapmak beni yay gibi geriyor ve çok canım sıkılıyor.En kötüsüde bilmek ve çaresiz kalmak. O çok sevdiğim pembe güzelim şeftaliler; ustaların ustası Yaşar Kemal'in betimlemelerindeki caanım al yanaklı şeftaliler gözümde düşmana bürünüyor.Al yanaklı zehirler oluyorlar. Şeftaliler tüylü olduğu için zehirleri hapsediyor.Ve çok yumuşak dokulu oldukları için zararlı sinek ve kurtlar çok rahat delerek içine giriyorlar.Bu yüzden çok fazla ilaçlama yapılıyor.Bu kadar çok ve bilinçsizce ilaç kulalnılması şeftalileri adeta bir zehir topuna dönüştürüyor. İlaç kutularının üzerindeki etkinin geçme süresi ve hasat zamanı uyarısını da hiç bir çiftçi okumuyor.Hallerde ki denetimleri bilmiyorum.Bildiğim birşey var ki oda çok zehirli şeftalilerin pazarlarda satıldığıdır.Şeftalilerin yanından geçerken bile buram buram o çok aşina olduğum zehir kokusunu hissediyorum.Ben Narlıdere pazarından alışveriş yapıyorum. Her yaz aynı kabusu yaşıyorum.Çünkü bebekli aileler en çok şeftalileri yumuşak olduğu için bebeklerine yediriyorlar.Onların çocuklarına zehir yedirmesi yüreğimi yakıyor.2012 yılında Tarım Bakanlığı Alo 174 gıda hattına bu durumu bildirdim ve Narlıdere pazarındaki şeftalilerin tahlil edilmesini istedim.Birkaç gün sonra bana döndüler ve tüm şeftalilerin faturalı olduğunu söylediler. Yani sadece faturalı olup olmadığını kontrol etmişler. 2013 yılında yine bildirdim uzun uzun mevzuattan bahsettiler yine bir sonuç alamadım. Ülkemizin yılda kaç ton zehir ithal ettiğini doğrusu çok merak ediyorum. Çünkü çok fazla tarımsal ilaç kullanıldığını gözlemliyorum. İlaç bayiileri açılan bölgenin tarım potansiyeline göre değil tamamen ticari amaç doğrultusunda açılıyorlar.Örneğin Antalyanın kumluca ilçesinde adım başı bir ilaç bayii var.İlçeyi gezdiğimde adeta ürktüm.Sanki bilim kurgu film setinde gibiydim.Bu kadar çok ilaç bayii demek tonlarca ilaç demekti.Şehri hemen kaçarcasına terk ettim.Sonra ki araştırmalarımda burada çok fazla kanser hastası olduğunu öğrendim.Bu tabii ki iki kere ikinin dört ettiği gibi kaçınılmazdı.Daha bunun gibi nice yerler var. Çok uluslu dev şirketler dünyanın her yerini ahtapot gibi sarmışlar.Önce kanser yapan tarım ilaçlarını satıyorlar sonrada kanser ilaçlarını satıyorlar.Ve hep kazanıyorlar hep kazanıyorlar. Bizler ise hem onlarca para akıtıyoruz hemde kanserle boğuşuyoruz. Tarım ilaçları ve kanser ilişkisini birçok akademisyen gündeme getiriyor.Bu artık apaçık ortada. Ama pratikte pek birşey yapılmıyor. Çiftçiler ilaçların bazılarının renksiz ve kokusuz olmasının çok zehirli olamadığına yorumluyorlar.Oysa ilaç şirketleri bunu özellikle böyle üretiyorlar.Amaç çiftçileri aldatmak. İlaç bayiilerinde ilaçların çok zehirlileri ayrı bir dolapta bulunuyor.Ama çiftçiler bunları kullanırken hiç te öyle özen göstermiyorlar. Ne maske nede eldiven takıyorlar.Yani çiftçiden tüketiciye hepimiz toptan her gün zehirleniyoruz.Şimdiki ilaçlar zehirli değil bir şey yapmıyor diyorlar .Evet çok miktarda alınmaz ise hemen öldürmüyor.Ama vücutta birikerek zamanla kansere yol açtığı artık bilinen bir gerçek.Yıkamayla yada pişmeyle de etkisi azalmıyor.Birde sistemik zehirler var.Bunlar bitkinin damarlarında dolaştığı için kesinlikle yıkamayla etkisi geçemez.Salça vs. gibi endüstiriyel ürünlerde kullanılan meyve sebzeler gibi hammaddelerde ilaç artıklı olabiliyor.Bu kanallada zehir alıyoruz. Bu konu beni oldukça çok rahatsız ediyor.Kendim bilgilerim ölçüsünde dikkat ediyorum kendimi kurtarayım diyemiyorum. Çünkü insanların her gün zehirlenmesi beni çok etkiliyor.Yapılacak çok şey olduğunu da biliyorum fakat öylece elim kolum bağlı seyrediyorum sadece. Devlet İstatistik Enstitüsü Tarım bakanlığı ve Sağlık bakanlığı müşterek olarak yılda kaç ton zehir ve kimyasal gübre ithal edilip kullanıldığını ve yılda kanserden kaç kşinin öldüğünü yada kansere yakalandığını rakamlarla açıklaması gerekir sanırım.Bunları bilmeye hakkımız var. Tabii ki gerekli tedbirler alınmalı ve ne yapılması gerekiyorsa mutlaka yapılmalıdır.Sağlıklı günler diyemiyorum çünkü sağlıklı yaşayamıyoruz maalesef. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||
2014-06-28 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||